Brackett traduction Turc
210 traduction parallèle
- Oh, Mr. Brackett, I'm sorry, Mr. Brackett.
- Oh, Mr. Brackett, Üzgünüm, Bay Brackett.
Lee Brackett.
Lee Brackett.
Hey Brackett come in please...
Hey Brackett konuş lütfen...
Oh, sheriff Brackett.
Şerif Brackett.
- Brackett, you know I don't go all the way.
- Brackett, ben senin bildiğin kızlardan değilim.
I hope you haven't grown too attached to Angel Beach, Coach Brackett.
Umarım Angel Beach e fazla bağlanmazsın, Koç Brackett.
Ah, I need to speak with Sheriff Brackett.
Şerif Brackett ile görüşmem gerek.
Brackett retired.
Brackett emekli oldu.
Fleet Admiral Brackett would not discuss the matter on subspace for reasons she said would soon be clear.
Filo Amirali Brackett sebebini alt uzayda açıklamayıp, yakında öğreneceğimizi söyledi.
Hey, Brackett!
Hey, Brackett!
Peter Brackett's office.
Peter Brackett'in Ofisi.
Who are all those people in Peter Brackett's office?
Ofisimdeki bu insanlar da kim?
Brackett, you're killing me.
Brackett, beni öldürüyorsun.
You're brilliant, Brackett. Just brilliant.
Sen bir dahisin Brackett.
- Suzie! Pull up Brackett's columns from the mid -'80s.
Suzie, Brackett'in 80'li yıllardaki yazılarını çıkar.
Is that Peter Brackett?
Peter Brackett mi?
- I don't know how Brackett got to him, sir.
- Bir şekilde Brackett adama ulaşmış efendim.
- Who's Peter Brackett got?
- Peter Brackett kimi yakalamış?
My name's Brackett.
Adım Brackett.
Look, I realize every cub reporter in a skirt... must go ga-ga at the great Peter Brackett approaching them... but I can't believe you're trying to hit on me while I'm covering a story.
Bak, eminim etek giyen her muhabir Peter Braketin ilgisi karşısında kendini kaybederdi ama gene de bir hikâye yakalamaya çalışırken bana asıldığına inanamıyorum.
By the way, Peter Brackett was out there tonight.
Bu arada, Peter Brackett da ordaydı.
Peter Brackett is not competition.
Peter Brackett bir rakip değildir.
And we're back on Good Day, Chicago, joined today by Peter Brackett... famous columnist for the Chicago Chronicle.
Ve şimdi Günaydın Chicago ile birlikteyiz Bugünkü konuğumuz Peter Brackett. Chicago Chronicle'ın ünlü köşe yazarı.
- Mr. Brackett?
Bay Brackett.
Uh, Mr. Brackett? - Huh?
A Bay Brackett?
Delivery from Peter Brackett.
Peter Brackett'ten paket var.
Nadia, old pal of mine, Peter Brackett.
Nadia, eski dostum Peter Brackett.
Hello, Brackett.
Merhaba, Brackett.
So long, Brackett.
Görüşürüz Brackett.
Peter Brackett from the Chronicle. Thanks for getting back to me.
Peter Brackett, aradığınız için teşekkür ederim.
Uh, Mr. Brackett, this turns out to be a bad time.
Bay Brackett, kötü bir zamanda geldiniz.
The only good news is I finally have a lead that Brackett doesn't have.
Tek iyi haber, sonunda Brackett'in sahip olmadığı bir ipucum var.
Brackett, I think we're in some kind of trouble here.
Brackett, sanırım bir tür belâya bulaştık.
Look, Brackett, it's not my job to tell you anything.
Bak Brackett, sana hiçbir şey anlatmak zorunda değilim.
- Mr. Brackett? I'm sorry to interrupt, but, uh...
- Bay Brackett böldüğüm için üzgünüm.
So, Brackett, since we toasted, and now that we're partners and everything... I feel I should at least tell you why I'm on the plane to Spring Creek.
Brackett, kadeh kaldırdığımıza göre, bir de ortağız falan ya en azından sana neden Spring Creek'e giden uçağa bindiğimi açıklayabilirim.
So I was never a Girl Scout, but I'm telling you the truth, Brackett.
Tamam, hiç izci olmadım ama sana doğruyu söylüyorum Brackett.
- Peter Brackett from the Chronicle.
- Chreonicle'dan Peter Brackett.
- Actually, the name's Brackett.
- Aslında adım Brackett.
Peter Brackett, the writer.
Peter Brackett, yazar.
Mr. Brackett? - Hi.
- Merhaba.
Mr. Brackett, we haven't come up with anything yet, but when we do...
Bay Brackett henüz bir şey bulamadık ama bulunca...
- Peter Brackett.
- Peter Brackett.
So, um, it's late, so let's just go, okay, Brackett?
Geç olmuş, o yüzden hadi gidelim. Tamam mı Brackett.
Look, Brackett, however you choose to get your information is your business. Did you lift her security pass is all I wanna know.
Bak Brackett, nasıl bilgi edineceğin senin bileceğin iş onun geçiş kartını yürütüp yürütmediğin de.
- Is that what you think, Brackett?
- Böyle mi düşünüyorsun Brackett?
Brackett!
Brackett!
You sure you don't want some sunscreen, Brackett?
Biraz güneş losyonu istemediğine emin misin Brackett?
Brackett, they found us.
Brackett, bizi buldular.
- Okay, Brackett.
- Pekâlâ Brackett.
- Hello?
- Alo, Bay Brackett?