Cato traduction Turc
214 traduction parallèle
- Hurry, Cato.
- Acele et, Cato.
- Good evening, Cato.
- İyi akşamlar, Cato.
- Good evening, Uncle Cato.
- İyi akşamlar, Kahya Cato.
Thanks, Uncle Cato.
Teşekkürler, Kahya Cato.
Uncle Cato.
Kahya Cato.
Uncle Cato, get the trunks out of the attic.
Kahya Cato, bavulları çatıdan çıkar.
- You guess that's plenty, Uncle Cato?
- Pek çok değil mi, Kahya Cato?
See that the gentlemen get their juleps.
Kahya Cato beylere içeceklerini ikram et.
Yes, Miss Belle. - Cato.
Peki, Bayan Belle.
I'm glad to see you again.
- Cato. Seni tekrar gördüğüme sevindim.
Uncle Cato, how is Miss Julie?
Kahya Cato, Bayan Julie nasıllar?
Uncle Cato, we've known each other a long time.
Kahya Cato, birbirimizi uzun zamandır tanıyoruz.
- Only by memories, Uncle Cato.
- Sadece anılar musallat oldu Kahya Cato.
Uncle Cato, has Mr. Cantrell been up here?
Kahya Cato, Bay Cantrell buraya geliyor mu?
- Thanks, Uncle Cato.
- Teşekkürler, Kahya Cato.
Uncle Cato, bring the baggage back in.
Kahya Cato, bavulları içeri geri götür.
Serve the wine, Uncle Cato.
Şarabı servis et, Kahya Cato.
Cato, have a couple of horses saddled.
Cato, bir kaç tane at hazırlayın.
I grant I am a woman, but withal a woman well-reputed, Cato's daughter.
Bir kadınım, doğru, ama Cato'nun kızı, adı şanı olan bir kadın.
All right, take it easy, Cato.
Pekala, sakin ol, Cato.
Relatives and good friends of Cato Stone...
Cato Stone'un akrabaları ve iyi dostları...
In Cato, Missouri.
Missouri, Cato'da.
Cato.
Cato.
Cato, Missouri.
Cato, Missouri.
You weren't so tired and all of life two years ago in Cato, Missouri.
İki yıl önce Missouri, Cato'da o kadar da yorgun değildiniz.
When I saw you in Cato, I thought I was seein'an angel, and you haven't changed.
Sizi Cato'da gördüğümde, melek gördüğümü sanmıştım. Hiç değişmemişsiniz.
He was the only judge since Cato who didn't accept bribes!
Cato'dan bu yana rüşvet almayan tek hakim o!
I throwed enough trash for today, Cato.
Bugün yeterince çöp döktüm Cato.
- How you doing, Cato?
- Nasılsın Cato?
Well, Cato, I want you to meet my girl.
Cato, seni kız arkadaşımla tanıştırayım.
Cato!
Cato!
Kit never let on why he shot Cato.
Kit, Cato'yu neden vurduğunu asla söylemedi.
- Where's Cato?
- Cato nerede?
Cato?
Cato?
Well, Cato, I am back on the force.
Evet, Cato, polis kuvvetlerine geri alındım.
You know, Cato, your freezer ambush ploy...
Biliyor musun, Cato, buzluk tuzağı taktiğin...
But Cato, your fly is undone.
Ama Cato... Fermuarın bozulmuş!
But of course, Cato, all great detectives have one thing in common.
Ama tabii ki, Cato, bütün büyük dedektiflerin ortak bir yanı vardır. Peki ne, biliyor musun?
Cato is in hospital.
Cato hastahanede.
No, Cato, you fool, this is not the time.
Hayır, Cato, seni ahmak.
This is not the time, Cato!
Şimdi sırası değil. Şimdi sırası değil, Cato!
I can't wait for them.
Cato, onları bekleyemem!
Cato, very strange.
Cato, çok tuhaf...
Cato, things are very fishy in Denmark.
Cato, Danimarka'da karanlık işler dönüyor.
Cato usually does some cooking for me, but recently he's taken to attacking me at every chance.
Çoğunlukla Cato pişirir benim için, ama bugünlerde her fırsatta bana saldırmaya başladı.
Cato, get off!
Cato!
Stop, Cato! Enough, enough!
Cato, hayır!
- Hello, Cato.
- Merhaba, Cato.
- Goodbye, Cato.
- Hoşçakal, Cato.
- Uncle Cato.
- Kahya Cato.
Chato, come with me.
Çato, benimle gel.