English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ B ] / Boos

Boos traduction Turc

97 traduction parallèle
Touch my boo-boos.
Bu-bu larımı elle.
" You dress me up in peek-a-boos
" Banim yüzüme maske tak
And they pulled the gold fucking spoon... out of mouth so I could come here. And see how you low Class eleven boos live.
Ağzımdaki altın kaşığı aşağı tabakanın nasıl olduğunu görmem için mi çektiler?
Excuse me if I was brusque, but we get boo-boos in here without a dollar.
Sertliğimi bağışlayın. Bazen meteliksiz Afrikalılar kapımı çalıyor.
Oh, a few boos from the gallery, I see.
Oh, balkondan gelen bir kaç yuhalama görüyorum.
My little boo boos.
Küçük hatalarım benim.
Pocket peek-a-boos.
Cep öcüleri.
They just get really big boo-boos.
Sadece biraz tehlike yaşıyorlar
( class boos ) What do you think we are?
Bizim ne olduğumuzu sanıyorsun?
Russian boo-boos, you go for some foreplay, they'll detail your car.
Rus karılara biraz şefkat göster, senin için her şeyi yaparlar.
The boos are unnecessary.
Yuhlamaya gerek yok.
Limiting your exposure to potential RICO boo-boos.
Çete polislerine daha az görünmelisin.
- No boos!
- Yuhalama!
Roger Maris with his 45th home run drawing a lot of boos.
Roger Maris 45 Sayı turu ile çok fazla yuhalanıyor.
I should've kissed your boo-boos and made dem better. I was supposed to tell the bad little boy stories and bake you giant sugar cookies and knit you fluffy sweaters, carried you and held you, and told you how much I loved your diapers.
Sana kötü çocuklarla ilgili hikâye anlatmalı kocaman şekerli kurabiye pişirmeli, ve yumuşacık kazaklar örmeli elinden tutup, bebek bezlerini ne kadar sevdiğimden bahsetmem gerekiyordu.
. I can't hear the boos!
Patronu duyamıyorum!
I wanted them to meet the phony me, the better me, not the one who boos your mother.
Telefonda olduğum kişiyle tanımalarını istiyorum daha iyi olduğum kişiyle, anneni yuhalayan kişiyle değil.
Isn't there anyone else who could fix the little boo-boos on this thing?
Bu şeyin küçük hatalarını tamir edebilecek başka biri yok mu?
You won't be paid for any good you do, and the medi-mal lawyers won't hear about your boo-boos.
Yaptığın iyi bir şey için bedel ödemeyeceksin, ve medikal avukatlar senin yuhalamalarını duymayacaklar.
Nick, Nathan and Nellie want you to kiss their boo-boos.
Nick, Nathan'la Nellie sıyrıklarını öpmeni istiyor.
Bottom of the third, and the cheers you hear, and the boos, for that matter, are for Stan Ross.
3. yarının başında duyduğunuz tezahürat ve elbette yuhalamalar Stan Ross için.
Some cheers, but a few boos going through the crowd as well.
Ama arada bazı göstericiler de var.
"And we didn't hear their boos..."
Ve yuhalamalarını duymayız
Oh, hi, Michael. Hope you're ready to talk boo-boos, burps and binkies. Yeah, uh, Brooke, this is Mrs. Forman, the lady that told me I shouldn't take you horseback riding.
Oh, selam, Michael. umarım inga-inga, gaz çıkartma ve kakaları konuşmaya hazırsındır evet, uh, Brooke, bu bayan Forman, bu hanımefendi bana seni biniciliğe götüremeyeceğimi söyledi.
I'm at the first aid tent where overwhelmed doctors are trying to sort out the owies from the boo-boos.
İlk yardım çadırı önünden bildiriyorum. Doktorlar, huysuz bebeklerle uğraşıyorlar.
I fed him two meals kissed his boo-boos, cleaned his pee.
İki öğün yemek yedirdim uflarını öptüm, çişini temizledim.
And if I get locked up, who's gonna tuck them in at night and rub their bellies when they have tummy aches and kiss their little boo-boos till they smile?
Eğer tutuklanırsam, kim onları gece yataklarına yatıracak, karınları ağrıyınca kim ta ki yüzlerine bir tebessüm gelene değin göbeklerini ovalayacak?
We through boos and the girls, into the equation.
Kızlar içkileri özel olarak hazırlıyor merak etme.
Speaking of boo-boos, you wouldn't happen to have any extra unsolved cases lying around, would you?
Uf'lardan bahsetmişken, çözülmemiş ekstra davanız yoktur değil mi?
The runners will score and a cascade of'" boos'" rain down from the stands, as clearly the fans'sympathy for this scrappy, little no-armed man has run out.
Koşucular sayı yapacak ve taraftarların bu azimli, küçük kolsuz adama sempatisi tükenirken yuhlardan bir şelale tribünden akacak.
I'm trying to call my boos, man.
Manitaları arıyamadım bir türlü, dostum.
Boos here at Elland Road for manager Brian Clough... which I'm sure won't worry him.
Elland Road stadındayız, Clough'un yuhalandığını duyuyoruz ancak buna pek üzüleceğini sanmıyorum.
Also boos for John McGovern.
John McGovern da yuhalanıyor.
And while we're at it, I'm not kissin your boo-boos anymore either.
Ve hazır başlamışken artık sinek ısırıklarını da öpmeyeceğim.
You've got boo-boos.
Buraların uf olmuş.
Your boos are not scaring me.
Yuhalamalarınız beni hiç korkutmuyor.
Though the swahili in east Africa Like their boo-boos?
Ayrıca Doğu Afrika'daki Savahililer ve Orta Afrika'dakiler de...
An unknown band... After countless applause and boos,
Bilinmeyen bir grup sonrasında saatlerce süren alkış.
Don't worry if the crowd boos or the ref warns you.
Seyircinin seni ıslıklamasını, hakemin uyarmasını kafana takma.
Now... boos from her Nasser Ali.
Şimdi... Nasser Aliye yuh.
( DARRYL BOOS SOFTLY )
Yuuh.
Boos?
- Boos mu?
I know that you're first-timers, but let's talk about the issues with your peek-a-boos.
İlkiniz olduğunu biliyorum, ama "nerdeyim-burdayım" problemleriniz hakkında konuşalım.
Now let's focus-pocus and talk about your peek-a-boos.
Şimdi, odaklanalım ve nerdeyim - burdayımlarınız hakkında konuşalım.
Boo-boos and Ouchies.
Bölüm : "Öcüler ve Acılar."
Boos, I'm gonna try to get a Sierra shot. Good.
- Şef, ben de nişancı pozisyonu alacağım.
Boos's cabin is state of the art, build out of titanium and totally seal.
Patronun odası başlı başına bir şaheser. Titanyumdan yapılmış ve tamamen güvenli.
Boos?
- Yuhlama mı?
Why we gotta play them damn boo-boos again, man?
Bu salaklarla neden tekrar oynamamız gerekiyor?
[Laughter and boos] Man :
Hey, Atıcı!
[General laughter, boos] I mean, that's just...
Demek istediğim, bu...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]