English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ B ] / Buckingham

Buckingham traduction Turc

512 traduction parallèle
Buckingham Palace, I suppose.
Buckingham Sarayı'na ne dersin?
Buckingham Palace, and step on it!
Buckingham Sarayı, gazla!
Here you are, Buckingham Palace.
İşte geldik, Buckingham Sarayı.
At the end of six months, you shall go to Buckingham Palace... in a carriage, beautifully dressed.
Altı ayın sonunda, araba içinde, güzel elbiselerle... Buckingham Sarayı'na gideceksin.
I never asked to go to Buckingham Palace.
Buckingham Sarayı'na gitmeyi ben istemedim, istemedim.
Go down Victoria Street, round past Buckingham Palace.
Buckingham Sarayı'nın etrafından dolanıp Victoria Sokağı'na gir.
There's the horse guards approaching Buckingham Palace.
Bakın, Buckingham Sarayı'na yaklaşan atlı korumalar.
It's not Buckingham Palace, darling.
Burası Buckingham Sarayı değil sevgilim.
I'm going out to dinner at Buckingham Palace, I am.
Buckingham Sarayı'na yemeğe gidiyorum.
The house was all right, too, but it wasn't as big as Buckingham Palace.
Ev de idare ederdi. Ne var ki Buckingham Sarayı kadar büyük değildi.
We're on our way to Buckingham Palace.
Buckingham Sarayı'na gidiyoruz.
The English, some imprisoned since Dunkirk, but all seeming to march as if on parade at Buckingham Palace.
İngilizler, bir kısmı Dunkirk'den beri hapsedilmiş... ama hepsi Buckingham Sarayındaki geçit törendeymiş gibi yürüyorlar.
After three days of continuous activity and a visit to Buckingham Palace,
Buckingham Sarayı ziyareti ve üç gün süren faaliyetlerinin ardından,
Oh, princely Buckingham. I kiss thy hand.
Soylu Buckingham, uzatın elinizi bana.
- But now the duke of Buckingham and I have come from visiting His Majesty.
Şu anda Buckingham Dükü'yle birlikte Majestelerini ziyaretten dönüyoruz.
Buckingham, nor you.
Buckingham, sizin için de.
Now, princely Buckingham, seal thou this league... with thy embracement to my wife's allies... and make me happy in your unity.
Şimdi, yüce Buckingham, sen de karımın dostlarını kucakla ve birliği mühürle. İttifakınız beni mutlu kılacak.
Whenever Buckingham doth turn his hate on you or yours... God punish me with hate in those where I expect most love.
Eğer bundan sonra Buckingham siz Majestelerine düşman olursa, ya da siz ve ailenize sadakat ve dostlukta kusur ederse, Tanrı aynı yoldan cezamı versin.
Apleasing cordial, princely Buckingham... is this thy vow unto my sickly heart.
Yüce Buckingham, inan ki bu yeminin hasta yüreğime şifa gibi geldi.
Of you, my noble cousin Buckingham... if ever any grudge were lodged between us - of you, Lord Rivers, and, Lord Grey, of you - of you, my noble Marquess, lord of Dorset -
Değerli kuzen Buckingham, eğer bugüne kadar aramızda bir anlaşmazlık olduysa sizinle de barışalım. Sizinle de Lord Rivers, Lord Grey ve sizinle Dorset Lordu yüce Marki hiç nedeni yokken bana soğuk davrandığınız hâlde, sizinle de barışmaya hazırım.
Why with some little train, my lord of Buckingham?
Neden ufak birlik, Lord Buckingham?
Therefore I say with noble Buckingham... that it is meet so few should fetch the prince.
O nedenle, bana göre, Sayın Buckingham'ın dediği gibi, Prensin birkaç kişi eşliğinde gelmesi uygundur.
The mighty dukes Gloucester and Buckingham.
Yüce Gloucester ve Buckingham Dükleri.
My lord of Buckingham... if my weak oratory can from his mother win the duke of York... anon expect him here.
Sayın Lord Buckingham eğer ikna gücüm York Dükü'nü annesinden koparmaya yeterse, hemen getiririm.
I'll tell you what, my cousin Buckingham.
Bakın size ne söyleyeceğim, kuzen Buckingham. *
Myself and my good cousin Buckingham will to your mother... to entreat of her to meet you at the Tower and welcome you.
Bu arada ben de aziz kuzenim Buckingham'la annenize gidip size hoş geldin demek üzere Kale'ye uğramasını isteyeceğiz.
And so'twill do with some men else... who think themselves as safe as thou and I - who, as thou know'st, are dear to princely Richard - -
Şu anda kendilerini güvende sanan başkaları da aynı durumda. Tıpkı seninle ben gibi ki bizler yüce Richard ve Buckingham'a yakınız.
Cousin of Buckingham, a word with you.
Kuzen Buckingham, bir dakika konuşabilir miyiz?
Cousin of Buckingham... and sage, grave men... since that you will buckle fortune on my back... to bear her burthen, whether I will or no... I must have patience to endure the load.
Kuzen Buckingham ve siz, sağduyulu, basiretli insanlar, madem siz, ben istesem de istemesem de kaderin yükünü sırtıma vurup onu taşımaya layık gördünüz beni, bana da bu yüke katlanmaktan başka çare kalmıyor.
Cousin of Buckingham.
Kuzen Buckingham.
Buckingham, now do I play the touch, to try if thou be current gold indeed.
Buckingham, ben şimdi mihenk taşıyım. * Sen gerçek altın mısın, değil misin, sınayacağım.
- Why, Buckingham, I say, I would be king.
- Diyorum ki Buckingham, kral olmak istiyorum.
High-reaching Buckingham grows circumspect.
Muhteris Buckingham fazla vesveseli olmaya başladı.
The deep-revolving witty Buckingham... no more shall be the neighbor to my counsels.
Bu içten pazarlıklı, sinsi Buckingham'la düşüncelerimi paylaşmanın gereği yok artık.
Good Buckingham, tell Richmond this from me - that in the sty of this most bloody boar... my son George Stanley is franked up in hold.
Sevgili Buckingham, benim adıma Richmond'a şunu söyle : Oğlum George bu korkunç domuzun ahırında mahsur kaldı.
Buckingham is fled to Richmond.
Buckingham, Richmond'ın tarafına geçti.
'Tis thought that Richmond is their admiral, and there they hull... expecting but the aid of Buckingham to welcome them ashore.
Dediklerine göre filonun amirali Richmond'mış. Sahile çıkmak için Buckingham'ın karadan yardıma gelmesini bekliyorlar.
Stirred up by Dorset, Buckingham and the Welsh... he makes for England, there to... claim... the crown.
Niyeti, Dorset, Buckingham ve Gallilerin desteğiyle, İngiltere'ye yönelip, krallık tacına sahip çıkmak.
- My lord, the army of great Buckingham -
- Efendimiz, Lord Buckingham'ın ordusu- -
My news is that through sudden flood and fall of water... the duke of Buckingham's army is dispersed and scattered... and he himself wandered away alone, no man knows whither.
Aniden bastıran yağmur ve fırtına yüzünden, Buckingham'ın ordusu tamamen dağıldı. Kendisi de tek başına kaçtı, nereye gittiği belli değil.
Hath any well-advised friend proclaimed... reward to him that brings in Buckingham?
Biri akıl edip, Buckingham'ı getirene ödül verileceğini duyurdu mu?
The duke of Buckingham is taken!
Buckingham Dükü yakalandı!
So much for Buckingham.
Gövdesine fazla geliyor artık.
Ratcliffe, take order Buckingham be brought to Salisbury.
Ratcliffe, Buckingham Salisbury'ye getirilsin.
The carriage leaves for Buckingham Palace at 9 : 00. Be here at 8 : 20.
9'da Buckingham Sarayı'na gideceğiz. 8 : 20'de burada ol.
Did you know he'd been to Buckingham PaΙace?
Buckingham Sarayı'na gittiğini biliyor muydunuz?
Well, it's not exactly Buckingham Palace.
Buckingham Sarayı'na benzemiyor.
At the end of six months, you shall be taken to Buckingham Palace in a carriage, beautifully dressed.
Altı ayın sonunda, üstünde şık bir kıyafet, güzel bir arabayla... Buckingham Sarayına götürüleceksin.
Send the bill to Buckingham Palace.
Faturayı Buckingham Sarayına yolla.
Over in Buckingham Palace, the Queen is probably playing Scrabble.
Buckingham Sarayı'nda ise kraliçe muhtemelen Scrabble oynuyordur.
I didn't expect tea at Buckingham Palace but I never dreamed you'd think of getting me involved in something like stealing that statue.
Buckingham Sarayı'nda çay içmeyi beklemiyordum ama hiçbir zaman da o heykeli çalmak gibi bir suça bulaştıracağınızı düşünmemiştim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]