Butchered traduction Turc
490 traduction parallèle
If we resist, we'll be butchered.
Karşı koyarsak bizi keserler.
He just laid it wide open like a butchered steer.
Kesilmiş bir öküz gibi orada öylece bıraktı onu.
You want her to stay here and be butchered with the rest of us?
Yani kalıp da bizimle beraber öldürülsün mü?
We ain't been butchered yet!
Daha öldürülmedik!
But the citizens of the sun, they pay five pesetas — a whole day's pay, enough to feed a family — to fry on the sunny side of the ring... while they watch a few bulls being butchered — a criminal business.
Güneşli yerde oturanlar - beş peseta ödüyorlar Bir ailenin karnını doyuracak kadar parayı - güneşin altında kavrularak... boğaların ölüşünü izliyorlar - Canice bir iş.
I wouldn't want to see a foreigner butchered in a deal like this.
Bir yabancının böyle bir olayda ölmesini istemem.
Wait to be butchered in the dark?
Karanlıkta öldürülmeyi mi bekleyeceğiz?
I will not have it butchered.
- Kırpılmasına izin vermem.
- I butchered it.
- Onu boğazlayacaktım
- I didn't mind being deputised, but I don't wanna be butchered by Indians.
- Vekalet etmek benim için önemli değil, Fakat kızılderililerce doğranmayı istemiyorum.
A girl who was lying on the floor, outraged and butchered by the man who took that from her and gave it to you for ten per cent of her life!
Yerlerde sürünen, dövülmüş ve hırpalanmış bir kızdı o Onu soyan gözü dönmnüş adamlara Hayatının her senti için sana bir onluk verdi!
If they'd sent for me in time, that kid wouldn't have been butchered.
Beni zamanında çağırtmış olsalardı, çocuk ölmemiş olacaktı.
I'm part of the deal, but I don't want him butchered.
Anlaşmada varım, ama canına okumasını istemiyorum.
The successful fishermen were already in and had butchered their marlin out carried them laid full-length across two planks to the fish house where they waited for the ice truck to carry them to the market in Havana.
Başarılı balıkçıklar çoktan geri dönmüş, kılıçbalıklarını ayıklayıp temizlemişlerdi. Boylu boyunca iki uzun tahta üzerine yatırdıkları balıkları Havana'daki pazara götürecek buz kamyonunu bekledikleri balık haline taşıyorlardı.
For centuries people have been butchered by wars, but it was never useful.
Yüzyıllardır insanlar savaşlarda telef oluyor, karşılığında aldıkları doğru dürüst bir şey de yok.
A month ago, Comanche jumped your coach halfway to Lords, butchered the whip and shotgun and took you alive.
Bir ay önce, Komançiler Losworth yolunda saldırdı, sürücü ve yardımcısı öldürüldü, birisini kaçırdılar.
Almost 2,000,000 Jewish children, butchered like animals... because nobody wanted them.
Onları kimse istemediği için iki milyon Yahudi çocuk katledildi.
If the children aren't out of this valley, they will be butchered like sheep.
Çocuklar 24 saat içinde vadiden çıkmazlarsa korkarım koyun gibi katledilecekler.
So you butchered up a dream of mine.
Sen benim bir düşümü mahvettin.
With John being butchered?
John'un doğranacağını bilir miydim?
She was butchered.
Parçalanmıştı.
Was it Blood Shirts people you butchered up there?
- Tepede katlettiklerin Kanlı Gömleğin halkından mıydı?
You butchered my family and then ran for the stars, am I right?
Ailemi katlettin ve sonra yıldızlara koştun. Haksız mıyım?
Then let's reopen it. Jim, 4000 people were butchered.
O zaman yeniden açalım. 4.000 kişi canice öldürüldü!
All I understand is that 4000 people were needlessly butchered.
Bütün anladığım 4.000 insan boş yere katledildi.
They butchered a steer inside the gates.
Bir sığır öldürülmüş.
Have you ever cared for Chinese women raped and butchered by the warlord troops you favour with your treaties?
Ya desteklediğiniz diktatör birliklerinin tecavüz edip katlettiği Çinli kadınlar?
- He butchered our convoy.
- Konvoyuma bunlar saldırdı.
Someone butchered a dame by the château in Etiquette Lane
# Etiquette Yolu'ndaki şatodaki Bir hanımı öldürmüş biri #
You butchered helpless human beings.
Masum insanları zalimce öldürdünüz.
These Frenchmen kill the entire population... of a small village, every man, woman and child... butchered.
- Bu Fransızlar, küçük bir kasbadaki tüm halkı kadın, çoluk çocuk demeden....... katlettiler.
Animals were illicitly butchered.
Hayvanlar yasa dışı olarak kesiliyordu.
I've butchered in Algeria, Indo-China...
Cezayir ve Hindiçini'nde de kasaplık yaptım.
And when you think of your comerades... ... fallen, butchered comerades ask yourself... Are we going to give them the same mercy?
Ne zaman yoldaşlarının, öldürüldüğünü düşündüğünde... aynı soruyu onlara sormak gerekiyor.
We laid that city flat... butchered men, women, and children... 20,000, 30,000.
Kenti yerle bir ettik... Kadın, erkek, çoluk-çocuk demeden doğradık. 20 bin, belki de 30 bin.
He just butchered another one of my patients!
Hastalarımdan birini daha doğradı!
You can't. Indians butchered five white settlers up north.
Burada değil. Yerliler katliam yapmış.
That leaves you free for a... butchered hog most any time, whereas...
Bu seni her zaman için özgür hissettirir, kasap tezgahı için... halbuki...
I will not have my designs butchered by a no-talent Cossack!
Yeteneksiz bir eşkıya tasarımlarımı katledemez!
At one field hospital, doctors, medical orderlies and wounded alike were butchered by Japanese.
Bir saha hastanesinde doktorlar, hasta bakıcılar ve yaralılar Japonlar tarafından katledildi.
Uh, it's just a hog I butchered is all.
Ah, sadece bir domuzu kestim.
Sit and wait to be butchered?
Öldürülmeyi mi bekleyecegiz?
It's living that's hard when all you ever cared about has been butchered or raped.
Zor olan yasamak sevdiklerin öldürülüp, tecavüz edildiginde.
Do you want mary kelly butchered like all the others?
Mary Kelly'nin de diğerleri gibi doğranmasını mı istiyorsun?
Oh god all mighty totally butchered.
Yüce Tanrım. Tam bir katliam.
If I don't learn your language, a village will be butchered.
Dilinizi öğrenmezsem, köy katledilecek.
You lay one finger on him, and I'll butcher you, just like you've butchered all these other children.
Ona bir parmağını bile dokunursan, diğer çocukları katlettiğin gibi... seni de katlederim.
One of their number was butchered, this is a wake.
Onlardan biri boğazlandı, bu bir sabahlama.
I let go of the rage and sorrow for Sophie and Nathan and for the many others who were but a few of the butchered and betrayed and martyred children of the Earth.
Sophie ve Nathan için hissettiğim öfke ve kederin yularlarını birden koyverdim. Bütün diğerleri gibi bu dünyanın... öldürülen, ihanete uğrayan ve şehit olmuş çocukları için...
We can't just sit by while they're being butchered!
Onlar katledilirken sadece oturamayız!
They were beasts, they butchered all of us.
Onlar canavarlar, hepimizi katletti.