Branca traduction Turc
89 traduction parallèle
We're heading straight for the channel between Branca Island and the mainland.
Branca Adası'yla ana kara arasındaki kanala doğru yol alıyoruz.
Doesn't Branca Island mean anything to you?
Branca Adası size bir şey ifade etmiyor mu?
Here you see Zaroff, the keyboard king... in his Branca Island hour.
Karşınızda Zaroff, piyano kralı Branca adasından sesleniyor.
Is Mr. Branca here yet?
Bay Branca geldi mi?
Mr. Branca, I haven't seen you for ages.
Bay Branca, yıllardır görüşmedik.
Branca got him Bill Fallon.
Branca, Bill Fallon'u tutmuş.
A coffee and a Fernet Branca.
Bir kahve bir de Fernet Branca.
I'll have Fernet Branca on ice.
Buzlu bir Fernet Branca alacağım.
In the kitchen cupboard next to the sink is a bottle of Fernet-Branca.
Lavabonun yanındaki mutfak dolabında bir şişe Fernet-Branca ( bir italyan içkisi ) olacaktı. Bir yudum alsam.
Hey, you remember... you remember Ralph Branca?
Ralf Brenka'yı hatırlıyor musun?
I need you to go to the house, call Uncle Branca.
Eve gidip Branca Amcayı aramanı istiyorum.
Sara, Branca will take care of us.
Sara, Branca bizi koruyacak.
We don't know what happened to him, Branca.
Ona ne olduğunu bilmiyoruz Branca.
Branca on the mound.
Branca tepede.
At the sad ceremony, Roy Campanella is surrounded by old Dodger players... Tommy Holmes, Ralph Branca and Carl Erskine.
Bu üzücü törende, Roy Capenella'nın etrafında eski Dodger oyuncuları Tommy Holmes, Ralph Branka ve Carl Erksen var.
Have a Fernet-Branca.
Bir Fernet-Branca iç.
Why lady Branca got upset when I looked at the child?
Ben çocuğa baktığımda neden bayan Branca öfkelendi?
- Hey, Branca.
- Branca.
Where's Branca?
Bronco nerede?
We had bad argument over FICA and federal withholding.
Branca. Federal sigorta katkı yasası ve yasal kesintiyle ilgili tartıştık.
Fernet Branca.
Fernet Branca.
Have you got any Fernet Branca?
Fernet Branca'n var mı?
- Fernet Branca.
- Fernet Branca.
- The old girl's Fernet Branca.
- Bu yaşlı kız bir Fernet Branca.
Shit, the Fernet Branca!
Kahretsin, Fernet Branca!
I'll see you again tomorrow with your bottle of Fernet Branca.
Fernet Branca'nızla beraber yarın yine geleceğim.
Have the Fernet Branca on the house.
Fernet Branca benim sana ikramım olsun.
Branca throws.
Branca atış yapıyor.
Branca pitches.
Branca eğiliyor.
Every fine evening I'd sit there and order a Fernet Branca.
Her güzel akşamda orada oturdum ve bir "Fernet Branca" ısmarladım.
And there's Tony Branca.
Ve Tony Branca.
Branca, I called you up and you didn't answer the phone.
Branca, seni de aradım ama cevap vermedin.
Branca, I'm sorry.
Branca, özür dilerim.
Outstanding. I hope you're still planning on Sunday brunch.
Umarım pazar günü brança gelmeyi plânlıyorsunuzdur.
We're gonna be late for brunch.
Brança geç kalacağız.
This is Branca.
- Bu Branca.
[Man Narrating] Michael was having brunch with Sally Sitwell.
Michael, Sally Sitwell'le brança çıkmıştı.
I was just on my way to brunch and I thought I'd drop off this paperwork.
Ben de tam brança gidiyordum ve bu kağıt işlerini sana bırakırım diye düşündüm.
I love brunch. you had waffles and eggs
Brança bayılırım.
No, we gotta get brunch going.
Hayır, brança hazırlanmamız gerek.
About 20 of your closest friends and classmates are about to descend on your place.
En yakın arkadaşların ve sınıf arkadaşlarından 20 tanesi Evine brança gelecek.
We have to leave for brunch in ten minutes.
Brança gitmek için 10 dakika içinde çıkmalıyız.
She's skipping brunch.
Brança gelmiyor.
I just came to coerce you into family brunch.
Ben, seni brança götürmeye zorlamak için gelmiştim.
We like a good brunch.
Brança bayılırız.
- I love the warehouse.
- Bayılırım brança.
So I took the bold step of inviting her over for brunch.
Onu bizimle brança çağırarak cesur bir adım attım.
Julie has to go to that brunch!
Julie de o brança gitmeli!
I really want to thank you for taking me to brunch.
Beni brança çağırdığınız için gerçekten teşekkür etmek istiyorum.
Can't we do normal stuff that normal people do, like... go for brunch?
Normal insanlar gibi normal şeyler yapamaz mıyız? Mesela brança gitsek?
I'm late for brunch and it's a national tragedy.
Brança geç kaldım ve bu ulusal bir trajedi.