English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ C ] / Can't see a thing

Can't see a thing traduction Turc

578 traduction parallèle
Well, i think the best thing for us all to do is to write down our opinions on a piece of paper, and then we can see how we stand.
Sanırım bizim için yapılacak en iyi şey düşüncelerimizi bir kağıt parçasına yazmak. Sonra nerede durduğumuzu görebiliriz.
You can't see a thing.
Hiçbir şey göremiyorum.
The storm increases and she can't see a thing.
Fırtına artar ve hiçbir şey göremez.
- I can't see a thing.
- Bir şey göremiyorum.
I can't see a thing without my glasses.
Gözlüklerim olmadan hiçbir şey göremiyorum.
But, my dear man, can't you see that if I even for a moment thought of doing such a thing....
Fakat bayim, anlamiyor musunuz, bunu kabul etmeyi... sadece bir an düsünsem bile...
I can't see a thing.
Hiç bir şey göremiyorum.
Since this is my first visit, I don't see how you can say such a thing.
Bu daha ilk ziyaretim, neden böyle söylediğini anlayamadım.
I can't see a thing.
Göremiyorum!
I don't see how you can tell from a thing like that.
Böyle bir şeyi nasıI söyleyebildiğini anlamıyorum.
Can't see a thing.
Hiçbir şey göremiyorum.
If you see a thing with your own eyes, it can't be a dream, can it?
Hadi ama otur da kahvaltı yap. Kendini daha iyi hissedeceksin.
I can't see a thing.
Bir şey göremiyorum.
I can't see a thing.
Hiçbir şey göremiyorum.
Well, you know you can't see a thing without them.
Onlar olmadan bir şey göremeyeceğinizi biliyorsunuz.
I just can't see Peter doing a thing like that.
Peter'in bunları yapmış olabileceğine inanmıyorum.
Sir, we can't see a thing here.
Buradan iyi göremezsiniz, efendim.
Oh, dear me, I can't see a thing without my spectacles.
Oh, Tanrım, gözlüklerim olmadan hiçbir şey göremem.
Can't see a thing.
Bir şey göremiyorum.
You can't see a thing in here.
Burası çok karanlık.
Well, the weather's closed in over there and the aircraft can't see a thing.
Burada hava tamamen kapalı. Uçaklar hiçbir şey göremiyor.
I don't see how anybody can shoot a thing like this.
Böyle bir şeyle bir kişi nasıl ateş eder anlamıyorum.
Can't see a thing. Give me some cardboard.
Hiçbir şey göremiyorum.
I, uh, can't see a thing, so I should always wear it on.
Bir şey göremiyorum, bunu her zaman takmalıyım.
See, the one thing they don't have in their lovely neighborhood that they're dying to have, is a fine family of colored people.
Çok sevgili mahallelerinde olmayan ve olması için can attıkları tek şey, iyi bir Afro-Amerikalı ailesiymiş.
- I can't see a thing!
- Bir şey görmüyorum!
You can't see a thing.
Hiçbirşey göremezsin.
- I can't see a thing in here.
- Hiçbir sey göremiyorum.
"I can't see a thing on the surface of Venus".
"Venüs'ün yer kabuğunda hiçbir şey göremiyorum."
I can't see a bloody thing.
Hiç bir şey göremiyorum.
Be careful. I can't see a thing. Tucker?
- Hiç bir şey göremiyorum.
Can't see a thing from shore.
Sahilden bir şey görülmüyor.
Oh, blistering barnacles, I can't see a thing!
Bin lomboz! Hiçbir şey göremiyorum!
It's an assassination, I can't see a thing!
Bir cinayet işleniyor! Hiçbir şey göremiyorum!
I had to repair that wretched thing and now look at it, I can't see a thing!
Hiç bir şey göremiyorum.
Don't mention it. I can't see a thing anyway.
Lafınıza bile değmez, zaten hiçbir şey göremiyorum.
Now don't you fret about a thing. We'll put our heads together and see what we can do to help you.
Hepimiz el ele vereceğiz, ve sana sana yardımı dokunacak neler yapabileceğimize bakacağız.
- I can't see a damn thing.
- Hiçbir şey göremiyorum.
Can't see a bloody thing.
Lanet şeyi göremiyorum.
- Can't see a thing.
- Hiçbir şey göremiyorum.
- I can't see a thing behind these.
- Buna da mı ben bakacağım canım?
I can't see a thing.
Göremiyorum hiç bir şey.
You can't see a thing.
Gelin benimle.
I can't see a damned thing.
Hiçbir şey göremiyorum.
Darling, I don't see how I can feel jealous... about a purely physical thing you had with some dumb blond.
Aptal sarışının tekiyle bedensel bir şey yaşamanı neden kıskanabilirim bilmiyorum. - Orada dur bir saniye.
You don't do well, especially when you can't see a thing.
Bir şeyler göremediğinizde iyi bir şeyler yapamazsınız.
In fact I can't see a thing.
Pek iyi göremiyorum, hiçbir şey göremiyorum.
They say happiness Is a thing you can't see
Mutluluğun görülmez Olduğunu söylerler
See if we can't stretch that goddamn thing a little.
Çizgiyi biraz uzağa almaya çalış.
I can't see a damn thing out there.
Buradan hiçbir şey görmüyorum ki ben.
I can't see a thing!
Hiçbir şey göremiyorum!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]