But i can't help it traduction Turc
512 traduction parallèle
I can't help it. I tried, but I can't.
Elimde değil. denedim ama olmadı.
- But I can't help it!
- Ama elimde değil!
All right, boss, I'll do my best, but I can't help it if these birds get my goat.
Tamam patron, elimden geldiğince, ama tavuğuma kış derlerse o başka!
I know it, but I just can't help it.
Bunu biliyorum ama elimde değil işte, olmuyor.
I know what you're going to say, but I can't help it.
Ne söyleyeceğinizi biliyorum, ama yardımcı olamam.
I hope you won't mind... but I can't help telling you how exciting it is seeing you right here.
Sakıncası yoksa... sizi burada görünce ne kadar sevindiğimi söylemeliyim.
I'm sorry, but I can't help it.
Üzgünüm ama engel olamıyorum.
Yeah, I know, but I can't help it.
Evet, biliyorum ama elimde değil.
I don't suppose it looks like much to a lady... but I can't help being proud of it.
Bir hanımefendiyi etkilemeyebilir ama dükkanımla gurur duymadan edemiyorum.
It's a sign of getting old, they say, but I can't help it.
Bunun yaşIıIığa işaret olduğunu söylüyorlar ama katıImıyorum.
But if it's about the case, I don't think I can help you.
Cinayet hakkında görüşmek istiyorsanız size yardımcı olabileceğimi sanmıyorum.
I can't help it if you send me back... but it was worth the trip just to see you.
Eğer beni geri gönderirsen sana yardım edemem ama seni görmek o yolculuğa değerdi.
But I can't help it.
Ama yapamıyorum.
I know you're going to escape, but I can't help it.
Kaçacağını biliyorum, ama bunu engelleyemem.
It's regrettable, but I can't help it.
Çok üzücü, ama elimden birşey gelmiyor.
I know you think I'm a fool, Bert. But I can't help it.
Aptal olduğumu düşündüğünü biliyorum.
" To Tommy, you dog, but I can't help it.
" Tommy'ye, seni köpek, ama kendime engel olamıyorum.
But I can't help it.
Ama karşı koyamıyorum.
I know it isn't funny, but I can't help laughing.
Komik olmadığını biliyorum ama gülmeden edemiyorum.
I don't want to do them, but I can't help it.
Bunları yapmak istemiyorum ama elimde değil.
But I can't help it.
Ama elimden bir şey gelmez.
I don't like to recall the past but sometimes I can't help it.
Geçmişi hatırlamayı sevmiyorum, ama elimde değil.
But I can't help it.
Ama elimde değil.
As I look at this heap of metal before me I can't help but wonder that any part of it escaped undamaged!
Bu metal yığınına baktığımda hasardan kurtulabilmiş herhangi bir parça göremiyorum!
But I can't help it if some guy...
Ama bu durumda elimden -
My son has really changed, but I can't help it.
Oğlum çok değişti ama elimden bir şey gelmiyor.
But you were fine earlier. - Yeah, it happened all of the sudden. I can't move and I asked her mother to help me with the work.
Evet hareket edemiyorum, Ebeyi çağırdım, bu da bana yardım edecek.
"I know," said the scorpion, " but I can't help it.
"Biliyorum," demiş akrep, " fakat birşey yapamam.
I don't want to drag you into this, but I can't help it.
Sizi bu işe bulaştırmak istemiyorum, ama elimde değil.
- But I can't help it.
- Ama bu olmaz.
I shouldn't be thinking of her but I can't help it.
Şu an kafamı bozan kızı düşünmemem gerektiği halde kendimi alamayışım.
But I can't help it. I do feel strange among them.
Ama elimde değil, aralarında kendimi tuhaf hisediyorum.
Joking aside, I'd like to help, especially since it's you, but a bank can't lend 200,000 without collateral.
Şaka bir yana yardım etmek isterim, özellikle de sana ama banka teminat olmadan 200,000 yen vermez.
I know it's wrong, but I can't help myself.
Bunun kötü olduğunu biliyorum. Ama kendime engel olamıyorum.
But I can't help it, you know.
İyi de birşey yapamam.
But you gotta help me a bit, cos I can't put on that this is all as bad as you make it.
Ancak bana biraz yardım etmelisin, çünkü yaptığını tek başıma düzeltemem.
But I can't help it.
Ama ona yardım edemem.
I know I am but I can't help it.
Biliyorum ama elimde değil.
But I can't help it...
Al bunu.
Well, I'd offer to help you, but I can see you don't need it.
Sana yardım etmeyi teklif edecektim, ama görüyorum ki ihtiyacın yok.
I try, but I can't help it.
Deniyorum ama elimde değil.
I can't help it, but you're a creep.
Yapamam, kötüsün çünkü.
No, I need help, but I don't know where I can get it.
Hayır, yarım gerekli fakat nereden bulacağımı bilemiyorum.
I know I make him suffer, but I can't help it.
Ona acı çektirdiğimin farkındayım ama yapabileceğim bir şey yok.
I'm sorry, but I just can't help it.
Üzgünüm ama elimden bir şey gelmiyor.
No, I guess it doesn't, but I still can't help being grateful.
Sanırım hayır. Yine de size minnettarım.
But whatever it is that made us friends I can't help telling you.
fakat ne olursa olsun arkadaşız. Bir şey demen için anlatmadım.
I know in a relationship like ours, the girl's not supposed to be the one to ask. But I can't help it.
Bu tip ilişkilerde, bu soruyu kadınların sormaması gerekiyor ama dayanamıyorum.
Well, sir, I can't help it if she's seen me, but I don't know her.
Ama efendim, beni görmüş olabilir. Ben onu tanımıyorum.
I know if they catch us, it's against the rules, but I can't help it.
Yakalanırsak bunun yasalara aykırı olduğunu biliyorum ama kendimi tutamıyorum.
I probably hurt him but I can't help it. I have to.
Muhtemelen onu incittiğim oluyordur ama elimde değil.