But it didn't work out traduction Turc
224 traduction parallèle
It could've been wonderful, but it didn't work out.
Harika olabilirdi ama olmadı işte.
I was going to be married last year, but... It didn't work out.
Geçen sene evlenecektim... ancak... yürümedi.
But it didn't work out, did it?
Ama olmuyor değil mi?
I was married when I was very young, but it didn't work out.
Gençken evliydim, ama yürümedi.
He sent me someplace else after that, but it didn't work out.
Sonra beni başka okullara gönderdi, ama hiçbiri işe yaramadı.
Because you know, we got married, but it didn't work out.
Evlenmiştik ama yürümedi.
It was never my intention to rule for so long, but... I don't know, things just didn't work out.
Bu kadar uzun süre yönetmeye hiç niyetim yoktu ama... bilmiyorum, işler bir türlü düzelmedi.
- I did, but it didn't work out.
- Biri vardı ama yürümedi.
No! We had a thing, it didn't work out and it's over now, but he still likes me.
İlişkimiz vardı ama yürümedi ve bitti ama hala beni beğeniyor.
But it didn't work out.
Ama işe yaramadı.
But it didn't work out that way.
Ama işler böyle yürümedi tabii.
We tried some doubles this morning but it didn't work out.
Bu sabah çift oynamayı denedik ama pek zevkli olmadı.
We gave it our best shot, but it didn't work out.
İyi bir denemeydi, ama işe yaramadı.
I was in love with Hannah, but it didn't work out too well.
Bir zamanlar ben de Hannah'ya aşıktım ama yürümedi işte.
Mind you, I almost did... but it didn't work out.
Düşünmüştüm, nerdeyse.. fakat işe yaramadı.
I've thought about getting a job at a fruit sellers of greengrocers But in the end it didn't work out.
Marketin manav reyonuna iş başvurusunda bulundum ama kabul etmediler işte.
I was involved, but it didn't work out.
Biriyleydim, ama yürümedi.
But it just didn't work out between us.
Fakat onunla ilişkimiz pek de yürümedi.
I got close in my 20s once, but it didn't work out.
20'li yaşlarımdayken evlenmeme az kalmıştı ama yürümedi.
It didn't work out the way I'd planned but...
Pek planladığım gibi gitmedi ama...
I did that here, but it still didn't work out.
Burada yaptım ama hala işe yaramıyor.
But the first time that you tried something... that was really important to you, to us... and it didn't work out, what did you do?
Ama ilk kez bir şey için çabaladığında... gerçekten senin için, bizim için önemliydi... ve yürümedi, sen ne yaptın?
The plan was I was gonna go back to work after Emily was born... but it didn't really work out that way.
Planımız Emily doğduktan sonra işe dönmemdi. Ama öyle olmadı.
Thought maybe Franny and Renee would give me some, but it didn't work out.
Franny ve Renee yaparlar diyordum ama öyle olmadı.
It's a shame it didn't work out, Marge... but George just felt this neighborhood brought out the worst in him and -
İşe yaramaması kötü oldu, Marge fakat George buranın yaşadığı en kötü mahalle olduğunu düşünüyor.
I always wanted to go to college, but it didn't work out.
Hep üniversiteye gitmek istemişimdir, ama bir türlü olmadı.
I know it didn't work last time, but with a few modifications... We've only got Iife-support on three out of 14 decks.
Son yaptığımızda işe yaramadığını biliyorum, ama bir kaç ayarlama ile... 14 güverte haricinde, sadece 3 güvertede yaşam desteğimiz var.
Notice how you tried to leave town, but it didn't work out, - but you just kept on trying? - Right.
Şehirden ayrıImaya çalışıp, başaramadığının ve denemeye devam ettiğinin farkında mısın?
You dated, it didn't work out, but then you got past all of your issues and now you actually trust each other, right?
Çıktınız, yürümedi, ama ardından aranızdaki meseleleri hallettiniz ve şimdi birbirinize gerçekten güveniyorsunuz değil mi?
Maybe it didn't work out with you guys, but that doesn't mean it won't work out with me.
Sizinle yürümemiş olabilir, ama benimle de yürümeyeceği anlamına gelmez.
My father, he died when I was really young... My mom, she tried hard but... Why, it just didn't work out.
Babam... ben çok gençken öldü ve... annem, çok denedi ama... neden, o sadece işe yaramadı.
I know things didn't work out too well this time... but it's really good to know, wherever I am... whatever stupid shit I'm doing that you're back at my home, rooting for me
Biliyorum bu sefer herşey yolunda gitmedi... ama nerde olursam olayım... hangi aptalca işin içinde olursam olayım senin arkamda olduğunu bilmek, güzel.
I'm sorry it didn't work out, but my therapist says that I have a fear of intimacy.
Affedersin bu ilişki yürümedi, ama terapistim arkadaşlık korkum olduğunu söylüyor.
But in the end, it didn't work out.
Fakat sonunda,.. ... bu mümkün olmadı.
But it was a long time ago. Didn't really work out. I think i made her nervous.
Benimleyken aşırı geriliyordu.
I was engaged last year. but it didn't work out.
Geçen sene nişanlandım ama yürümedi.
It was kind of recently, actually, but it didn't work out.
Aslında kısa bir zaman önceydi ama yürümedi.
Coleman but it didn't work out
Gary Coleman gibi olmasını umut ediyorlardı ama olmadı.
But, you know, it didn't work out.
Ama yürümedi.
I was gonna try to subtly work it into the conversation, but it didn't pan out, and I thought I should try to give it to you before you see me dance.
Sohbetin içinde çaktırmadan vermeyi düşünüyordum ama beceremedim. Dans edişimi görmeden önce versem daha iyi olur diye düşündüm.
But it didn't work out.
Ama yürümemişti.
But somehow... it just didn't work out that way.
Ama her nasılsa işler o şekilde gelişmedi.
I left, but it didn't work out.
Onu terk ettim ama işe yaramadı.
It didn't work out, but we're still here, in for the Iong haul.
İşe yaramadı, ama hala buradayız. Uzun süre kalacağız.
But it didn't work out
Ama işe yaramadı.
I know you took the rope out of the inner tube and made the tourniquet, but it didn't work and she bled to death before she got ashore, isn't that true?
İpi iç lastikten çıkarıp turnike yaptığını biliyorum. Ama işe yaramadı. Ve karaya çıkamadan kan kaybından öldü, değil mi?
I was engaged, but it didn't work out.
Nişanladım ama yürümedi.
I hate you. Yeah, Eva and I were engaged after high school, but it didn't work out.
evet, Evayla liseden sonra nişanlandık, ama yürümedi.
But in the end, it didn't work out.
Ama pek iyi gitmemiş.
- I liked one but it didn't work out.
Birinden hoşlandım ama yürümedi. - Neden?
But this time you thought it'd work out, didn't you?
Ama bu defa işe yaracağını düşündün, değil mi?