But it's not possible traduction Turc
255 traduction parallèle
But in Reims, the Resistance had identified them both and if Stéphane had gone to the Café du Commerce it's possible he may not have come out alive.
Lakin, Reims'ta Direniş ikisini de teşhis etti eğer Stéphane Café du Commerce'e gitmiş olsaydı muhtemel ki, dışarı sağ çıkamayabilirdi.
I'm really touched that you want to come, but it's not possible.
Gerçekten gelmek istediğine inanıyorum, ama mümkün değil.
I'm sorry, Dino, but it's really not possible.
Üzgünüm Dino ama gerçekten mümkün değil.
Believe me, I'm not happy about this, but it's the best possible chance there is.
İnan bana, bundan ben de hoşnut değilim ama en iyi şansımız bu.
But sometimes it's just not possible.
- Ama bazen...
But I told you, it's just not possible.
Ama imkansız olmadığını da söyleyebilirim.
I think the eternal peace is possible, but, I don't know how to express it, only not through political balance.
Bence ebedi barış mümkün. Ama nasıl anlatsam bilemiyorum, sadece politik dengeyle olmaz.
'That's what I said, until I was introduced to the General'and realised that it was not only possible...'but that education was ready to leap from the Dark Ages...'into the 20th and 21st centuries.
Ben de öyle diyordum, ta ki General'le tanıştırılana kadar... ve fark ettim ki bu yöntem yalnızca olanaklı değil... aynı zamanda karanlık çağlardan 20. ve 21. yy'a dek... öğretimde sıçrama yapmak için hazırda bekliyordu.
Well, it's not mine really but we would like to get it into soil as soon as possible.
Şey, aslında benim değil ama onu en kısa sürede toprağa dikmeliyiz.
But it's not possible, Inspector.
Ancak bu mümkün değil, Müfettiş.
But you know it's not possible, people...
İnsanlar ne der? İnsanlar! İnsanlar!
But it was not possible to save the President's life.
Ancak başkanın hayatını kurtarmak mümkün olmadı.
But I know it's not possible.
Ama mümkün olmadığını biliyorum.
But it's not possible to get you the kind of money you're asking for.
Ama istediğin miktarda parayı sana sağlamam olanaksız.
It's not your fault, but you've arrived at the worst possible moment.
Senin hatan olmasa da, olabilecek en berbat zamanda buraya geldiniz.
But I don't have the right to do it, Momo... it's not possible...
Ama bunu yapmaya hakkım yok... Bu imkansız.
That's an objective not for a hundred years but for a thousand or for 10 thousand but it also is possible.
Bu yüzyılları değil 10.000 yılı bulacak fakat imkansız olmayan bir süreç.
And when Eva said she wanted to have one, but it's not possible with Herbert... and she doesn't want one by that old guy, only by you, oh, Franz, I was so happy!
Ve Eva çocuk sahibi olmak istediğini söylediğinde bunun Herbert'le olması mümkün değilmiş. Ve o yaşlı adamdan da istemiyormuş, sadece senden istiyormuş. Ah Franz, çok mutluydum.
But that's not true, it's not possible.
Ama bu doğru değil. Bu mümkün değil.
You know how much I wanna come, but it's just not possible.
Sen de ne kadar gelmek istediğimi biliyorsun. Ama bu mümkün değil.
Well, it's not that I don't believe you, but isn't it possible John didn't tell you his real reason for being in there?
Size inanmadığımdan değil, ama John'un orada bulunmasının gerçek sebebini size söylememiş olması mümkün olabilir mi?
That's what I want more than anything else - but it's not possible, not yet.
Bunu her şeyden çok istiyorum... ama imkansız, henüz olmaz.
But now, no. It's not possible.
Ama şimdi, yok, artık mümkün değil.
I think it's admirable that you made a connection... but the purpose of this meeting is to determine what is best for Raymond... whether or not he's capable of functioning in the community... and what, in fact, he wants, if that's possible to determine.
Bence onunla bir bağ kurmanız takdire şâyan bir durum ancak bu toplantının sebebi, Raymond için neyin en iyi olduğuna toplum içinde yaşayabilip yaşayamayacağına, mümkün olduğunca kendi arzularını da göz önünde bulundurarak karar vermektir.
But it's not possible to totally cut it off.
Ama onu gemiden tamamen ayırmak mümkün değil.
I know this is not the best moment possible, but you see that's how it is with business
Şuan doğru zaman değil ama iş iştir.
- But it is not possible that she has taken one on dose of the medicine for accident?
- Ama annem kazara ilacından aşırı doz almış olamaz mı?
That's possible, but that's not it.
Olabilirdi, ama değil.
I tried to keep everything from coming to this. But it's not possible. Not in this world.
Denedim işler bu noktaya gelmesin diye.
But although he did his best it was not possible to repress the fact that Zentropa during the war transported jews in cattle trains to concentration camps, and American officers first class afterwards.
Fakat elinden gelen en iyisini yapmış olmasına rağmen, hiçbirşey, Savaş boyunca Zentropa'nın... yahudileri, büyükbaş hayvan taşıma vagonlarıyla toplama kamplarına taşıması, ve savaştan sonra da... Amerikan subaylarını birinci mevkiide ağırlaması gerçeğini değiştiremezdi.
Yeah, but it's not possible that under the microscope there's something that you could never see?
Evet, ama acaba mikroskop altında bile göremeyeceğiniz şeyler olabilir mi? Yani bazı ufak tefek şeyler...
I'd like to... but it's not... It's just not possible. Not possible?
Ama olmaz... mümkün değil.
Now, at various stages of human civilisation it's been possible to challenge some of them, but not others.
Nereden öğrendiğimi verdiğim dipnotlardan anlayabilirsiniz. İnsan Hakları raporlarından, kilise raporlarından, mülteci çalışmalarından, en çok da Avusturalya basınından bilgiler.
But that's not possible, it's not realistic, and probably not desirable. Hello.
Ama her iki durumda da bunun haberi okuyan insanların zekasına bir hakaret olduğunu düşünüyorum.
It's possible the guy may have come into the hotel, but trust me, I do not know Christian Hanover.
Otele gelmiş olabilir ama Christian Hanover'ı tanımıyorum.
- l wish you could but it's not possible.
- Keşke kalabilseydin fakat bu mümkün değil.
I'm trying to get out of it, but it may not be possible, all right?
Bu işten kurtulmaya çalışıyorum, ama belki başıma kalır, tamam mı?
But look, it's not possible.
Ama bak, bu mümkün değil.
It is bewitching to think one's happiness depends on one person, but it is not always possible. We must accept.
Birinin mutluluğunun bir başkasına bağlı olması cezbedici olabilir fakat her zaman mümkün değildir.
It's possible, but not likely.
Mümkün ama düşük ihtimal.
It may not be fixed on this end, but if it's shown up in the same location more than once, it's possible its exit point is constant and it's wagging around the Delta Quadrant like the tail on a dog.
Bunun sonunda yeri belirlenemeyebilir, fakat eğer aynı noktada birden fazla kere belirebiliyorsa,... çıkış noktasının sabit olması mümkün. ve bir köpeğin kuyruğu gibi Delta Sistemi'nde salınıyor.
But it's not possible.
Ama bu mümkün değil.
It may not always run smooth, but we're trying to make it as painless as possible.
Pek yumuşak davranmazlar. Ama bu işi acısız halletmek istiyoruz.
Maybe for the first time it occurs to you not just to get the tape... but that it's possible to eliminate him.
.. ve belki de ilk kez o anda, sadece kasedi almayı değil,... onu ortadan kaldırmayı da düşündün.
- I'm very sorry, but it's just not possible!
- Çok üzgünüm.. ama bu imkansız!
What are you talking about? I know it's not possible, but it sounded just like her.
Biliyorum imkânsız ama sesi onun sesine benziyordu.
But, what if it's not possible?
- Peki ya bu mümkün değilse?
It's one of those cases where it's not possible to be certain, but I am anxious about him, yes.
Bu emin olamayacağımız vakalardan biri ama onun için endişeleniyorum, evet.
But, it's not possible.
Ama bu imkansız.
- Well, it's possible, son, but it's not very likely.
- Evet, bu mümkün oğlum, ama hiç yapabilecek gibi görünmüyor.
But it's just not possible.
Ama, bu mümkün değil. - İyi günler, Amiral. - Carl, bu Yüzb...
but it's ok 45
but it's over 138
but it's okay 243
but it's hard 35
but it's mine 36
but it's not too late 21
but it's funny 23
but it's not easy 20
but it's not bad 18
but it's not a big deal 20
but it's over 138
but it's okay 243
but it's hard 35
but it's mine 36
but it's not too late 21
but it's funny 23
but it's not easy 20
but it's not bad 18
but it's not a big deal 20
but it's not 463
but it's 672
but it's cool 35
but it's not working 36
but it's worth it 73
but it's the truth 86
but it's not your fault 28
but it's fun 36
but it's not good 21
but it's more than that 40
but it's 672
but it's cool 35
but it's not working 36
but it's worth it 73
but it's the truth 86
but it's not your fault 28
but it's fun 36
but it's not good 21
but it's more than that 40