But she's gonna be okay traduction Turc
59 traduction parallèle
We're waiting, but I think she's gonna be okay.
Beklemedeyiz, ama sanırım iyi olacak.
She's got a bad bump and some cuts, but she's gonna be okay.
Kafasında kötü bir şiş ve birkaç kesik var, ama iyileşecek.
It's gonna be okay. I know that I'm the last person you expected and the last person that you wanted to see but Jane run away tonight and she came to my house.
hersey iyi olacak... suan gormek isteyeceginiz son kisi oldugumu biliyorum ama Jane bu gece evime geldi.
He seemed okay... but she's gonna be laid up for a while, I'm afraid.
Adam fenâ değildi... fakat kadın bir süre yatalak kalacak, korkarım öyle.
But she's gonna be okay, right? It was one pill.
| | | | | | | |
Yeah. I think she's gonna be okay, but I might have to stay until Monday.
Evet. Sanırım iyileşecek ama pazartesiye kadar kalmak zorunda kalabilirim.
No, I appreciate the thought, Lana, but she's gonna be okay and she'd be really disappointed if we cancelled.
Hayır, düşüncen için sağ ol Lana, ama o iyileşecek ve eğer iptal edersek çok üzülür.
Obviously, we had to perform a C-section, but I think she's gonna be okay.
Tabii ki, bir sezaryen gerçekleştirmek için vardı, ama o iyi olacak düşünüyorum.
She got banged up, but she's gonna be okay.
Araba haşat olmuş. Ama iyileşecekmiş.
She's, uh- - she's gonna have a lot of pain for a few days, but she'll be okay.
Birkaç gün çok acı çekecek ama iyileşecek.
Your mom has a concussion and a broken leg, but she's gonna be okay.
Annen beyin sarsıntısı geçirdi ve bir bacağı kırıldı, ama iyileşecek.
Look, I think she's gonna be okay, but we should call the police.
Bak, sanırım eşiniz iyileşecek, ama polis çağırmamız gerek.
She's gonna be sore, but she's gonna be okay.
Acıyacak ama iyi olacak.
Minor smoke inhalation, but she's gonna be okay.
Biraz duman solumuş, ama iyi olacak.
Yeah, but she's gonna be okay.
Öyle ama, iyi olacaktır.
She's appendix-less, but she's gonna be okay.
- Apandissiz ama iyileşecek.
They've got Edie on a ventilator, but she's gonna be okay.
Edie'yi solunum cihazına bağladılar ama durumu iyi.
I'm applying pressure, but the cord is compressed... she's gonna be okay, right?
Buraya baskı uyguluyorum, Fakat kordon baskı altında... O iyileşecek, değil mi?
Ruby Dropped Her Crit To 26 Intraoperatively, But She's Gonna Be Okay.
Ruby ameliyatla tehlikeli durumu büyük ölçüde atlattı, iyi olacak.
Doc Cottle says she's gonna be okay, but it's gonna be a while before she's 100 %.
Dr. Cottle iyi olacağını söylüyor ama tamamen iyileşmesi biraz zaman alacakmış.
Okay, well, we're gonna keep her here for about 10 days, watch her progress, but I think she's gonna be all right.
Tamam, onu yaklaşık 10 gün gözetim altında tutacağız. İyileşme sürecini izleyeceğiz ama sanırım iyileşecek.
They're a little painful, but she's gonna be okay.
Bir kaç ufak yanığı var. - Biraz acı verirler, ama iyileşecek.
Ivy league, and you're gonna be okay, but ria, she's going back to the airport.
Şimdi, sen yüksek pozisyondasın ve sana bir şey olmayacak ama Ria, havaalanına geri dönüyor.
But then when he goes missing, she comes to me and she says, "Don't worry. He's gonna be okay."
Sonra oğlan kaybolunca da gelip bana "endişelenme, iyi olacak" ayakları yaptı.
But she's gonna be okay... her and the baby.
Ama o iyi olacak.. ve bebeği de.
She's a little nervous, but I think it's gonna be okay.
Biraz gergin ama düzelecektir sanırım.
Yeah, but she's gonna be okay, right?
Evet ama iyileşecek, değil mi?
Bree got a little banged up, but the nurse says she's gonna be okay.
Bree biraz hırpalanmış, ama hemşire iyileşeceğini söyledi.
She lost a lot of blood, but she's gonna be okay.
- Peki ya bebek? - Sanırım iyileşecek.
But, hey, she's gonna be okay, I promise.
- Biliyorum. Ama o düzelecek. Söz veriyorum.
My Swedish is a little rusty, but I think she's gonna be okay.
İsveçli'm biraz solmuş, fakat iyi olacaktır.
Well, she's shaken up, but, uh, the medics say she's gonna be okay.
Biraz sarsılmış ama sağlıkçılar sorun olmadığını söylediler.
Dog just got out of surgery - - couple fractured ribs, but she's gonna be okay.
Köpek ameliyattan çıkmış. Birkaç kaburgası kırılmış ama iyi olacakmış.
It's gonna be okay, but she's in A-fib at 170. Oh, God.
- Lisa, her şey yoluna girecek ama 170'lerde atriyal fibrilasyonu var.
It's gonna be okay, But the mother? She's fine, she'll be here.
Herşey düzelecek.
But... but she's gonna be okay?
Düzelecek ama, değil mi?
Gemma's banged up, but she's gonna be okay.
Gemma da biraz sarsılmış. Ama o da iyileşecek.
But she's gonna be okay.
Ama iyileşecek.
Well, we can treat all of these things, but if she's really gonna be okay, uh, she's gonna have to tackle this drug problem.
Bunların hepsini tedavi edebiliyoruz. Ama gerçekten iyileşmek istiyorsa uyuşturucu problemini çözmeli.
But she's gonna be okay, right?
Ama o iyi olacak değil mi?
I hope she's gonna be okay, but right now I'm just trying to give her a little bit of space.
Umarım düzelir ama şu an ona biraz zaman tanımaya çalışıyorum.
Annie has to have surgery, but the doctors think she's gonna be okay.
Annie ameliyat olmak zorunda, ama doktorlar iyi olacağını söylüyorlar.
She is seeing things, but she's gonna be okay.
Çok şey yaşadı ama iyileşecek.
I hope she's gonna be okay, but right now I'm just trying to give her a little bit of space.
Düzeleceğini umuyorum ama şu anda ona biraz zaman vermeye çalışıyorum.
She's in surgery, but she's gonna be okay.
Şu an ameliyatta, ama iyileşecek.
She's in the hospital, but she's gonna be okay.
Hastanede ama kurtulacak.
And then she died for a minute, but she's gonna be okay.
Bir dakikalığına öldü ama şimdi iyi.
Ambulance got here first, but she's gonna be okay.
Önce ambulans geldi ama kendisi iyileşecek.
But she's gonna be okay?
Ama iyileşecek, değil mi?
We're gonna watch her, make sure that her pressure doesn't drop again, but, yes, she's going to be okay.
Onu müşahade altında tutacağız. Tansiyonunun bir daha düşmemesi için elimizden geleni yapacağız ve evet, iyileşecek.
Sue Ellen was inside, but it looks like she's gonna be okay.
Sue Ellen içerideydi ama görünüşe göre iyileşecek.