But what do i know traduction Turc
3,165 traduction parallèle
But what do I know?
Ben nereden bilirim ki?
I don't know what it's got to do with my family, but there must be a connection.
Ailemle ne ilgisi var bilmiyorum, ama bir bağlantısı olmalı.
I know it's hard, but we gotta do what's best for everyone.
Bunun zor olduğunu biliyorum. Ama herkesin için en iyi olan şeyi yapmalıyız.
I don't know what this Odd Thomas character knows... but I know that Robertson is stupid and careless... and he's gonna get us nailed if we don't do something.
Thomas denilen adamı pek tanımıyorum ama Rob hem aptal hem de hain. Bir şeyler yapmalıyız.
And I don't know what I'm going to do because I'm running out of it, but I love the smell of it.
Ne yapacağımı bilmiyorum çünkü bitmek üzere, ama kokusuna bayılıyorum.
I know, but why can't we ever just do what I want?
Biliyorum, fakat neden istediğim hiç bir şeyi yapamıyorum?
But you know what I can't do?
Yapamayacağım tek şey ne biliyor musunuz?
I think. But... I'm just so confused... and I don't know what to do right now.
Fakat... kafam çok karışık... ve şu anda ne yapacağımı bilmiyorum.
I know you're not allowed to talk about what's happening... but do you want to... talk to me about how you feel?
Olanlar hakkında konuşman yasak, biliyorum, ama neler hissettiğinle ilgili konuşmak ister misin?
I know I look like Jenson, but I believe I saw Piotr Karov that window, and I really want to know what they tried to show, but could not, and trains do not go here
Jensen gibi konuşmaya başladım biliyorum ama camdakinin Piotr Karov olduğuna inanıyorum. Bize gösterdiği notta ne yazdığını gerçekten bilmek istiyorum.
But I don't know what to do with it.
Ama onunla ne yapacağımı bilmiyorum.
i know we're all assassins, some. but what does that have to do with anything?
Biliyorum biz suikastçiyiz, Som ama nasıl birşeyle ilgisi var?
- I know you do, but she doesn't want you unless you've fixed your problem, so what you're gonna do is, you're gonna go out, bang a couple of easy skeezies, and then go back to her with what you've learned,
Bilyorum Ama o seni istemiyor sen sorununu düzeltene kadar Bu yüzden çık ve bişeyler yap
Jane, I don't know where you were, or what happened, but I do know this...
Jane, nerede olduğunu ya da ne olduğunu bilmiyorum ama şunu iyi biliyorum.
Now, I don't know exactly what's going on. What you do is your own business, but people are talking.
Tam olarak ne olduğunu bilmiyorum ama, yaptığın şeyler, seni ilgilendirir ama, insanlar konuşuyorlar.
But, baby, I really feel like I'm getting stuck. You know what I had to do today?
Canım gerçekten sıkışıyorum bu gereki mi sence?
I do not know what you're trying to prove, but you will not succeed.
Ne kanıtlamaya çalışıyorsun bilmiyorum ama başaramayacaksın.
But you know what I can do?
Ama ne yapabilirim biliyor musun?
I am trying to be tough here, Jacob, but we are in trouble, and I don't know what to do.
Güçlü olmaya çalışıyorum ama başımız dertte Jacob. Ne yapacağımızı bilmiyorum.
Look, I don't know this Bridgett girl, but what I do know is that black beauty here is worth it.
Bak, şu Bridgett kızını bilmiyorum, ama bildiğim bu siyah güzellik ona değer.
But you know what I'd really like to do?
Esas ne yapmak isterdim, biliyor musun?
I mean, I don't know about you, but I mean, what do you think?
Yani, seni çok tanımıyorum yine de fikrini söyler misin?
The world was at my feet. But, I didn't know what to do.
Dünya ayaklarımın altında seriliydi ama ben ne yapacağımı bilmiyordum.
I don't know what that means. But do whatever it takes.
Ne demek istediğini anlamadım ama ne pahasına olursa olsun bunu yapmalısın.
Look, I don't know what happened between you and Karen, but I do know... That when Michael Swift and I ended things, I saw the show more clearly than I ever had, free of whatever...
Bak, Karen'la aranızda ne oldu bilmiyorum ama şunu biliyorum ki Michael Swift'le ilişkimiz bittiğinde şovu her zamankinden çok daha net bir şekilde görmüştüm daha önce var olan aklımı karıştıran şeyler olmadan...
Look, I just didn't know how you were gonna react, or, you know, what- - and I didn't wanna phone, but then I though, yeah, I mean, should I phone... how do you explain away fifty years of a life over the phone, right?
Bak, nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordum. Telefon etmek istemedim ; ama sonra acaba arasam mı dedim.
Well, I don't know about that... but I did what I said I would do.
Bunu bilemem ama dediğim şeyi yaptım.
But what I do know is that I love you.
Ama seni sevdiğimi biliyorum.
I know we've had our differences, but I've been thinking, well, what do you say we bury the hatchet, huh?
Bazı uyuşmazlıklarımız var biliyorum, ama düşünüyordum da barış ilan etmeye ne dersin?
Oh. Ok, well, you obviously do not want to get to know me, Dr. Ridley, but, you know what, I want to get to know you.
Dr. Ridley, görünüşe göre beni tanımak istemiyorsunuz ama gelin görün ki ben sizi tanımak istiyorum.
- But I mean, do you know what I mean? - Yeah.
- Ama, ne demek istediğimi anladın mı?
I mean, I'm sure to some degree they do, but they don't know what put me in the hospital.
Hastanede yattığımı biliyorlardır da neden yattığımı kesinlikle bilmiyorlar.
Um, I don't know really, but, oh, uh, what I do know is that it's a preventable disease that has killed over half a million people every year.
Yani, bilmiyorum, gerçekten. Bildiğim tek şey bunun önlenebilir bir hastalık olduğu ve her yıl yarım milyon kişiyi öldürdüğü.
Honestly, I don't really care. I'm sorry, but I'm here to confront him, and I just, I need to know why he would kill Derek and... what that has to do with my birth mother.
- Dürüstçe, umursamıyorum, üzgünüm, ama onunla yüzleşmeye geldim, ve bilmem gerek neden Derek'i öldürdü ve öz annemle ne yaptı.
I do not know what you think you heard, but you're wrong.
Ne duyduğunu düşündüğünü bilmiyorum ama yanılıyorsun.
You know what, you could keep trotting out that phrase all you like, but you know what I'd like to do, Frank?
İstediğin kadar bu lafı geveleyip durabilirsin, hiç umurumda değil Frank.
I don't know who the fuck you are, lady, okay, but you have no business telling me what to do- - how dare you raise your voice to me?
Senin kim olduğunu bilmiyorum bile bayan ama bana böyle bir şey demeye... -... senin hakkın yok. - Ne cüretle bana karşı sesini yükseltirsin?
Well, I don't know what you're going to do, but I am prepared to write you a check right this very instant.
Senin ne yapacağını bilmiyorum ama şu anda sana çok yüklü bir miktarda... -... çek yazmaya hazırım.
Bro, I know it hurts, but we did what we had to do.
Kardeşim, acı verdiğini biliyorum ama biz gerekeni yaptık.
Hallelujah! But what you want to know... Is do I get bit?
Ama esas öğrenmek istediğiniz yılanlar beni sokuyor mu?
Look, I know there's taxes, but, I mean, what can I do?
Bak, bu vergileri biliyorum, ama, demek istediğim, ne yapabilirim?
You know, watching you with the book this summer, I admit I realized I didn't have the same passion for what I do, but running for office is not...
Biliyor musun, senin bu yaz kitapla ilgilenmeni izlerken,... itiraf etmeliyim, yaptığım iş için bende aynı tutkunun olmadığını fark ettim.
Perhaps, but if we ever run into a hopping ghost, you won't know what to do, and I will...
Belkide, ama eğer bir zıplayan hayaletle karşılaşırsak, Siz ne yapacağınız bilemezsiniz ama ben...
Not yet, but I know what you were going to do, Libby.
Henüz anlatmadın ama anlatmak üzere olduğunu biliyorum Libby.
I don't know what you think is going on, Steve, but I do.
Neler olduğunu sanıyorsun bilmiyorum Steve ama ben farkındayım.
I'll turn myself in here, if that's what you want, but I can't do it until I know that you're safe, that the kids are safe, so...
İstediğin buysa burada teslim olacağım ama senin ve çocukların güvende olduğunu öğrenene kadar bunu yapamam, bu yüzden...
But then what do I know?
Ben nerden biliyim?
I know what you're gonna say, but before you do, will you grab one of those chicken things for me?
Senin ne söylemek istediğini biliyorum ama şuradaki kızlardan bir kaç tanesini bana getirsene?
I don't really know what the hell you're getting at but, uh, I do get those things too.
Seni tam olarak anlayamasam da o tür şeyleri de alabilirim.
I know it's a stupid question considering that none of us could possibly be ok doing what we do, but... are you ok?
İyi misin? Yaptığımız işte muhtemelen hiç birimizin iyi olmayacağını göz önünde bulundurursak aptalca bir soru olduğunu biliyorum ama... iyi misin?
You know? And of course I wanna do what I think we're gonna do, but...
Tabi ki yapacağımız şeyi ben de yapmak istiyorum ama...