Caveman traduction Turc
395 traduction parallèle
I'd follow a caveman
# Bir mağara adamının peşine düşerdim...
You come into an honest, middle class family, and start behaving like a caveman!
Dürüst ve orta direk bir yuvaya buyur edildin ama sen ilkel insanlar gibi davranıyorsun!
Chris, you're a caveman!
Chris, tam bir mağara adamısın!
The caveman is a spitting image of the new Commissioner.
Mağara adamı, Komisyonerlerin resmini tükürüyor.
A caveman might live here.
Bakın. Bir kamp ateşi var!
That caveman didn't look like a brutal killer anymore.
Mağara adamı bizim için sadece hayvan kasabı olmaktan çıkmıştı.
Toník was enthralled by the caveman's story.
Tony mağara adamının izinden gitmemizi istemedi.
It would have been the first ever photograph of a caveman.
Bu canlı bir mağara adamının ilk fotoğrafı olacak.
Darling, I am sorry about my caveman speech.
Sevgilim, mağara adamlarıyla ilgili laflarım için özür dilerim.
Move away, caveman!
Geri çekil mağara adamı!
Caveman!
Mağara adamı!
Like a caveman, like.
Mağara adamı gibi.
Nineteenth century science. Stone age atmosphere. Caveman passion!
19. yüzyıl bilimi Taş Devri atmosferi mağara adamı şehveti!
A friendship, reverting to the age of the caveman.
Mağara adamlarının zamanından kalma bir arkadaşIığı.
Doing as the caveman did, eh, Number Six?
Orman kibarı olacaksın, ha, Altı Numara?
To the caveman days
Mağara adamı günlerine
To the caveman days
Mağara adamı günlerine...
The poor bastard is more like a caveman.
Zavallı piç kurusu aslında daha çok bir mağara adamına benziyor.
The story about tonight's fight, their difference in style, you can quote a recent sports magazine which said, it could be "the caveman against the cavalier."
Bu gece dövüşte, tarzlar birbirinden farklı. Bir dergi, mağara adamına karşı bir şövalye diye yazdı.
The caveman is part of the program, and they're dying out because of us.
Mağara adamları programın bir parçası ama bizim yüzümüzden ölüyorlar.
I'm programmed to be a treasure hunter, not a caveman.
Ben bir hazine avcısı olmaya programlanmadım. Bir mağara adamı değilim.
You look like a caveman!
Mağara adamı gibi görünüyorsun!
- It means you're a caveman.
- Sana mağara adamı diyor yani!
- Cut it out, caveman.
Kes şunu, mağara adamı.
I'm sorry, caveman, but it is ours.
Üzgünüm, mağara adamı, fakat bu bize ait.
It's caveman time. More like George Washington's time.
En çok George Washington zamanından.
You're holed up like a caveman! This house is a pigsty!
Tüm kışı bir vahşi gibi geçirdin ve bu ev ahır gibi!
I'm like a caveman confronted by a tricorder.
Trikorderla karşı karşıya kalmış bir mağara adamı gibiyim.
While the cavewoman sat around getting fat smoking cigarettes, and watching the Phil Java Man show the caveman braved the elements risking life and limb.
Phil-Mağara adamının programını izlerken, mağara adamı tabiatla mücadele eder, canını zor kurtarır.
Pretend you ´ re a caveman or your father.
Farz et ki, sen mağara adamı ya da babansın.
- A caveman could start it.
- Bir mağara adamı bile yapabilirdi.
- from dinosaurs that tormented our caveman ancestors to the- -
- mağara adamı atalarımıza işkence eden dinazorlardan- -
But we crouch on the ground and we meet the ancient past - the beginning of man, the Paleolithic Age - following the exact ritual as the caveman when he hunted the woolly mammoth.
Ama biz yere çömelmek ve antik past - karşılamak Paleolitik Yaş-adam başlangıcı, o yünlü mamut avlanan mağara adamı gibi tam ritüel takip.
Caveman let's finish with the Rip Van Winkle and get moving.
Mağara adamı şu Yedi Uyurlar hikayesini keselim de, işimize bakalım.
You caveman, you're under arrest!
Sen mağara adamı, tutuklandın!
Because the caveman used to hold their women by the feet for a job like this.
Çünkü mağra adamları, böyle bir iş için kadınlarını ayaklarından tutuyorlardı.
You'd make a perfect caveman.
Senden çok iyi bir mağara adamı olurdu.
By measuring the ratio of the remaining carbon 14, we can determine the life of an organic sample, such as the cloth of an Egyptian mummy, or the ashes of a caveman's fire.
Içindeki Karbon-14'ün miktarini ölçerek bir organik örneğin yaşını hesaplayabiliriz. Örneğin, bir Mısır mumyasındaki kumaşın yaşını yada bir mağara adamının bir ateşi ne zaman yaktığını
But, Faith, what if this guy lived a billion years ago? - What it he's a dead caveman?
Faith, ya bir milyar yıl önce yaşamış ve ölmüşse?
Entertainment was easy for the simple caveman.
Eğlence basit mağara adamı için kolaydı.
The toilet is overflowing in the Caveman Room.
Mağara Adamı Odası'ndaki tuvalet taştı.
" You can have your baby or not. You can stay with your caveman or not.
Bende ona tamam gidelim ister bebeğini doğur ister doğurma
In the caveman days, I'd be having children of my own.
Taş devrinde yaşasaydık..... kendi çocuklarım olmuştu.
Caveman-brain, what are you doing?
Mağara adamı beyinli, ne yapıyorsun?
I mean, it's like caveman thinking.
Mağara adamı kafası bu!
I bet if you showed this to a caveman, he'd have a heart attack.
Bunu bir mağara adamına göstersen eminim kalp krizi geçirirdi.
You know, sort of swing them so you're not lurching around, you know, like a caveman.
Biraz şöyle sallasan iki yana sağa sola, mağara adamı gibi yürüyorsun.
It's a caveman's weapon.
Bu mağara adamının baltası olmalı.
A caveman with a spear!
Bakın, çalıların arkasında!
The caveman.
Mağara adamı.
I'm a civilized man, no a caveman.
Hangi çağda yaşıyoruz?