Can i see you for a minute traduction Turc
77 traduction parallèle
- Captain, can I see you for a minute?
- Kaptan sizi bir dakika görebilirmiyim
Phil, can I see you for a minute?
Phil, seni bir dakika görebilir miyim?
Atticus, can I see you for a minute?
Atticus, seninle bir dakika konuşabilir miyim?
Can I see you for a minute?
Seninle 1 dakika konuşabilir miyim?
Mr. Velasco, can I see you for a minute?
Bay Velasco, sizinle bir dakika görüşebilir miyim?
Dr. Brubaker, can I see you for a minute, please?
Dr. Brubaker, sizinle biraz konuşabilir miyiz, lütfen?
Can I see you for a minute in here?
Görüşebilir miyiz?
- Enrique, can I see you for a minute?
Enrique, bir dakika görüşebilir miyiz?
Can I see you for a minute alone, please?
Gil, biraz yalnız konuşabilir miyiz?
J.C.? Can I see you for a minute? Of course.
- Bir dakika gelir misin J. C?
Lois, can I see you for a minute?
Lois, Bir dakika gelir misin?
Lois, can I see you for a minute, please?
Lois, seni bir dakikalığına görebilir miyim, lütfen?
- Can I see you for a minute?
- Evet? - Bir dakika sizi görebilir miyim?
- Mark, can I see you for a minute?
- Mark konuşabilir miyiz?
- Captain, can I see you for a minute?
- Kaptan, bir dakika bakar mısınız?
- Can I see you for a minute?
- Sağ ol. - Bir dakika gelir misin?
Benson, can I see you for a minute?
Benson, biraz gelir misin?
- Grace. can I see you for a minute?
- Grace. Bir dakika konuşabilir miyiz? - Varım.
Can I see you for a minute?
Bir dakika konuşabilir miyiz?
JOSEPHINE, CAN I SEE YOU FOR A MINUTE?
Bir saniye konuşabilir miyiz, Josephine?
Jaye, can I see you for a minute?
Jaye, bir dakika görüşebilir miyiz?
Gracie, can I see you for a minute?
Gracie, bir dakika görüşebilir miyiz?
- Joey, can I see you for a minute?
- Joey, seninle bir dakika görüsebilir miyim? - Evet.
Can I see you for a minute?
- Selam. - Nasılsınız?
Ms. Uhm can I see you for a minute?
Bayan Uhm, sizinle bir dakika görüşebilir miyiz?
Mr. Krebbs, can I see you for a minute please?
Bay Krebbs, bir kaç dakika görüşebilir miyiz lütfen?
Captain, can I see you for a minute?
Kaptan, bir dakika gelebilir misin?
Can I see you for a minute?
Bir dakika gelir misin buraya?
Can I see you for a minute?
Bir dakikanı alabilir miyim?
Can I see you for a minute?
Biraz konuşabilir miyiz?
Can I see you for a minute... in private?
Seninle özel konuşabilir miyiz?
Blackie, can I see you for just a minute?
Blackie, bir dakika görüşebilir miyiz?
I can see my white shirt and black tie and Sunday manners... didn't fool you for a minute.
Görüyorum ki beyaz gömleğim, siyah kravatım ve pazar tutumlarım seni bir dakika bile kandıramamış.
Feel it. - Can I see you later alone for a minute?
Daha sonra sizinle bir dakika görüşebilir miyiz?
[Del] Yeah! I'm glad you can see it in my eyes,'cause for a minute there I thought I had you fooled.
Gözlerimde görebilmene sevindim çünkü bir anlığına seni kandırdım sanmıştım.
Peg, can I see you over here for a minute?
Peg, biraz konuşabilir miyiz?
Major, can I see you outside for a minute?
Binbaşı, bir dakikalığına seninle dışarıda görüşebilir miyim?
Can I see you for a minute, please?
Seninle bir dakika görüşebilir miyim, lütfen?
Will. can I see you in here for a minute?
Will.
Can I see you for a minute?
Bir dakika gelsenize?
Can I see you in my office for a minute?
Bir dakika odama gelir misin?
Can I see you downstairs for a minute?
Aşağıda bir dakika görüşebilir miyiz?
- Can I see you in the kitchen for a minute, please?
- Bir dakika mutfağa gelir misin, lütfen?
Can I see you in my office for a minute please, Sam?
Sam, ofisimde bir dakika görüşebilir miyiz?
Sorry, I don't mean to interrupt, but can I see you for a minute? Do you have enough to go on?
Devam edebilecek misin?
Can I see you outside for a minute?
Seninle dışarıda biraz konuşalım mı?
Hey, can I see you in my office for a minute?
Ofisimde bir dakika görüşebilir miyiz?
Before you go into the kitchen, can I see the map for a minute, please?
Mutfağa gitmeden önce, bir dakikalığına haritaya bakabilir miyim, lütfen?
Can I see you in my office for a minute?
Seninle bir dakika ofisimde görüşebilir miyim?
Can I see you in my office for a minute?
Bir dakika ofisimde görüşebilir miyiz?
Hey, baby, can I see you outside for a minute?
Selâm, bebeğim, seninle bir saniye dışarıda konuşabilir miyim?