Bruh traduction Turc
117 traduction parallèle
Either that or you can go home, bruh.
Bahse girmeyeceksen evine dön, dostum.
Watch your hands, bruh.
Çek şu ellerini, dostum.
I'll tell you, bruh, you let Markham do that again in front of Verone... that'll be our ass!
Dostum, Markham aynı boku Verone'nin önünde yaparsa bu sonumuz olur!
I was in jail, bruh.
Daha önce de hapis yattım.
I was made for this, bruh!
Ben bunun için yaratılmışım!
I might have to stay here in Miami, and keep you out of trouble, bruh.
Miami'de kalıp başını derde sokmanı önlemem gerekecek.
What are you doing, bruh?
- Ne yapıyorsun?
And we ain't amigos, "bruh-thuh."
Ve amigo da değiliz, "kardeşim".
Worth every penny, bruh.
Her kuruşuna değerdi.
This orb is the antidote, bruh.
İlaç bu küre ahbap.
# Uh, what you see, what you see, bruh?
* Ne görüyorsun * * Ne görüyorsun *
I mean, you a grown-ass woman, bruh!
Yani, eşek kadar bir kadın oldun, dostum!
That's holding you back in the minors, bruh.
İşte seni geride bırakan bu dostum.
Hell of a lot more than you and I earn, bruh.
- İkimizin kazandığından çok daha fazla.
Check me out, bruh.
Şuna bak kardeşim.
We can do that, bruh.
O da olur kardeşim.
Could have got some tongue, bruh.
Azıcık dil katabilirdin kardeşim.
Do as I say, bruh, not as I duh.
Söylediğimi yap dostum, yaptığımı değil...
- What's good with you, bruh?
- Senden ne haber kardeşim?
I seen that nigger earlier today, bruh.
O zenciyi bugün görmüştüm kardeşim.
- Oh bruh, came to get some crabs, too. - Crab...
- Kardeşim biraz yengeç de alacaktım.
What do you need for Moms, bruh?
Annem için ne lazım, kardeşim?
From the back, bruh.
Arka taraftan, kardeşim.
There's Emi's right there, bruh.
Emi orada bak kardeşim.
I need this fuckin'job, bruh.
Kahrolası işe ihtiyacım var, dostum.
You want me sellin'dope, bruh?
Esrar mı satmamı istiyorsun, dostum?
You need me outside waiting for you to get done, bruh?
Dışarıda işleri bekleyerek mi halletmemi istiyorsun, dostum?
- What's up, bruh?
- Naptın, kardeşim?
Be safe, bruh.
Dikkat et, kardeşim.
What's good with it, bruh?
Nasıl gidiyor, dostum?
It's cool, I can come to you, bruh.
Güzel. Sana gelebilirim, dostum.
Hi. What's up, bruh?
Merhaba, nasılsın bakalım?
What's up, bruh?
Nasılsın, dostum?
It's all right, bruh.
Tamam, geçti dostum.
It's all right, bruh.
Geçti.
It's all right, bruh...
Geçti, dostum.
You with me, bruh?
Yanındayım işte.
Come on, bruh...
Hadi, dostum.
Get the fuck off me, bruh!
Çekilin üstümden dostum.
Shit, bruh.
Sıçayım, dostum.
No, you're good, bruh.
Hayır. Kalsın, dostum.
Nah, it's all you, bruh.
Hayır, hepsi senin dostum.
All right, bruh.
Tamam, dostum.
Where the fuck is nigga Oscar at, bruh?
Nerede kaldı bu lanet zenci Oscar?
- He's always late, bruh.
- Her zaman geç kalıyor, dostum.
Fuckin'around with Sophina, always, bruh.
Her zaman Sophina ile yiyişiyor.
- You, what up, bruh?
- Naber kardeşim?
Hurry up, bruh.
Acele et dostum.
Right on, bruh.
Devam et, dostum.
Hey Osc, bruh.
Osc, kardeşim.
What's up, bruh?
Naber kardeşim?