Can you hear me now traduction Turc
257 traduction parallèle
- Can you hear me now? - Yeah, yeah.
- Beni duyabiliyor musun?
Can you hear me now?
Şimdi duyabiliyor musun?
- Can you hear me now? - Yes.
Şimdi duyuyor musun?
Listen, can you hear me now?
Beni şimdi duyabiliyor musun?
- George, can you hear me now?
- George, beni duyabiliyor musun?
Can you hear me now?
Şu an beni duyabiliyor musun?
Well, baby, can you hear me now?
Bebeğim beni şimdi duyabiliyor musun
Baby, can you hear me now?
Bebeğim şimdi beni duyabiliyor musun?
Can you hear me now?
Beni işitebiliyormusunuz?
- Can you hear me now?
- Şimdi duyuyor musun?
Can you hear me now?
Şimdi duyuyor musunuz?
Can you hear me now?
Beni duyuyor musunuz?
Can you hear me now?
Duyabiliyor musun? Merhaba?
Burt, can you hear me now?
Burt, şimdi beni duyabiliyor musun?
- Can you hear me now?
- Beni şimdi duyabiliyor musunuz?
Hello! Hello! Can you hear me now?
- Beni duyuyor musun?
- Can you hear me now?
- Şimdi duyabiliyor musun?
Can you hear me now, Accused Moore?
Şimdi beni duyabiliyormusunuz, Sanık Moore?
Can you hear me now?
Şimdi duyabiliyor musunuz?
- Can you hear me now? - Hello?
- Şimdi sesim geliyor mu?
Can you hear me now, Mother?
Beni şimdi duyabiliyor musun, anne?
- Can you hear me now?
- Şimdi beni duyabiliyor musun?
- Can you hear me now?
Beni duyabiliyor musun? Evet. Beni duyabiliyor musun?
Can you hear me better now?
Ben Sally. Şimdi beni daha iyi duyuyor musun?
- Now you can hear me sing.
- Artık beni şarkı söylerken dinleyebilirsin.
You can't cut me out now, you hear?
Beni dışlayamazsınız.
Now, I know you can hear me, Kowalski.
Beni duyduğunu biliyorum, Kowalski.
Now you can't hear me
Artık duyamazsın beni!
Now can all you men hear me?
Hepiniz beni duyabiliyor musunuz?
Joan, can you hear me? Elaine, I can't talk right now.
Elaine, Şu anda konuşamam.
Now sir, I believe you can hear me.
Beni duyabildiğinizi sanıyorum efendim.
- Oh. - Now, kid, can you hear me?
Hey evlat beni duyabiliyor musun?
I can't come to the phone right now but when you hear the beep, tell me everything.
Merhaba, şu anda telefona cevap veremiyorum. Ama sinyal sesinden sonra bana her şeyi anlatabilirsin.
I hear from mothers who say you know what my daughters a teenager now and... she can barely stand to be in the room with me but the one thing we always do is we watch the show in a year its gone from living on the floor of a friends appartment
Ama dizinizi birlikte izliyoruz. " Arkadaşımın dairesinde yerde yaşarken 500 dolara aldığım bir arabayı kullanırken bir yıl içinde bütün dünyada izlenen biri oluverdim. Bence yıldızlar bizden yanaydı.
If you can hear me, we are entering the Neutral Zone now.
Beni duyabiliyorsan, şu anda Tarafsız bölge'ye girmekteyiz.
Now, I've fallen on my head 100 times and you don't hear me crying, " I can't think.
Kafamın üzerine yüz kere düştüm ama yine de ağlayaraktan... "Düşünemiyorum, düşünemiyorum!" demiyorum, değil mi?
Superman, if you can hear me... drop what you're doing and get over here now!
Süpermen, eğer beni duyabiliyorsan... Ne yapıyorsan bırak ve hemen buraya gel!
Oh, Mary, if you can hear me... I need you to fill Jim's heart with love because he really needs it now.
Kutsal Meryem, beni duyuyorsan Jim'ın kalbini sevgiyle doldurmanı istiyorum.
Now I know you can hear me!
Beni duyabildiğini biliyorum!
I'm not sure if you can even hear me now or if it even makes a difference to you anymore. But I at least wanted you to know that.
Şu an beni duyabileceğinden emin değilim ya da bunun sana bir faydası olacağından ama en azından bilmeni istedim.
Honey, if you're up there now, I know you can hear me, and you're at God's side, but I want you to cover your ears and eyes.
Tatlım eğer oradaysan, beni duyabileceğini biliyorum ve şimdi Tanrı'nın yanındasın ama gözlerini ve kulaklarını kapatmanı istiyorum.
Tain, I don't know if you can hear me. But if you can, I just want you to know you may not have been much of a father but I really wish you were alive right now.
Tain, beni duyabiliyor musun, bilmiyorum ama duyuyorsan, bilmeni isterim ki pek iyi bir baba değildin ama şu an hayatta olmanı çok isterdim.
Come on. I know you can hear me now, so don't play.
Haydi beni duyabildiğini biliyorum, oyun oynama.
Gary, if you can hear me, get back in the car now, mate.
Gary, Eger beni duyabiliyorsan, arabanin içine çabuk geri gir, dostum.
When I talk to him now, do you think he can hear me?
- Beni duyabilir mi?
I can hear you breathing, you... if you ask me now, I couldn't tell you why I called him.
Nefes aldığını duyabiliyorum. Paper Caddesi Sabun Şti. Tyler Durden
But the fact that you could hear me before, can see me now, means that someday you might be.
Ama daha önce beni duyabildiğinize şimdi de duyabildiğinize göre, bir gün anlayabilirsiniz.
- Can you hear me? - I can hear you now.
- Cordelia, beni duyabiliyor musun?
I can hear what they're saying right now. "Uh, hey, cindy, You want to go with me to mona's party?"
Ne dediklerini buradan duyabiliyorum. "Hey Cindy benimle Mona'nın partisine gitmek ister misin?"
Oh, you can't hear me now?
He, şimdi de beni duyamıyor musun?
I know you can hear me now!
Beni duyduğunu biliyorum!