Case scenario traduction Turc
747 traduction parallèle
I guess I must've gone as far as what I feared in my worst case scenario.
Tahmin ettiğimden daha da fena bir yere gitmişim sanırım.
Mr. Willis, let me lay out the best-case scenario for your operation.
Mr. Willis, olası en iyi senaryoyu acıklamama izin verin.
That kind of firepower would be used in our worst-case scenario like armed insurrection.
Bu tarz, bir ateş gücü. Silahlı isyan gibi olabilecek en kötü senaryolarda kullanılmalı.
Most mothers get obsessed with the worst-case scenario.
Çoğu anne, en kötü senaryolara takarmış kafasını.
The worse-case scenario, we'll have 80 % of these units sold... Mr. Devine.
En kötü ihtimalde bile evlerin yüzde 80'inin satışını yapacağız, Bay Devine.
I'M THE WORST-CASE SCENARIO OF JEFFERSON'S DREAMS.
Jefferson'un hayalinin en kötü senaryosuyum.
Worst-case scenario, sir?
En kötü senaryo ne biliyor musunuz efendim?
Best-case scenario : you kill Cady dog-dead.
En iyi ihtimalle Cady'yi gebertirsin.
Worst-case scenario, you still make a couple million.
En kötü olasılıkla bile birkaç milyon kârda olursun.
- Best-case scenario : Gallstones.
En iyi ihtimal, safra taşı.
I need those calculations and I need a worst-case scenario.
Hesaplamaları ve en kötü durum senaryosunu istiyorum.
Worst-case scenario!
En kötü senaryo!
Worst-case scenario after graduation.
Mezuniyet sonra en kötü senaryo.
What's the worst-case scenario?
En kötü ihtimal nedir?
Worst case scenario : Say you never feel like a father.
En kötü senaryo, diyelim ki hiçbir zaman baba olmuş gibi hissetmeyeceksin.
Okay, worst case scenario : Say you never feel like a father.
En kötü senaryo, diyelim ki hiçbir zaman baba olmuş gibi hissetmeyeceksin.
Worst case scenario... they arrest him.
Hatta daha kötüsü,.... onu yakalarlar.
Worst case scenario, they kill him.
En kötüsü, onu öldürürler.
Assuming a worst-case scenario.
En kötü senaryoyu düşünüyorsun.
Worst case scenario :
En kötü senaryo :
What's the worst-case scenario?
En kötü senaryo ne olabilir?
Mr Naville... There's no need to worry. My partner's envisaging a worst-case scenario.
Bay Naville, endişelenecek bir şey yok.
Best case scenario you'll do a little time you'll get some probation. Then....... "Sam Baily's Catfish Corner."
En azından bir süre şartlı salınırsın, sonra "Balıkçı Sam Baily".
Best-case scenario, brain damage.
En iyi durumda, beyin hasarı.
Worst-case scenario : I jail you.
En kötü seni hapse atarım.
How is it that you always come up with the worst-case scenario?
Nasıl oluyor da sürekli en kötü senaryo aklına geliyor?
Looking at the best case scenario, let's suppose the boy is unique and he doesn't understand what he's just done.
Olayın en iyi tarafından bakarak, çocuğun tek olduğunu ve ne yapmış olduğunu anlamadığını farz edelim.
Our worst-case scenario, half.
Benim senaryoma göre yarısı.
Pete, what is the worst-case scenario you can think of?
Pete, senin akIına geIebiIen en kötü senaryo nedir?
Rush, what is the worst-case scenario?
Rush, sence en kötü senaryo ne oIabiIir?
- Try "best-case scenario".
- En iyi ihtimal senaryosunu dene.
Worst-case scenario, cardiac contusion or an aortic tear.
En kötü ihtimal kardiyak morartı veya aorta yırtılması.
Absolute worst-case scenario, if the mutation in Teal'c runs the full course.
Mutlak kötü durum senaryosu, eğer Teal'c'teki mutasyon tam hızla ilerlerse.
And that's the best-case scenario.
Ve bu en iyi durum senaryosu.
The worse-case scenario :
Olabilecek en kötü şey :
- Still, worse-case scenario,
- Yine de, en kötüsü,
Okay, Jack, worst-case scenario :
Peki, Jack, en kötü senaryo :
I made up my mind, when I first walked into Oz... that I was going to treat each situation as a worst-case scenario.
Kararımı vermiştim. Oz'a ilk geldiğim zaman... çıkan her olaya, kötü durum senaryosu olarak yaklaşacaktım.
Worst case scenario, I die with him.
En kötü ihtimalle onunla beraber ölürüm sanırım.
What's the worst-case scenario?
En dip noktada ne olur?
I mean, worst-case scenario, you'll hear yourself a new business idea...
Eğer gitmezse, olabilecek en kötü şey, işle ilgili yeni bir fikir öğrenmiş olacaksınız.
Worst-case scenario, somebody got their yarmulke knocked off.
Olabilecek en kötü şey birinin takkesinin zarar görmesiydi.
Look, worst-case scenario, you put her out of her misery.
Bak, en kötüyü düşünürsek, onu bu acıdan kurtarmış olacaksın.
- I'm not sure of anything, but you know how I love the worst-case scenario.
Emin değilim ama bilirsin felaket senaryolarına bayılırım.
Best-case scenario, they turn me into Joe Normal.
En iyi ihtimalle beni normal birine çevirirler.
- Based on the clues, I'll go with killing spree. And that's a best-case scenario.
- İpuçlarına bakarak, seri cinayetler, diye tahmin yürütüyorum.
I mean, best-case scenario, I'm back in Atlanta.
En iyi ihtimalle, Atlanta'ya geri yollarlar.
- And the worst - case scenario?
- Peki, en kötü ne olur?
the very fabric of the space-time continuum and destroy the entire universe! Granted, that's a worst-case scenario.
Ama bu en kötü senaryo.
Worst-case scenario.
En kötü olasılık ne?
Worst case scenario?
En kötü durum senaryosu?
case scenarios 16
scenario 39
case in point 102
case dismissed 57
case closed 256
case number 46
case basis 20
case is closed 22
scenario 39
case in point 102
case dismissed 57
case closed 256
case number 46
case basis 20
case is closed 22