Carlisle traduction Turc
500 traduction parallèle
Miss Carlisle wishes to know whether there will be three for tea or just two.
Bayan Carlisle, yemekte kaç kişiyiz, diye soruyor.
- Miss Carlisle, huh?
- Bayan Carlisle mı?
They said, "Get the devil out of the valley if you're scared of Indians."
- Onları niçin Carlisle de durdurmadılar? - Durdurmak mı?
- Why weren't they stopped at Carlisle? - Stop them?
Onların Philadelphia'daki komutandan alınmış izinleri var.
We'll take him to jail in Carlisle.
Onu ata bağlayın, Carlisle'deki hapisaneye götüreceğiz
Don't worry, Carlisle.
Merak etme, Carlisle.
Look here, Mr. Carlisle.
Bana bakın Bay Carlisle.
Thank you very much, Mr. Carlisle.
Çok teşekkür ederim, Bay Carlisle.
"Stanton Carlisle, known as the Great Stanton, nightclub mentalist... " fell into a deep trance during his act in a nightclub.
"Muhteşem Stanton olarak bilinen zihin okuyucu Stanton Carlisle bir gece kulübünde oyunu sırasında derin bir transa girdi."
Mr. Carlisle?
Bay Carlisle?
Please, Mr. Carlisle, try to understand... that these delusions of yours in regard to me are a part of your mental condition.
Lütfen Bay Carlisle anlamaya çalışın benimle ilgili bu kuruntularınız ruhsal rahatsızlığınızın bir parçası.
That's another thing, Mr. Carlisle... which clearly indicates the serious nature of your malady.
Bir şey daha, Bay Carlisle ki bu hastalığınızın ciddiyetini açıkça gösteriyor.
Really, Mr. Carlisle, I hate to say this to you... but you simply must have hospital care.
Gerçekten Bay Carlisle, bunu söylemekten nefret ediyorum açıkça hastaneye yatırılmalısınız.
Please, Mr. Carlisle, put yourself in my hands.
Lütfen Bay Carlisle, kendinizi bana bırakın.
Apartment 1 27, Carlisle Court.
Carlisle Court, 127 numara.
Dr. Carlisle?
Dr. Carlisle?
- Lieutenant Carlisle here. - This is the captain.
Kaptan konuşuyor.
That girl, for instance. Ms Carlisle.
Örneğin o kız, Bayan Carlisle.
I'll explain all that, but first... Rooms for Ms Carlisle and Simon.
Açıklarım ama önce Bayan Carlisle ve Simon için oda.
The same thing applies to Ms Carlisle.
Aynı şey Bayan Carlisle için de geçerli.
We've searched from Cape Wrath to Carlisle.
Kızgın Carlisle'e pelerin baktık.
No, miss Dunn, it's in the north of England, near Carlisle.
Hayır, Bayan Dunn, İngiltere'nin kuzeyinde, Carlisle'ın yakınında.
Yeah.
- Evet, Carlisle.
Carlisle.
- Carlisle, kim o?
Who's Carlisle? Carlisle was this fat kid at St. Brendan's.
Carlisle, St. Brendan'daki şişko çocuktu.
At Halloween, we all dressed up in costumes and Carlisle, he comes over to me and he...
Halloween, hepimiz degişik kostümler giymişdik. Carlisle benim yanıma geldi.
I found Carlisle.
Carlisle'ı buldum.
- Cozy Carlisle?
- Cozy Carlisle?
Mr Carlisle, I've been retained by a law firm to find you and tell you that Myron Spargo died last month.
Bay Carlisle, bir hukuk şirketi tarafından sizi bulmak ve Myron Spargo'nun geçen ayki ölümünü bildirmekle görevlendirildim.
You heard what Dr Carlisle said, about how two people keep meeting again and again.
- Ölü bir adamdan korkuyorsun. Dr Carlisle'ın, iki insanın tekrar tekrar karşılaşması konusunda söylediklerini duydun.
And, its distance is about Carlisle.
Ve uzaklığı Carlisle.
It is going to move for the Hotel Carlisle in South Kensington.
South Kensington'daki Carlisle Otel'e yerleşiyormuş.
They'll be coming over that way from Carlisle.
They'll be coming over that way from Carlisle.
Rumor says Ewell's coming over the mountains from Сarlisle.
Rumor, Ewell'in Carlisle'deki dağlardan geldiğini söylüyor.
Dr. Carlisle usually drops in around now.
Dr. Carlisle genelde bu sıra uğrar.
Richard Carlisle.
Richard Carlisle.
You'll enjoy talking to Dr. Carlisle.
Dr. Carlisle'la sohbet hoşunuza gider.
Guarding Mrs. Carlisle gave me the time to pick up a few more hours towards my master's.
Bayan Carlisle'ın koruması olmak... bana yüksek lisans için çalışma fırsatı verdi.
Well, then we've got a problem because the President is asking you to return to Mrs. Carlisle as a personal favour to him.
O zaman bir sorunumuz var, çünkü Başkan kendisine bir iyilik yapıp... Bayan Carlisle'a dönmeni istiyor.
Well, I certainly don't mean to hurt your feelings, Mrs. Carlisle but my assignment here is finished and I'd like to get back to Washington.
Şey, elbette alınmanızı istemem Bayan Carlisle... ama buradaki görevim bitti ve Washington'a dönmek istiyorum.
- Mrs. Carlisle?
- Bayan Carlisle...
Mrs. Carlisle?
Bayan Carlisle?
- Sorry, Mrs. Carlisle.
- Bağışlayın Bayan Carlisle.
Mrs. Carlisle, it's 38 degrees outside.
Bayan Carlisle dışarıda sıcaklık 3 derece.
I'm a secret service agent, Mrs. Carlisle, not a caddie.
Ben bir gizli servis ajanıyım Bayan Carlisle, taşıyıcı değilim.
Well, I got this call from Tess Carlisle and I know this sounds a little crazy but did you tear up some flowers of hers?
Şey, Tess Carlisle beni aradı... ve biliyorum bu biraz çılgınca ama... onun çiçeklerini kopardın mı?
Mrs. Carlisle, I've got your laundry and a Whopper.
Bayan Carlisle, çamaşırlarınızı ve Whopper'ınızı getirdim.
And suppose it is?
Sanırım onları Carlisle'deki askeri mahkemeye götüreceğim, bu konuda ne yapacaksınız?
Suppose l send them to Carlisle for court-martial, what will you do about it?
Bunu yapacağız.
Mr Van Ryn.
Bay Van Ryn, Bayan Carlisle.
Ms Carlisle.
Bay Mocata.