English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ C ] / Campaign

Campaign traduction Turc

6,632 traduction parallèle
Besides, our lives are so chaotic we can't run a campaign.
Hem hayatımız o kadar karman çorman ki seçim kampanyasını hayatta yürütemeyiz.
Okay, starting now, you're in campaign mode.
Pekala. Şu andan itibaren seçim çalışmalarına başlıyorsun.
Jen posted the campaign ad.
Jen kampanyayı başlatmış.
We worked together on the mayor's campaign.
Belediye başkanının seçim kampanyasında birlikte çalıştık.
Your colon cancer awareness campaign?
Senin kolon kanseri bilinçlendirme kampanyası?
I thought we had a good campaign.
İyi bir kampanya yaptığımızı sanıyordum.
We're gonna call those... those perfume campaign people.
Şu parfüm kampanyasındaki insanları arayacağız.
The Bay Campaign, thank you, the Bay Campaign.
- The Bay Campaign, sağ olun, The Bay Campaign.
Call the Bay Campaign people and wake them the fuck up and tell them... that I finally figured it out, and I know exactly what I'm going to do for them.
The Bay Campaign'dekileri ara ve uyandır, onlara de ki olayı çözdüm, onlar için ne yapacağımı biliyorum.
It's actually an ad campaign. It's...
Aslında bir reklam kampanyası.
For the big campaign, just her.
- Büyük kampanya için, sadece o.
The government's Homes For Heroes campaign?
- Devletin "Kahramanlar için Ev" kampanyası.
Thank you, Miss Shapiro, for that stirring introduction, for all of your support and guidance during this campaign.
Teşekkürler, Bayan Shapiro, bu canlandırıcı başlangıç için, bütün destekleriniz ve bu kampanya boyunca yol göstericiliğiniz için.
The group has continued their campaign of random violence, moving across the countryside unfettered with the republic's military forces in disarray.
Grup, bu gelişigüzel saldırı olaylarına askeri kuvvetlerin nizamsızlığından da güç alarak kırsal bölgelerde pervasızca devam ediyor.
mutilation of children and young mothers. And this seems like only the beginning of their campaign that they label as an endless war against...
Bu yaşananlar, ebedi bir savaş olarak nitelendirdikleri bu harekâtın başlangıç safhası gibi görünüyor.
Well, not only that, but he requests and he is granted... a reassignment to Alabama where he helps a friend on his senate campaign.
- Sadece bu da değil. Bir arkadaşının seçim kampanyasına yardım edeceği Alabama'ya tayin istiyor ve onaylanıyor.
You call the Kerry campaign for me yet?
Benim için Kerry'nin kampanyasını aradın mı?
The military records of the two men running for president... have become part of the political arsenal in this campaign.
Başkanlık için yarışan iki adamın askeri kayıtları bu seçimlerde politik malzeme haline geldi.
Hey, Mary, USA Today wants to know if you put Burkett in touch... with the Kerry campaign in exchange for documents.
USA Today, belgelerin karşılığında Burkett'i Kerry kampanyasıyla temasa geçirdin mi bilmek istiyor.
Josh, do you remember when I told you... Burkett wanted to give the Kerry campaign advice on the Swift Boat stuff?
Karalama kampanyası hakkında Burkett, Kerry grubuna tavsiye vermek istiyor deyişimi hatırlıyor musun Josh?
His second campaign was run by Karl Rove.
İkinci adaylık kampanyası Karl Rove tarafından idare edilmiş. - Ama özgeçmişindeki en dikkat çekici olan ise eski Başkan George H.W. Bush döneminde... - Evet.
I wanna thank you for your hard work in the campaign.
Kampanyadaki sıkı çalışmanız için teşekkür etmek istiyorum.
Or why you personally contacted the John Kerry campaign... on behalf of Bill Burkett, a man who has dedicated himself... to smearing the president?
Bu yüzden mi, kendini Başkan'ı karalamaya adamış Bill Burkett adına John Kerry'nin seçim kampanyasıyla bizzat temasa geçtin?
"through to the end of her Toronto Games campaign."
"koşuluyla."
" No matter the outcome, once Maggie's campaign is done,
" Sonuç ne olursa olsun, Maggie'nin yarışı bitince,
I did my best, but obviously, Maggie's campaign is over.
Elimden gelenin en iyisini yaptım fakat belli ki Maggie'nin yarışı bitti.
He said you, and only you, must coach her until she's done with her campaign if you want the inheritance.
Mirası istiyorsan, sadece sen ona antrenörlük etmelisin, ta ki yarışmayı tamamlayana kadar.
For 20 years the Spider oversaw the campaign to find and kill me.
Örümcek 20 yıl boyunca beni bulup öldürmenin yolunu gözledi.
David, I'm not just asking you for money, I'm asking you to be one of my campaign chairmen.
David, senden sadece para değil, kampanya başkanlarımdan biri olmanı da istiyorum.
Low approval ratings are a continuing concern for the Underwood administration, and congressional sources suggest that the choice to tackle unemployment may be part of a campaign strategy for 2016.
Düşük onay oranları Underwood yönetimi için süregelen bir sorun ve meclis kaynaklarına göre işsizliği çözme tercihi 2016 kampanya stratejisinin bir parçası olabilir.
President Underwood's campaign certainly has an opportunity to benefit.
Başkan Underwood'un kampanyası kesinlikle bundan yararlanacaktır.
Staffed on his'84 campaign.
1984 kampanyasında çalışıyordum.
She could finance her entire campaign if she needed to.
İsterse tüm seçim kampanyasını kendi bile finanse edebilir.
We need to end her campaign before it begins.
Seçim kampanyasını daha başlamadan bitirmeliyiz.
I'm just not sure how smart it is to rush into a campaign
Bu kadar az hazırlıkla kampanyaya girişmek...
- This isn't a real campaign.
- Gerçek bir kampanya değil bu.
- The campaign.
- Kampanya için.
You said you wanted in because you believed in this campaign.
Bu kampanyaya inandığın için çalışmak istediğini söyledin.
I am not running that sort of campaign.
Ben bu tarz bir kampanya yürütmüyorum.
Maybe we should talk about dates for announcing the campaign.
Adaylığını duyurma tarihlerin hakkında konuşmalıyız.
Shoshanna : So I was really inspired by working on his campaign and, you know, seeing all of the change that he's already been able to make in his neighborhood regarding the traffic lights.
Yani gerçekten onun kampanyasında çalışırken ondan ilham aldım ve tüm değişikliği gördüm trafik ışıkları ile ilgili olan şeyleri daha sadece onun mahallesinde yapmak mümkün oldu.
You weren't bothered to let him pay for your first campaign?
İlk kampanyana sponsor olması canını sıkmadı mı?
I mean, there's a campaign, but it sucks, so...
Savaş yani, ama buradaki grup daha heyecan verici.
Trust is a campaign promise.
Güven, kampanya sözüdür. Gerçek hayatta...
I saw a guy like that in a campaign ad.
Bir politikacının reklamında böyle birini gördüm.
He can paper the city with campaign literature a dozen times over.
İsterse şehri kampanya broşürüne boğabilir.
I expect a quiet campaign.
Kampanyasını gösterişsiz yapmasını bekliyorum.
Well, you know, I talked to thousands of people during this campaign, and they told me they wanted a change, and I guess they voted the way they spoke.
Seçim kampanyam sırasında binlerce kişiyle konuştum. Değişiklik istediklerini söylediler. Sandıkta sözlerini tuttular.
Yeah, that's the guy I saw in the senator's campaign ad. Joshua : Everyone in this state loves cindy richards.
Bu şehirde yaşayan herkes Cindy Richards'ı sever.
- So I won't campaign.
- Ben de propaganda yapmam.
The Bay Campaign.
- The Bay Campaign.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]