English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ C ] / Can i have a word

Can i have a word traduction Turc

779 traduction parallèle
Can I have a word with you, sir?
Sizinle biraz konuşabilir miyim, efendim?
Can I have a word?
Biraz konuşalım mı?
- Can I have a word, Gruver?
- Bir şey söyleyeyim mi, Gruver?
Can I have a word with you?
Seninle bir şey konuşabilir miyim?
Can I have a word with you?
Seninle konuşabilir miyiz?
Can I have a word with you?
Biraz konuşabilir miyiz?
Ginevra, can I have a word alone?
Ginevra. Biraz konuşabilir miyiz?
Can I have a word with you?
Sizinle biraz konuşabilir miyim?
Mr Grey, can I have a word with you, please?
Bay Grey, sizinle bir dakika konuşabilir miyim?
- Can I have a word with you?
- Evet? Birşey söyleyebilir miyim?
- Can I have a word?
Biraz konuşabilir miyiz?
Can I have a word with Master Li alone?
Üstad Li ile bir çift laf edebilir miyiz?
Can I have a word with you?
Seninle konuşabilir miyim?
Can I have a word with you?
Seninle konuşabilir miyim? Özel olarak.
- Can I have a word with you? - I'm busy.
- Sizinle biraz konuşabilir miyim?
Ian, can I have a word with you?
Ian, biraz konuşabilir miyiz?
Jonathan, can i have a word with you?
Jonathan, seninle biraz konuşabilir miyiz?
- Can I have a word with you?
- Sam, seninle biraz konuşabilir miyiz? - Tabii Doktor.
excuse me, sir. can i have a word with you?
- Özür dilerim bayım, sizinle birşey konuşabilir miyim?
Can I have a word with you?
Seninle biraz çene çalabilir miyiz?
Can I have a word?
Bir şey söyleyebilir miyim?
- Can I have a word?
- Biraz konuşabilir miyiz?
Mr Urquhart, can I have a word?
Bay Urquhart, konuşabilir miyiz?
Can I have a word?
Sizinle konuşabilir miyim?
- Can I have a word, Jimmy? - Sure.
- Bişey söyleyebilir miyim, Jimmy?
- Can I have a word with?
- Biraz konuşabilir miyiz? - Tabii.
Satomi, can I have a word with you?
Satomi, seninle konuşabilir miyim?
Can I have a word about 54 Halsley Road?
54 Halsley Sokagi hakkinda konusaBilir miyiz?
Hi, JOH, can I have a word with you?
Merhaba Joh, seninle biraz konuşabilir miyiz?
Can I have a word with you, please?
Konuşabilir miyiz, Iütfen?
Oh Kate, can I have a word with you?
Kate, seninle bir şey konuşabilir miyim?
Major, can I have a word with you?
Binbaşı, seninle biraz konuşabilir miyim?
Can I have a word with you, sir?
Bir şey söyleyebilir miyim efendim?
Can I have a word with you?
Sizinle konuşabilir miyim?
CAN I HAVE A WORD WITH YOU?
Biraz konuşabilir miyiz?
Jude, can I have a word?
Jude, seninle konuşabilir miyiz?
Can I have a word?
Seninle bir dakika konuşabilir miyim?
Fellas, can I... have a word?
Çocuklar, bir şey... diyebilir miyim?
But I think I can convince you that you have a duty beyond your military duty, and to tell us everything you know, despite your word of honour.
Lakin, sanırım askeri görevinin ötesinde bir görevin olduğuna ve verdiğin şeref sözüne rağmen, bildiğin her şeyi bize anlatmana dair seni ikna edebilirim.
- Why don't you let me have a look at the accommodation that you have, and take it in for a second then I can have a word with George Swine?
- Neden gelip... odanıza bir göz atmıyorum? Sonra da George Swine'la konuşabilirim. Böylesi daha basit.
Spock, can I have a word with you? - Commodore?
Sizinle konuşabilir miyim?
Mr. Evers, I wonder if you can have a word with me?
Bay Evers, sizinle biraz konuşabilir miyiz?
I have the surveyor's word for the soundness of the Cathedral and Her Majesty can't be forced to change long-laid plans simply because a madman makes threats.
Mimardan katedralin sağlam olduğuna dair güvenceyi aldık ve ayrıca Kraliçe de uzun zaman önce yaptığı bu planı değiştirmeye zorlanamaz. Sırf manyağın tekinin tehditleri yüzünden!
See if I can have a word with her on the telephone.
- Bakalım telefonda bir şeyler konuşabilecek miyiz.
I'll have a word with your form master... see what he can come up with, OK?
Ana formunla alakalı söyleyeceğim birkaç şey var... Bununla ne yapabileceğini izle, tamam mı?
Can I have a word with you, sir?
Size bir şey söyleyebilir miyim efendim?
- Well, I can have a word with you.
- Peki, biraz konuşabilir miyiz?
But tomorrow I wanna have a word with you and Ray, if you can find him.
Ama yarın seninle ve Ray'la konuşmak istiyorum, eğer onu bulabilirsen.
It's just that, I can't help thinking how... What else might have happened because I misspoke a single word?
Sadece, kendimi düşünmekten alamıyorum... sadece tek bir kelimeyi hatalı söyledim diye başka neler olabilirdi?
I can't understand a word, you have a thing in your mouth.
Söylediğinden hiçbir şey anlamadım, ağzında bir şey var.
Since I have said the word... uh, can I ask you a few questions?
Kelimeyi söylemiş olduğuma göre sana birkaç soru sorabilir miyim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]