But i don't get it traduction Turc
1,318 traduction parallèle
I hated him, but I still want to cry. I don't get it :
Anlamıyorum.
I know you don't get on very well with your father, but it's serious.
Babanla aranızın bozuk olduğunu biliyorum, ama bu iş ciddi.
I mean, don't get me wrong, I don't want to interfere, but everything and everyone's as close as it can be.
Yani, beni yanlış anlamada, Karışmak istemem, Ama burada herkes herşeye olabildiğince yakın.
I mustn't be too disappointed if I don't get it. It won't be all beer and skittles, but overnight sensations can happen.
Ama rol alamazsam çok üzülmememi, zevk sefa içinde yüzmesem de güzel bir hayat sürecegimi söyledi.
You'll probably think I did it just to get back at you, but I just realized that I don't want to see you ever again.
Senden intikam almak için böyle yaptığımı düşüneceksin ama son anda seni bir daha görmek istemediğimi farkettim.
I get it, but you don't have a choice, is that it?
Anladım, ama başka çareniz yok, öyle mi? !
But I still don't get it, why would he just leave like that!
Ama ben anlamıyorum ki! Niye gitsin durduk yere.
I don't know how I'm gonna get it, but I'm gonna get it for you, okay?
Nasıl alacağımı bilmiyorum ama senin için alacağım, tamam mı?
I don't know what kind of game you guysare playing, but you're not gonna get away with it.
Ne çeşit bir oyun oynuyorsunuz bilmiyorum, ama bunlar yanınıza kar kalmayacak.
I know, and I know we can't afford it, and I know everything that's happened is my fault, but if I don't get some help, there's an excellent chance I will lose my mind.
Biliyorum ve paramızın yetmeyeceğini de biliyorum, ayrıca olanların hepsinin benim hatam olduğunu da biliyorum. Ama eğer biraz yardım almazsam, aklımı yitirmek için mükemmel bir fırsat olacak.
I don't know, but could you need it just right now, just to get me through the day?
Bilmiyorum ama bugünün geçmesi için şimdi biraz kullansanız olur mu?
I know some things are hard to cure, but what I just don't get is why it's taking so long to figure out what's wrong with her.
Bazı şeyleri tedavi etmenin zor olduğunu biliyorum ama sorunu bulmanın neden bu kadar zaman aldığını anlamıyorum.
I don't want to get ahead of myself, but if you guys get married, you should do it at the Polish Community Center on Queens Boulevard.
Kendimi öne çıkartmak istemiyorum, fakat eğer evlenirseniz, Queens Caddesindeki, Polish Community Center da yapmalısınız
And don't get me wrong, raising you was the best thing I ever did, but... it was work.
Ve sakın beni yanlış anlama, seni büyütmek yaptığım en iyi şeydi ama... Sorumluluktu işte.
Um, I'll try to get the girls on the road but I don't think we'll really gonna make it until this afternoon because Dana has some autograph thing.
Um, kızları yola çıkmaya zorlayacağım ama akşam üstünden evvel çıkabileceğimizi hiç sanmıyorum, çünkü Dana'nın imza şeyi var.
But I don't get it.
Ama anlayamıyorum.
I don't want to go back either... but it just doesn't feel right. I get it.
Artık geri dönemem.
I'm trying to get out of it, but when people like Lionel Luthor have you... they don't want to let go.
Bundan kurtulmaya çalışıyorum, ama Lionel Luthor gibi adamlar seni ele geçirdi mi bırakmıyorlar.
Don't get me wrong. I love the little buggers to death, but trust me... it makes going through a Stargate and facing alien bad guys look like nothing.
O küçük baş belalarını ölümüne seviyorum, ama güven bana geçitten geçip kötü uzaylılarla yüzleşmek, yanlarında hiç birşey.
I don't get it, but I can deal with it.
Kafam almıyor ama kaldırabiliyorum.
I mean, there's rules and stuff, but it's mostly like "Don't light stuff on fire, don't get caught with drugs," you know.
Demek istediğim burada kurallar var ama çoğunlukla "burada ateş yakmayın, uyuşturucularla yakalanmayın vs" bilirsiniz.
I don't know, but I get the impression he liked it warm.
Bilmiyorum ama sıcağı sevdiğini hissettim.
But I don't get it.
- Ben anlamadım.
I'm not exactly sure, but I don't think it's a good idea to get him any more agitated!
Onu tanımıyoruz ama sinirlenince pek de iyi olmuyor galiba! Neyin var senin?
I don't get paid for it but it's my unwork.
Bunun için para vermiyorlar.
I'm sure you're quite right, Miss Grace, most likely it's impossible to revile us niggers enough but what I don't get is why it makes you so angry?
Eminim haklısınızdır, Bayan Grace, bizim gibi zencilere ne kadar hakaret etseniz az gelir, ama benim anlamadığım, bu, sizi neden bu kadar sinirlendiriyor?
But I don't know how to get it out to her.
Ama nasıl gönderirim bilmiyorum.
I don't care if they confiscate it, but the bastards will resell it for a lower price, get it?
Bak ona el koysalar da hiç umurumda değil. Ama piçler daha düşük fiyata satarlar anladın mı?
We don't like it. But, yes, I get it.
Hoşumuza gitmiyor ama evet, sizi anlıyorum,
I know, from the outside looking in, it seems as though I have a perfect relationship, but the truth of the matter is that Alice and I don't always get along.
Dışarıdan bakınca, mükemmel bir ilişkim varmış gibi görünüyor. Ama doğrusu Alice'le iyi anlaşamıyoruz.
I don't wanna marry her for her money, but I don't know how else to get it, you know what I'm saying?
Onu parası için istemiyorum, ama nereden bulacağımı da bilmiyorum.
But I don't wanna get used to it.
Ama oraya alışmak istemiyorum.
- Okay, look, Jeff I don't like to use my gun unless it's in self-defense or at a really good sale but if you don't go back and get those CHCs, I have to- -
- Tamam, bak, Jeff nefsi müdafa ya da çok ciddi bir durum olmadıkça silahımı kullanmayı sevmiyorum ama geri gitmez ve şu çıktıyı almazsan yapmak zorundayım...
I don't know, but you're gonna get it, girl.
Bilmiyorum, ama çabuk kavrayacağından eminim, güzelim.
Look, I don't want to be forward... but it's late... and I do have to get up early.
Bak, küstahlık etmek istemem ama geç oldu ve ben erken kalkmak zorundayım.
I mean, you'd think I don't understand, but I get it, David gets it.
Yani anlamadığımı düşünebilirsiniz, fakat anladım, David de anladı.
I don't know when it's going to end, but that's what you get when... you try to pay a West lndies high priestess ten bucks to do you cornrows.
Ne zaman geçer bilmiyorum, ama Karayipli bir rahibeye saçlarını örmesi için 10 $ verirsen olacağı buydu!
No, sir. I don't get involved, but his family, how can I put it, is too lax.
Ben enişte olarak pek fazla karışmak istemiyorum tabii, ama annesi, kız kardeşi, babası, nasıl söyleyeyim, çok larj insanlar...
Maybe it's all I'm meant to get, but, please... Don't let anybody ever treat our girls this way.
Belki tüm istediğim bu... ama, lütfen, kimsenin bizim kızlarımıza bu şekilde davranmasına izin verme.
Bit scary, but you'll get the hang of it. I don't understand.
Mesaj şu kuleden geliyor.
Well, it's not liking it or not, I just don't get what all the fuss is about. But there is a fuss, and I can surely understand that.
Mesele beğenip beğenmemek değil, bütün bu tantanayı anlamıyorum
I know, I know, I know. But, you know, I don't get to keep it all.
- Hepsini ben almıyorum.
With Raul... but I don't like it, since he's a drug addict... and he's always bringing his friends home to get high.
Raul'la. Ama sevmedim orayı, uyuşturucu bağımlısı olduğundan,... sık sık arkadaşlarını çağırıp hep birlikte kafayı buluyorlar.
I don't care how you do it but get The Herald critic out there and get us a review we can use.
Nasıl yaptığın umurumda değil! Ama The Herald eleştirmenini oraya götür ve kullanabileceğimiz bir eleştiri yazmasını sağla.
Everything's still there, but don't worry, I'll get it out.
Her şey yerli yerinde ama endişelenme, onları oradan çıkaracağız.
I'm sorry, but I-I can't help you do bad stuff- - if I do, I got to put it on my list, and I don't want to get on another plane and come down here and make up for it.
Üzgünüm, ama size kötü işlerinizde yardım edemem,... edersem de, onları listeme eklemek zorundayım... ve başka bir uçağa binmeyi, buraya gelmeyi ve hatamı telafi etmeyi istemiyorum.
I don't get it, but it worked out as planned.
Tamam işte... bu da tam istediğimiz şey.
Sorry, but I don't get it.
Afedersiniz, sizi anlayamadım.
But I don't know if I can get in to it by then.
Ama o zaman içine girebilecek miyim bilmiyorum.
I don't actually believe that, but unless I think about it in this way, I can't get through every day.
Aslında buna inanmıyorum,... ama bu şekilde düşünmedikçe her gün günü aşamam.
But I just think it's interesting to know "interesting", that's a big word in this show for me interesting to know that at any moment, the odds are good that some guy is draggin'a chair across the garage floor trying to get it right underneath that ceiling beam don't want it to be too far off center. If it's worth doing, it's worth doing right!
ama sadece bilmesi ilginç diye düşünüyorum "ilginç", Bu show da büyük bir söz bu benim için her an olasılıkların iyi olduğunu bilmek ilginç bir adamın sandalyeyi garajın ortasına sürüklediğini bilmek tam da tavan kirişinin altına getirmeye çalışması merkezden çok uzak olmayı istemez yaptığına, doğru yaptığına değsin!