Cellophane traduction Turc
101 traduction parallèle
Sure, do you want me to wrap him up in cellophane?
Tabii, onu paket yapmamı da ister misin?
They wrapped it up in cellophane, sold it in drugstores.
Doğayı paketleyip marketlerde satanlar.
He tries to work it out with some cellophane off a cigarette pack.
Sigara paketinin jelatiniyle çıkarmaya çalışmış.
The cellophane gets stuck in there too.
Jelatin de sıkışmış.
" But prints on cellophane of cigarette package...
" Ama sigara paketi üzerindeki parmak izleri...
In a tin can, cellophane or wrapped in a Navajo blanket, I want you home.
İster teneke kutuda, ister selofan ya da battaniyeye sarılmış ol, seni evde istiyorum.
You can't wrap the boy in cellophane.
Oğlunu gerçeklerden soyutlayamazsın.
She goes to the AP, gets a lamb chop wrapped in Cellophane, and that's dinner!
AP'e gider, jelatine sarılmış kuzu pirzola alır. Al sana yemek!
Correct. Combined Operations pass and naval identity card in cellophane container.
- Birleşik Operasyon Kimliği Donanma Kimliği, naylon torbada.
Well, I had noticed that the cellophane was torn.
Şey, fark ettim ki üzerindeki ince ambalajı yırtılmıştı.
A couple of incendiaries, these old buildings go up like cellophane.
Bir iki tane kundakçı ile bu eski binalar kağıt gibi yanar.
You're a big 10-buck box and all I'll get is the cellophane.
Sen 10 dolarlık kocaman bir kutusun ama bana sadece jelatinin düşüyor.
Isabell, for instance, the girl in cellophane.
Örneğin jelatinli kız Isabell.
'Cause I had to get up 200 cellophane bags this, uh...
Çünkü 200 tane selofan çanta yaptırmam gerekir bunlar için.
I wake up and take the cellophane off the drink glass. The soaps in the Holiday Inn wrapper, even the toilet has a paper band on it with a nice little note from the hotel saying they put the band on the toilet for my protection.
Uyandığımda su bardağının koruma poşetini Oteldeki sabunların paketini hatta tuvaletin üzerinde bile kâğıt bant var, üzerinde şöyle yazıyor "bu bant güvenliğiniz için konmuştur".
Navin, I wrapped your sandwich in cellophane, just like you like it.
Navin, sandviçini senin sevdiğin gibi alüminyum folyoya sardım.
You know, the cellophane bag he had on.
Biliyorsun selofan çantası, yanında olan.
Maybe a human interest story chronicling life in a cellophane package.
Belki gazete ekinde toplumsal haberler köşesinde olabilir.
- One cellophane bag.
- Bir selofan poşet.
All that meat under cellophane in the supermarket, where you think it comes from?
Marketteki etlerin nereden geldiğini sanıyorsun?
Remember when counselors used to tell you to wrap yourself in cellophane... to put a little charge into your marriage?
Danışmanın evliliğine biraz canlılık getirebilmesi için sana... kendini bir selofan kağıdına sarmanı söylediğini hatırlıyor musun?
If I'd answered the door wearing only cellophane, would you still be watching the baseball game?
Eğer kapıya üzerimde sadece bir selofan kağıdıyla baksaydım, yine de beysbol izlemeye devam eder miydin?
Well, fine, but - but God also gave us Sizzler and Safeway... and T-bones wrapped in little cellophane packages... from animals that don't know a better way of life.
Küçük selofan paketleri... ve T-kemikler sarılmış bilmiyorum hayvanlardan daha iyi bir yolu - Peki, güzel, ama değil Tanrı bize Sizzler ve Safeway verdi... yaşam.
Like barber shops, hardware stores those calendars, you lift the cellophane, she's naked in there.
Berberler, hırdavatçılar jelatinini kaldırdığınızda altından çıplak kız çıkan şu takvimler.
I like peeling away that little piece of cellophane and seeing it twinkle in the light.
O küçük selofanı soyup ışıkta parıldayışını görmeyi seviyorum.
And cellophane like they have at the world's fair in Paris.
Ve, bir de Paris'teki Dünya Fuarında sergilenen gibi bir Otis asansörü.
It's a new kind of cellophane!
Bu selefon yeni bir tür!
You go to her room, you take the lilacs from the water, dry them, get some cellophane, wrap them up, get a card from Marty.
Onun odasına gidiyorsun, leylakları sudan alıyorsun, kurutup şeffaf bir kağıtla sarıyorsun, ve Marty adına bir kart ekliyorsun içine.
May your opera box be full of cellophane crinklers and the stage swarming with standbys.
Umarım opera locan hışırtılı bir ses ve.. .. sahneyi bekleyen uğultulu bir kalabalıkla dolar.
$ 50s and $ 100s, no cellophane.
50 dolarlık ve 100 dolarlık, selofan yok.
If you wear a Cellophane...
Eğer bir selofan giyerseniz...
If you wear... a Cellophane suit, can people clearly see you're nuts?
Eğer... bir selofan takımı giyerseniz insanlar kaçık olduğunuzu net bir şekilde görebilir mi?
If you wear a cellophane...
Eğer bir selofan giyerseniz...
a cellophane suit... can people clearly see you're nuts?
Bir selofan takımı giyerseniz insanlar kaçık olduğunuzu net bir şekilde görebilir mi?
I'm gonna suck on the cellophane from that brownie.
Çikolatalı kekin kâğıdını yalayacağım.
Don't I know it. I could answer the door wrapped in cellophane... but unless I was wearing a Yankees cap, he wouldn't even notice.
- Kapıya jelatine sarılmış halde çıksam bile, Yankees şapkası takmadığım sürece fark etmez.
Cellophane.
Şeffaf kâğıda.
I THINK I GOT IT. DARLING, I'VE DROPPED MY CELLOPHANE CASE PHONE. DAMN IT!
Galiba oldu! "Hayatım, selofan kılıf telefonumu düşürdüm!" Kahretsin!
Well, it's cellophane.
O naylondan bir koruyucu.
- That's cellophane, crazy man!
- O naylon, deli adam!
- Cellophane.
- Selafon.
- Cellophane.
Selofan.
Maybe struggling with the cellophane a little bit, you know?
belki biraz kağıtla mücadele eder?
In Superman II, what is the story with that cellophane "S"... that Superman rips off his chest and throws at the bad guy?
Süpermen II'de, şu "S"'nin hikayesi neydi? Hani "S"'işaretini çekip kötü adamın üstüne atıyordu?
- [Stottlemeyer] It's cellophane.
Streçfilm. Monk'un fikri.
Is the water made of millions of tiny pieces of cellophane?
Su milyonlarca küçük selofon kağıdından mı?
Anarchy in the cellophane!
Selofon kağıtta anarşi!
It's no problem if the cellophane is too long.
Selofanın çok uzun olması sorun olmaz.
Cellophane? Check.
- Selofan.
And we have... waxy cellophane wrapper.
Ve elimizde... selüloz paket sargısı.
- Cellophane.
- Selofon kağıdı.