But i'm good traduction Turc
5,712 traduction parallèle
Okay, look, I know what a good person you are, but sometimes people think you might come off a little harsh.
Tamam, iyi birisi olduğunun farkındayım ama bazen insanlar biraz kırıcı olduğunu düşünüyor.
I mean, yeah, it needs some work, it's a fixer-upper, but it's a good place to start.
Evet biraz iş gerektiriyor. Sabit yükseltici lazım. Ama başlamak için iyi bir yer.
You know... And I'm just spitballing here, but maybe... you are not as good as you think you are.
Burada tükürük topu oynuyorum gibi ama belki sen sandığın kadar iyi değilsin.
Well, my customers usually aren't this forward, but if that's what you're looking for, I'm good to go.
Müşterilerim genelde bu kadar hızlı davranmaz ama istediğin oysa bana uyar.
Well, I-I'm sure that you're very good at what you do. But, um, I don't need a stylist.
Eminim işinizde başarılısınızdır ama stiliste ihtiyacım yok.
Well, my neck hurts, but I haven't slept that good in a long time.
Boynum ağrıyor tabii. Ama uzun süredir böyle iyi uyumamıştım.
But since there's only a few weeks till that, I suppose now is as good a time as any.
18'ine girmene birkaç hafta kaldığına göre sanırım şimdi yapsan da sorun olmaz.
But I'm gonna come upstairs and say good night before I go.
Fakat gitmeden önce yukarı gelip sana iyi geceler diyeceğim.
But even though I'd be good... I started to think about my family.
İyi olacağını sanıyordum ama ailemi düşünmeye başladım.
I don't feel bad about saying it you know. I'm 24 but, it's what makes me feel good you know.
Bunları söylediğim için kötü hissetmiyorum. 24 yaşındayım fakat bunlar beni iyi hissettiriyor, bilirsin.
I do thoroughly enjoy a tale of love, but all good stories must come to an end.
Bir aşk masalının iyice tadını çıkarırım, fakat tüm iyi hikayelerin bir sonu olmalıdır.
Till now, I've tried in good faith to contact my beloved mother, but I now declare total war on the spiritualist racket!
Şu ana kadar, tamamen iyi niyet çerçevesinde sevgili annemle iletişe geçmeye çalıştım. Ama şu andan itibaren medyumlara karşı savaş başlatıyorum!
I doubt she's met many before you, but... Ruth speaks her mind, but she's a good woman, and she can help you make your way here.
Senden önce sizden çok kişi ile tanıştığını sanmıyorum ama Ruth içinden geçeni söyler ama iyi bir kadındır ve burada tutunmana yardım eder.
Look, I know I ain't so pretty right now, but I clean up good.
Bakın, şu anda pek güzel olmadığımı biliyorum ama temizlenince güzelleşirim.
I started doing it for fun, but, yes, it makes a good living.
- Eğlence olsun diye başladım ama evet. İyi yaşam sağlıyor.
Well, you know, it's a hard adjustment, but I got some good friends who support me.
Adapte olması zor biliyorsunuz ama beni destekleyecek iyi arkadaşlarım var.
Aw, thanks, but... I'm good.
Teşekkürler, ama... gerek yok.
Yeah, I didn't think you would be able to get him over the hump and talk him into the surgery, but got that text saying "all good." It was a big relief.
Evet, işin en zor kısmını atlatıp onunla ameliyatı konuşabileceğini sanmıyordum ama "her şey yolunda" yazan mesajı aldım, acayip rahatladım.
I have been nothing but a really, really good friend to you through all of this.
Tüm bunlar olurken çok iyi bir arkadaş olmaktan başka bir şey yapmadım.
But I'm a good listener, Gem.
Ama iyi bir dinleyiciyimdir Gem.
Good. I may not know that much about geniuses, but I do know when someone's keeping a secret.
Güzel, dâhiler hakkında pek bir şey bilmem ama biri sır sakladığında anlarım.
I'll tell you, my good friend bell hooks once said... not a name-dropper, but we are good friends...
Söyleyeyim, güzel arkadaşım Bell Hooks bir defasında hava atmadığını söylemişti, ama biz iyi arkadaştık...
I know this doesn't make a lot of sense to you, but Helen and I are trying to raise decent human beings, good citizens, not just happy idiots with nothing in their heads but how to get more, spend more, make more.
Bu size mantıklı gelmeyebilir ama Helen ve ben düzgün ve iyi insanlar yetiştirmeye çalışıyoruz. Sadece'nasıl kazanalım, nasıl harcayalım'diye düşünen boş kafalı, mutlu ve aptal çiftlerden olmasınlar diye.
Oh, I'm not talking about a good kind of bacteria, like in live yogurt cultures, or that Jamie Lee Curtis stuff, but like a real nasty-looking bacteria.
Yoğurt kültürleri veya Jamie Lee Curtis tarzı iyi huylu bir bakteriden bahsetmiyorum. Gerçekten pis görünüşlü tehlikeli bir bakteri.
Look, I'm sorry, but I cannot leave here for good without knowing that Marcus is taken care of.
Özür dilerim, ama Marcus'la ilgilenildiğini bilmediğim sürece burayı terk edemem.
I am good at many things, but I am great at throwing parties.
Birçok şeyde iyiyimdir ama parti vermekte harikayım.
I told myself it was for the greater good, but the truth is I just wanted to feel on the same level as both of you, I...
Kendime bunu iyiliğiniz için yaptığımı söyledim ama gerçek şu ki sadece ikinizin seviyesinde olduğumu hissetmek istedim.
We didn't have enough money. I mean, I tried to get a scholarship, but my boards weren't good enough.
Yani burs almaya çalıştım ama notlarım yeterli değildi.
Pizza did sound good, but I was focused on beating these guys to the finish line, and I had one last trick up my sleeve.
Pizza kulağa hoş geliyordu, ama ben şu herifleri finiş çizgisine kadar yenmeye odaklanmıştım. Ve son defa gizli bir stratejim vardı.
Hey, so listen, I really want to be here for you in your time of need, but I'm not really good with funerals or death or families or feelings or people.
Baksana, kötü zamanında yanında olmayı gerçekten çok istiyorum ama cenaze, ölüm, aile, duygu ve insan işlerinde pek iyi değilim.
Give me, give me, give me. Okay, okay, now, I should warn you, it's not quite what we expected, but it is good.
Tamam ama seni uyarmalıyım pek umduğumuz gibi değil ama yine de iyi.
That day we ran errands together, I thought that we had a really good time, but you just wrote about how I cried because the dry cleaner took my head shot down.
Birkaç iş hallettiğimiz gün güzeldi sanıyordum ama sen kuru temizlemecim fotoğrafımı indirdi diye ağladığımı yazmışsın.
I know that I can be selfish and narcissistic and self-destructive, but underneath all that, deep down, I'm a good person, and I need you to tell me that I'm good, Diane.
- İyi biri olduğumu söylemeni istiyorum. Bencil, narsist ve kendine zarar biri olabilirim tüm bunların altında, derinlerde iyi biriyim iyi olduğumu söylemene ihtiyacım var Diane.
You know, I'm trying to do good work here, really find the character, but it's pretty distracting to have all these robots staring at me with their blinking red eyes.
Bakın burada işimi iyi yapmaya çalışıyorum. Karakterime bürünüyorum. Ama tüm bu robotlar yanıp sönen kırmızı gözleriyle dikkatimi dağıtıyorlar.
I'm sorry it's not as good as the omelets your secretary makes, but then you're not married to your secretary, are you?
Omlet sekreterinin yaptığı kadar iyi olmadığı için özür dilerim ama sekreterinle evli değilsin yani, değil mi?
I myself prefer a pint and a good nap. But then, I'm the lazy type.
Şahsen ben büyük boy bira ve iyi bir uykuyu tercih ederim çünkü tembel biriyim.
I'm sitting here having a good time with my son, and when we're done, I'll be home, but not before then.
Oturmuş, oğlumla keyifli zaman geçiriyorum işimiz bittiğinde evde olacağım ama ondan önce olmaz yani. Tamam mı?
I thought he was a good man, honest and true, but he wasn't.
Onu iyi, dürüst ve doğru bir adam sanmıştım ama değilmiş.
I was thinking I have had good sex, but I've never had put-you-in-the-hospital sex.
Düşünüyordum da, bir sürü iyi seks yaşadım ama beni hastanelik edecek seks deneyimi yaşamadım.
I didn't want to sell it, but this seems like a good way for it to move on.
Satmak istememiştim ama devam etmesi için güzel bir yol olacak sanırım bu.
But I'm not a very good spy.
- Ama ben casusluğu pek beceremem.
I'm just trying to be a good friend here, but I think you should know they call you the "doormat at Valhalla's gates."
Ben burada iyi bir arkadaş olmaya çalışıyorum ama bilgin olsun onlar sana da "Valhalla kapısının paspası" diyorlardı.
I'm feeling pretty good right now, but... in a month or so, I'm going to take a turn for the worse.
Şu an kendimi gayet iyi hissediyorum ama bir aya kalmaz kötüleşmeye başlarım.
I'm sorry to be so blunt, but you're forcing my hand with this sneak attack. So, good night.
Böyle pat diye söylediğim için kusura bakma ama böyle gizli gizli gelip beni zor durumda bırakıyorsun.
You make me feel so good. But, you know, I'm married, so...
Bunları duymak hoşuma gitti ama ben evliyim.
But I'm good.
Ama iyiyim.
But I'm willing to act like a good one if it will help the company's bottom line.
Ama, eğer bu şirketimin üst seviyeye gelmesine yardım edecekse iyi birisi gibi davrancağım.
I'd give you a good cop routine, but it's not in my tool kit.
Sana iyi polisi oynardım ama, tarzım değil.
But-but I am a good cop, okay?
Ama ben iyi bir polisim, tamam mı?
You may not be good at reading between the lines, but I am.
Satır aralarını okumada iyi olmayabilirsin, ama ben ustayım.
But the life I've led, a good end would be a privilege.
Ama yaşadığım hayatı düşünürsek iyi bir son ayrıcalık olur.
but i'm going 29
but i'm sorry 142
but i'm still here 37
but i'm not 551
but i'm not interested 30
but i'm 401
but i'm tired 27
but i'm hungry 38
but i'm not stupid 33
but i'm here now 110
but i'm sorry 142
but i'm still here 37
but i'm not 551
but i'm not interested 30
but i'm 401
but i'm tired 27
but i'm hungry 38
but i'm not stupid 33
but i'm here now 110