Boxing traduction Turc
2,372 traduction parallèle
Boxing.
Boksu.
I heard that you guys passed the pro boxing test.
Profesyonel boksörlük testini geçtiğini duydum.
I used to always play around by boxing when I was a kid too.
Ben de çocukken, sürekli boks yapardım.
In the blue trunks with red gloves, from the Tange Boxing Club, it's Yabuki Joe.
Mavi köşede, Tange Salonu'ndan kırmızı eldivenleriyle, Yabuki Joe var.
It's about boxing properly too.
Düzgün boks yapmak da önemli.
Thinking like that shows you know nothing about boxing!
Bunu sorduğunuza göre, boks hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz!
Make sure to show some proper boxing today.
Bugün adam akıllı boks yapmaya bak.
- Joe, do some boxing!
- Joe, biraz boks yap!
Boxing, boxing!
Boks, boks!
Fight him with some proper boxing.
Onunla doğru düzgün boks yap.
He left you with boxing.
Seni boksla baş başa bıraktı.
We were called scum, but boxing was the one thing that we could cling onto to keep ourselves afloat and alive.
Bize ayaktakımı derlerdi ama boksa tutunarak ayakta kalabildik... ve hayata bağlandık.
They're boxing them in.
Kapana kıstırıyorlar.
They're boxing us in.
Bizi sıkıştırıyorlar.
And then there's Shanequa, she got really into boxing.
Shanequa var mesela. Boksla ilgileniyor.
Not just like boxing matches, more like fight training.
Boks maçlarından çok antrenmanlarla ilgileniyor.
It's a thick gold chain with a pair of boxing gloves on the front.
Önünde bir çift boks eldiveni olan kalın bir altın zincir.
Think boxing's gone bad?
Boksun artık kötü olduğunu düşünmüyor musun?
Try writing about boxing... for a newspaper.
Gazetelerde boks yorumları yazmak.
Wants to know if you can come by, maybe take some pictures with the kids, give a few boxing lessons.
Bir uğrayıp çocuklarla fotoğraf çekinir misin diye soruyordu.
And in addition to the remaining 21 already signed "Lights" Leary boxing gloves, which are priced to go at $ 49.99, we have a very special offer for the jewel of the whole collection, a must-have for the serious boxing fan.
Ve kalan son 21 tane boks eldivenlerimiz "Lights" Leary tarafından imzalandı ve 49.99 dolara satılmayı bekliyorlar. Ve sizlere, koleksiyonun en nadide parçasını sunuyoruz gerçek boks hayranları için kaçırılmayacak bir şey.
Well, boxing is what he loved to do and I had to support him in it.
Boks yapmayı seviyordu ve ben de onu desteklemeliydim.
This is boxing.
Bunun adı boks.
Boxing fans, it's time... To put up or shut up!
Sevgili boks hayranları işte zamanı ya dövüş ya da ömür boyu sus.
She has a lot of boxing knowledge.
Bokstan anlıyor ha.
Used to be boxing matches on every Friday night.
Eskiden her cuma gecesi boks maçı olurdu.
Still no bigger ticket than a high-profile boxing match, pops.
Artık biletleri pahalı, önemli maçlar olmuyor Pops. Evet.
Boxing, one guy takes the punches, 20 guys try to make a living off him.
Boks ; bir adam yumrukları alır yirmi adam üzerinden geçinmeye çalışır.
Boxing.
Boks.
Are you thinking about boxing again?
Tekrar boks yapmayımı düşünüyorsun?
We were rich when he was boxing.
Boks yaparken durumumuz iyiydi.
Okay, a few weeks after the fight, You announced your retirement from boxing.
Dövüşten birkaç hafta sonra boksu bıraktığını duyurdun.
You're boxing shadows, and the people that love you the most, they can't get near you.
Gölgelerle dövüşüyorsun ve seni çok sevenler yanına yaklaşamıyor.
You turn my place into boxing ring!
Restoranımı boks ringine çevirdiniz!
Hardest-working men in boxing. We already have you, Barry.
Seni zaten çektik Barry.
What does this have to do with boxing?
- Bunun boksla alakası ne ki?
According to the boxing commission of the great state of Florida, in another eight minutes, I can fine you $ 25 for tardiness.
Florida eyaletinin boks komisyonuna göre adamın 8 dakika daha burada olmazsa senden 25 dolar tahsis edebilirim.
The man's a boxing genius, Johnny.
- Adam boksun dâhisi, Johnny.
I don't want to think about boxing or the I.R.S.
Boks ve IRS falan da duymak istemiyorum.
Because at this level, boxing is a game of millimeters, not inches.
Bu sıkletteki bir boksta boks santimlik değil milimetrik bir oyundur.
... tired from boxing... Okay, I will.
Peki, tamam.
Bring him over. We'll give him a boxing lesson.
Buraya getir, ona boks dersi verelim.
Hooray for the boxing barrister.
Yaşasın boksör avukat.
You have grown up around a boxing gym.
Bir boks salonunda büyüdün.
We found boxing gloves signed by you at the councilman's house and at the D.A.'s, along with this picture of you and the D.A.'s kid.
Adamın evinde senin tarafından imzalanmış boks eldivenleri bulduk. Savcının evinde, savcının oğluyla olan fotoğrafını bulduk.
Marine counselors questioned her, but she insisted that her injuries were the result of boxing training at an off-base gym.
- Donanma görevlisi çavuşu sorgulamış ama yaralarının boks antrenmanı ve idmanlarda olduğu konusunda ısrar etmiş.
So, you like boxing?
Boksa ilgilisin herhalde?
They have a boxing club here you know, it's pretty cool.
Okulda boks kulübü var biliyor muydun, bayağı iyi.
I am trying out for the boxing team at school.
Okulun boks takımına katılmak istiyorum.
Boxing!
Boks!
Boxing.
Boksu diyorduk.