English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ B ] / But what can you do

But what can you do traduction Turc

1,231 traduction parallèle
But what can you do?
Ama ne yaparsın?
But what can you do?
Ne yaparsın işte?
I mean, friends, ask not what the pussy can do for you but what can you do for the pussy.
Demek istediğim, arkadaşlar p * * * * in sizin için neler yapabileceğini sormayın p * * * * için neler yapabileceğinizi sorun kendinize.
Hey, that sucks, Vern, but what can you do?
Berbat bir durum Vern, ama ne yapabilirsin?
Let me talk to Kwan. Not to sound ungrateful, but what can you do?
Sağ ol ama elinden ne gelir?
Tori, you know what I want to do, but I can't.
Tori Ne yapmak istediğimi sen de biliyorsun. ama yapamam.
I know what to do, but you can't lump things into two categories.
Ne yapılacağını biliyorum ama olayları öylece iki kategoriye ayıramazsınız. Her şey bu kadar basit değil.
But you can do what you want.
Ama istediğini yapabilirsin.
You can do what you want with your life, but one day you'll know what love truly is.
Hayatını dilediğin gibi yaşayabilirsin ama bir gün gerçek aşkın ne olduğunu öğreneceksin.
But if you take root, what can I do?
Ama sen kök salarsan, ben ne yapabilirim?
That's very nice of you, King, but we do what we can do.
Cok naziksiniz, kralim, Ama elimizden geleni yaptik.
I wish I could tell you what to do but I just can't.
Ne yapman gerektiğini söylemek isterdim ama söyleyemiyorum.
What do we say? We drugged the fucker... but can you please check him out?
Şerefsize ilaç verdik de, durumuna bir bakar mısınız mı diyeceğiz?
But I see what it is,.. ... you are not from these parts, you don't know what our twilights can do.
Ama meseleyi anlıyorum... buralı değilsiniz, bizim alacakaranlıklar nelere kâdirdir bilmezsiniz.
If you are looking for a ransom, I can tell you, I don't have money. But what I do have are a very particular set of skills.
Fidye istiyorsan, hemen söyleyeyim, param yok ama çok çeşitli yeteneklerim var.
But what I can do for you is I can get you on the next flight... which will get you in at 4 : 00.
Ama sizin için 4'teki uçuşa bilet ayarlayabilirim.
Okay, I am aware how absurd what I'm about to say is gonna sound but I'm also aware of how miserable your love life makes you and I can't sit and watch you hurt especially when I know I can do something. I'm here to ask you out.
Söyleyeceğim şeyin ne kadar saçma geleceğinin fakındayım. Ama aşk hayatının seni sefil edeceğinin de farkındayım. Bu yüzden mutfakta oturup daha fazla incindiğini izleyemem.
- -anything with all, you know, everything, is going to be just fine, but no- - my friend, she's sick, so we gotta find a place where she can heal- - and you have no idea what I'm talkin'about, do ya?
Burada kilitli... dolayısıyla, biliyorsun, ben... her şeyin ama her şeyin güzel olacağını biliyorum ama arkadaşım için değil... çünkü o hasta, dolayısıyla bir an önce onu iyileştirebilecek bir yer bulmalıyız... ve senin neden söz ettiğim hakkında hiçbir fikrin yok, değil mi?
Julian's in denial, but what can you do?
Sean biliyor.
I don't know about you guys... ... but I'm gonna do what I can to improve the work conditions.
Sizi bilmem çocuklar ama ben iş şartlarını düzeltmek için bir şeyler yapacağım.
- What are you doin'? - I know how this works now, but you need naqahdah in your blood or you can't make it do anything.
- Artık nasıl olduğunu biliyorum, ancak kanında naqahdah yoksa hiçbir şey yapamazsın.
But what can I do? I can't make him marry you!
Sizinle evlenmesi için onu zorlayamam.
But you're too busy thinking about what you want for Annie to think about what she can do.
Ne onun, ne benim, ne de senin. Biliyorum.
I love Spinner, but I owe you. I'll see what I can do.
Spinner'ı seviyorum ama sana borçluyum.
You can watch my back and stand behind me, all right? But you gotta do exactly what I say.
Sırtımı kollayabilirsin ve arkamda durabilirsin, ama söylediklerimi tamamen uygulamalısın.
But the problem is what can happen when you decide that you would do absolutely anything to become rich and powerful.
Fakat esas sorun zengin ve güçlü olmak için her şeyi yapmaya karar verdiğiniz anda başlıyor.
Well, I have, but I would never admit to it... after seeing what you people can do. Mm-hmm. It's a different animal.
- Sizin kadar iyi değil ama...
So... I know you can dance, but... what else can you do?
Pekala, dans edebildiğini biliyorum... başka ne yaparsın?
Do what he tells you. You might have a chance at second prize at a junior high school science fair, but you can forget your dreams of world domination.
Bir lisenin fen yarışmasında... ikincilik ödülü alırsın belki.
I love you, but what can I do?
Seni seviyorum, ama ne yapabilirim?
You can do what you want, but I would just lock me in here really tight and take the Athena back.
Sen ne istersen yapabilirsin ama ben kendimi buraya kilitleyip, Athena'yı geri alacağım.
But, hey, what can you do?
Ama ne yapacaksın?
Mrs. Bauer, you can do what you want but under the circumstances It's Important for you to take a few minutes and speak to someone.
Bayan Bauer, tabii ki istediginizi yapabilirsiniz, ama bu sartlarda birkac dakikanizi ayirip birinizle konusmaniz iyi olur.
I'm your sister, and you can stay angry with me, but we need to figure out what we're going to do.
Ben senin ablanım, ve bana kızgın olabilirsin, ama ne yapacağımıza karar vermeliyiz.
I can get you slipstream, sensors, or sublight engines, but not all at once, so what do you want first?
Işık hızını, sensörleri ya da ışık altı motorları geri getirebilirim ama hepsi aynı anda olmaz. Önce hangisini istiyorsun?
But you can't tell by looking what they can do.
Fakat, bunu, ona bakarak söyleyemiyorsun.
Sorry. I mean, we'll do what we can. But you're the only one who has the strength to protect these girls - and the world - against what's coming.
Biz elimizden geleni yapacağız ama bu kızları ve dünyayı yaklaşan tehlikeye karşı koruma gücüne sahip olan tek kişi sensin.
But I do know what it's like to possess a power that you can't control and to want so desperately to be normal, but it's just not an option.
Ama kontrol edemediğin bir güce sahip olmanın ne demek olduğunu biliyorum. ve çaresizce normal olmayı istemeyi, ama böyle bir seçenek yok.
I wish there was something I could say or do to take away what happened to you tonight. But I can't.
Keşke bu gece yaşadıklarını geri almak için yapabileceğim ya da söyleyebileceğim bir şey olsaydı.
I can understand that you might not approve of what they're trying to do. But for all we know, they're onto something.
Anladığım kadarıyla yaptıklarını onaylamıyorsun ancak bütün bildiğimiz bir şey buldukları.
I mean, you respect each other's opinions and you can laugh at the same jokes, but I don't know – there's just something about not quite knowing what the other person's gonna do at all times that's just really exciting.
Birbirinizin fikirlerine saygı duyarsınız aynı şakalara gülersiniz ama karşındaki insanın ne yapacağını her an kestiremezsin. Bu çok heyecanlıdır.
But we're not mind-readers, and if you're not going to say what's going on with you, that's fine, but there's not a whole hell of a Iot we can do.
Ama bizler akıl okuyamayız neler olduğunu söylemeyeceksen, tamam ama o zaman bir şey yapamayız.
You can't tell them about the rape, but you can tell them what we do here.
Tecavüzü anlatamazsın ama burada yaptıklarımızı anlatabilirsin.
I've got better things to do with my time, Dennis, than make trouble for you, but that's exactly what I will do if you are not straight with me.
Sana bela olmaktan daha önemli işlerim var, Dennis ama bana sıkıntı çıkartırsan, canını kötü yakarım. Tamam, tamam.
Boys, I'll do what I can, but if you're gonna pull this off, you're gonna need a board member behind you.
Elimden geleni yapacağım ama kurulun bu kararı kabul etmesi için bir üyenin desteğine ihtiyacınız olacak.
I understand what you're going through, but sometimes no matter how much you want to save someone, there's nothing you can do.
Neler çektiğini biliyorum, ama bazen birini kurtarmayı ne kadar istesen de yapabileceğin bir şey yoktur.
But you know what I can do... is bank a little goodwill - do something nice.
Ama ne yapabilirim biliyor musunuz? İyi dileklerimi anlatan tatlı bir şeyler olabilir.
Um, yeah, ok Well, I'll do what I can but they're gonna need to know the reason you're returning'em That's easy
Bunu filmlerde nasıl yapıyorlar?
Look, man, I do what I can do to help you all, but the game is out there.
Bakın, sizin için yapabileceklerimi yaparım, ama oyun burada bitti.
I know it doesn't look like much on paper, but see what you can do.
Gazetede öyle görünmüyor. Bakalım neler yapabileceğiz.
When this is over, you can have me arrested, do whatever you think you need to do, but for the moment, you need someone who understands what it is you might be up against.
Bu bittiğinde, beni tutuklayabilir, ne yapman gerekiyorsa yapabilirsin. Ama şimdi anlayan birine ihtiyacın var. Neye karşı olduğumuzu anlayan birine.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]