Booty traduction Turc

That box of confiscated items in your dad's office... the locker-search booty?

Babanın dolap baskınından topladıklarının içinde durduğu kutu var ya? - Evet.

The worst thing about Elliot having picked intern, Keith, as her permanent booty call is that if he's had a few beers, he sometimes forgets which bedroom is hers.

Elliot'ın seks kölesi olarak, asap bozucu stajyerim Keith'i seçmesinin en kötü yönü, birkaç bira içtiğinde hangi yatak odasının Elliot'ınki olduğunu unutması.

Lately, Elliot and her booty call, Keith, loved playing games.

Son zamanlarda Elliot ve seks kölesi Keith oyun oynamayı seviyordu.

Keith is a booty call.

Keith benim seks kölem.

You're his booty call now.

Artık sen onun seks kölesisin.

So I was Keith's booty call, whatever. It'll blow over.

Dün gece Keith beni seks köleliği için çağırdıysa ne olmuş?

That booty call thing was fun, but I'm so sick and tired of being a cold, emotionless bastard.

Seks köleliği bir süreliğine eğlenceliydi ama itici, duygusuz bir pislik olmaktan bıktım.

... or letting go of your old booty call and making him your boyfriend.

Veya birini seks köleliğinden azat edip, onu erkek arkadaşınız yapmak.

So you're the one who sent over all the high-tech booty.

Demek bütün o yüksek teknoloji zımbırtılarını gönderen sendin.

I'm talking about a real... old-fashioned relationship, not a booty call.

Eski usûl gerçek ilişkilerden bahsediyorum telefonda oynaşmaktan değil.

You know what a booty call is?

Telefonda oynaşmanın ne olduğunu da mı biliyorsun?

Yeah, and I will not stand by and let you set fire to this muscial, booty-shakin'masterpieces!

Evet ve ben geri çekilip size bu ganimet değerinde ki başyapıtları yakmanıza izin vermeyeceğim!

Mama, my booty itches.

Anne, popom kaşınıyor.

Daddy, can you scratch my booty?

Baba, popomu kaşıyabilirmisin?

You gonna dial up that Booty call, or what?

Acil seks çağrısı mı geldi?

- You're nothing but a fat booty!

- Sen bir yağ tulumundan başka bir şey değilsin!

This is not a booty call.

Yarın akşam için herhangi bir planın var mı?

So, you're saying last night was a booty call.

Peki.

Back from a hot booty call with your idiot girlfriend?

Ateşli ve sersem kız arkadaşından ganimetleri topladıktan sonra geri mi döndün?

We drove an hour out of town to get some fresh air? Well, there's that, and we're gonna find the dread pirate Wilcroft's dirty booty.

Şehrin dışına arabayı bir saat Temiz hava almak için mi sürdük? Wilcroft'un kirli, dehşet verici Korsan cesedini bulacağız.

You have the manual requirements necessary to unearth Westmoreland's buried booty.

Ve Westmoreland'ın gömülü hazinesini çıkartmak için gereken iş gücü de sizde.

"Darling, do all the weird crap you like, just don't be late for the booty call."

Hayatım, "İstediğin tüm garip zırvalıkları yap ama yeter ki sevişme randevumuza geç kalma."

Like how I resisted the impulse to make the so-called booty call last night.

Bak, dün gece sevişmek için arama istediğimi, nasıl da bastırdım.

G-rated booty call in the library.

Kütüphanede, herkesin gözü önünde bir sevişme teklifi.

I came to dazzle them with my booty.

Ganimetlerimle onların gözünü kamaştırmaya geldim.

This booty.

Burdaki ganimetlerle.

I have the information, you have the manual requirements necessary to unearth westmoreland's buried booty.

Ben bilgiye sahibim, siz de Westmoreland'in ganimetini çıkarmak için gereken fiziksel yeterliliğe.

I got caught lifting a gucci handbag and slapped a cop when he tried to fondle my sexy booty.

Bir Gucci çanta çalarken yakalandım, ve bir de seksi popomu okşadığı için bir polise vurmuştum.

And, um- - but I do think that just because I made what can only be considered a transcontinental... booty call... doesn't mean that we should be trying to make something out of this.

Ve şey- - ama bu yapmış olduğum sadece kıtalarötesi bir yağma çağrısı.. olarak düşünülebilir. Bu, bunun dışında birşeyler yapmayı denememeliyiz demek değil.

Why did Brooke come over this morning, some kind of morning-dew booty call?

Brooke'un sabah erkenden tıpkı bir... sabah fahişesi gibi çıkagelmesinin sebebi neydi?

Something tells me this isn't a booty call.

Bir ses bana sevişmeye gelmediğini söylüyor.

The digested remains of it's booty will end up in the water providing instant food for the plant.

Hazmedilmiş artıklar suya düşecek ve bitki için hazır yemek olacak.

Ms. Baek in the administration is Tae-Yo's booty...

İdaredeki bayan Baek, Tae-Yo'nun ganimeti...

I don't believe you... she's Tae-Yo's booty.

- İnanmıyorum size. Tae-Yo'nun parmağında yani.

This is the booty, here!

Ganimet burada işte!

Oh, Booty Bop? Wilhelmina Get Out Here.

Wilhelmina, çık şuraya.

I was just at this party last night and fell up on two big-booty freaks, that's all.

Sadece dün gece bir partideydim ve iki tane koca popolu yaratığın arasına düştüm o kadar..

Before we get your booty locked up by Captain Corrigan.

İç ya. Kaptan Corrigan'a esir gitmeden önce takıl hadi.

- You bet your married booty I did.

- Herhalde yani.

- So, no booty, huh?

- Elinde bir şey kalmadı yani?

No, it's a booty call.

- İlişki değil mi bu? Hayır, seks için arıyorsun.

And given the rate of inflation, we're talkinthe mother lode of all buried booty.

Enflasyon oranını hesaba katarsak, şimdiye kadar gömülen bütün hazinelerden daha fazla eder.

I learned I am a one-man gynie show, and I performedcrazy macgyver surgery, and... sam saw my booty.

Ben burada öğrendim ki tek kişilik bir vajina-şov kadınıyım, Ve Macgyver usulü çılgın bir ameliyat gerçekleştirdim, Ve...

And gonna get paid thrice by finding jackson's buried booty.

Jackson'ın gömülü ganimetlerini bulunca da üçüncü kez ödeme alacağız.

game shopping'I'm trying to holler a little, ma, her booty poppin

. * Biraz bağırmaya çalışıyorum annne, Onun poposunu zıplatmak için *

I'm trying to holler a little, ma, her booty poppin

* Biraz bağırmaya çalışıyorum anne, onun poposunu çatlatmak için *

Like when the booty is just like...

Kalçanın şey gibi olması gibi bir şey !

You gonna spank that booty.

Popoya şaplak mı atacaksın?

But Byron's a smart man, and a smart man knows that you never give up sure booty for more booty.

Ama Byron akıllı bir adamdır ve akıllı adamlar eldekini bırakıp garanti olmayanın peşinden gitmezler.

I just had Veggie Booty.

Veggie Booty cips yedim.

I'm Giving You A Booty Bop. Marc!

Marc!