Bossy traduction Turc
550 traduction parallèle
You've been controlling, bossy, and honestly, a pain in my neck.
Kontrolcü, patronluk taslayan ve bana zorluk yaşatan biri oldun.
And Now I'm Bossy, Too. Sweetie, If It Makes You Feel Any Better,
Tatlım, kendini daha iyi hissettirecekse patronluk taslamak senin huyundur.
Wow. Now Who's The Bossy One?
Patronluk taslayan kim acaba?
Yet she's firmly persuaded that I'm a bossy, arbitrary, overbearing kind of person.
Yine de benim otoriter, gaddar, küstah biri olduğuma dair çok büyük bir inancı var.
You're always so bossy.
Hep böyle otoritersin.
Hello, little bossy.
N'aber küçük patron?
Where's big bossy?
Büyük patron nerede?
Married life's all right if you're good to each other and not too bossy.
Birbirine karşı anlayışlıysan, evlilik hayatı iyidir.
I'm so very bossy.
Çok amirane davrandım.
Don't sound so bossy, if you please!
Bu kadar patronluk taslama, lütfen!
If you're as bossy with Ziegfeld as you are with...
Ziegfeld'e de patronluk taslarsan...
I am not bossy with you or anyone.
Kimseye patronluk taslamıyorum.
Bossy, scheming, meddling, irritating, inquisitive, exasperating.
Emredici, entrikacı, karıştırıcı, irkiltici, meraklı, çileden çıkartan.
She was the one, yeah. She was very bossy.
Çok buyurgan bir tipti.
Besides, before talking to your mother, who's a holy woman, but a little bossy,..
En kutsal anne tartışmacı annedir!
Shit, if she's bossy!
- tartışmacı mı?
You're too bossy for my taste.
Geceyarısına neredeyse onbeş dakika kaldı.
A bear, despotic and bossy.
Kaba, zorba ve otoriter biri.
YOU COULD BE BOSSY IF YOU WANTED TO.
İstiyorsan evin reisi sen ol.
just who do you think you're talking to, you bossy, loudmouthed freeloader?
Neden, nasıl böyle düşünürsün, Seni ikiyüzlü, boşbeleş asalak?
estelle told me that i was bossy and meddlesome, and she couldn't stand another day living with me.
Estelle bana işgüzar ve emirci olduğumu söyledi, Ve benimle daha fazla kalamayacağını söyledi.
Suzy, Bossy...
Suzy, Bossy...
That is where I put Bossy.
Bossy'yi koyduğum yer.
Come on, Bossy.
Hadi Bossy.
If you just stop being so damn bossy...
Sadece patronluk taslamayı bıraksan...
- Look who's gettin'bossy.
- Şu emir verene bak.
- She's so bossy.
- Amma da buyurgan biri.
- God, you are so bossy.
- Sadece hissetmek istedim.
You gotta play to win, Bossy.
Kazanmak için oynamalısın, Bossy.
"Yet I was never bossy with her..."
"Patronluk yapmadığım hâlde..."
- Don't be so bossy.
- Bana emir verme.
- He looks bossy.
- Otoriter görünüyor.
Do you think I'm bossy?
Patronluk tasladığımı mı düşünüyorsun?
Because I don't think I'm bossy.
Çünkü ben öyle olmadığımı düşünüyorum.
Not bossy at all, missy.
Hiç de öyle değilim, kılıbık.
Little bossy?
- Çok mu ukalayım?
Don't be so bossy!
Bu kadar patronluk taslama!
Don't be so bossy!
Patronluk taslama!
She's being bossy again! Let's go! She's being bossy again!
Yine patronluk taslıyor!
- He's a bossy asshole.
Patronluk taslayan bir pislik.
Or because she's kind of bossy, makes it feel like school?
Yoksa kendini liseliler gibi patron mu hissediyor?
But you have to promise that you will not be all controlly and bossy and all Monica about it. I promise.
Ama bana söz vermelisin, kontrolcü, patron gibi yani Monica gibi davranmayacaksın.
- You're a bossy little thing, aren't you?
- Hükmetmeyi seviyorsun, değil mi?
you're always so bossy!
her zaman böyle patronluk taslıyorsun!
Do you know what it's like to grow up with someone who's bossy... - demanding, and unreasonable?
Sürekli bilmişlik taslayan, ilgi isteyen ve katlanılamaz biriyle büyümek nasıl bir şey bilir misin?
Stop being so bossy.
Patronluk taslamayı kes.
Okay, You're Acting Sort Of Bossy. Oh.
Tanrım.
You've Always Been A Little Bossy.
Sağ ol Lolipop.
Bossy!
Hükmedici.
- Boy, you're bossy.
- Düşünülecek bir şey yok.
She's bossy.
Ne otoriter bir kız...