Chain traduction Turc
6,698 traduction parallèle
- Cait, the chain reaction, I can't reverse it.
Cait, zincir reaksiyonu tersine çeviremem.
I've got a big chain for when you guys get stuck.
Saplanırsanız büyük zincirim var.
I'm going to come back there and hook a chain up.
Oraya gelip zincirle bağlayacağım.
The fundamental link in our food chain.
Besin zincirimizdeki temel bağlantı.
I am concerned about the chain of custody issues that the prosecution will bring up in the trial if I were to...
Ben yaparsam savcılık makamı gözaltında olan birisinin... bunu nasıl yaptı diye konuyu mahkemeye getireceğinden endişeleniyorum...
- The old ball and chain.
- Eski tas, eski hamam.
Now that's the sound of your chain being yanked.
Bu da çekilen zincirlerinin şıngırtısı.
You guys, this party, it is... It is off the chain.
- Çocuklar, bu parti, bu- - bu serinin dışında.
- If? It has to go up the chain of command.
Komuta zincirinden geçmeli.
We can chain him to one of them.
Onu kirişlerden birine bağlayabiliriz.
Chain me down to the back seat or something?
Arka koltuğa falan zincirleyebilirsin.
The cold chain must remain uninterrupted, and this means refrigerated trucks, ships...
Soğutma işlemi kesintiye uğramamalı ve bu da soğutuculu kamyonlar, gemiler demek oluyor.
And then I got a very horrible letter from a burger chain that felt my in and out workout infringed upon the name of their burger chain. They were going after my house. They were suing me personally.
Ve sonra bir burger zincirinden çok korkunç bir mektup aldım ve onların burger zincirlerinin adı üzerinde egzersiz yerimizle ilgili bir ihlal yapıldı.
I know, honey, but we have chain-of-custody issues, - and you're not an officer of the court. - Gotcha.
Biliyorum canım ama delilleri gözetim altında tutmak zorundayız ve sen mahkeme tarafından görevlendirilmedin.
Hey. There's the old balls and chain.
Hey, benim avrat gelmiş.
Betting structure's like a chain reaction.
Bahis yapısı zincir tepkimesine benziyor.
What did we say earlier about a chain of command? You need to follow it.
- Komuta zinciri hakkında ne konuşmuştuk?
His key chain's a bottle opener with something on it.
Anahtar zincirine takılı, üzerinde bir şey olan gazoz açacağı var.
MAYBE IT WAS SOMEONE A LITTLE HIGHER UP THE FOOD CHAIN.
Belki de besin zincirinin daha üst kademesinde olan biriydi.
CAN'T YOU JUST CHAIN ME TO THAT RAILING?
Beni şu küpeşteye zincirlesen olmaz mı?
It'll set off a chain reaction that will explode with the power of 20,000 tons of TNT.
Bir zincirleme tepkime yaratıp tek bir seferde 20,000 tonluk TNT gücü ortaya çıkacak.
♪ My chain bling, bling!
SAM : # Taktığım zincir çok pahalı!
What chain?
- Hangi kolyemi.
It's hard to find a chain here.
Burada kolye bulmak çok zor.
Hey! Isn't this your chain, Ane?
Ane bu senin kolyen değil mi?
When he died, we found a chain that I'd lost.
Öldüğü zaman kaybettiğim kolyenin onda olduğunu öğrendik.
Otherwise, why would he keep my chain?
Aksi takdirde benim kolyemi niye saklasın?
No, it had to be him, my chain...
- Hayır, o olmalı çünkü kolyem...
Well, as C.E.O. of Golden Axe, I am, of course, deeply concerned about this chain of events.
Golden Axe'nin C.E.O'su olarak bu olaylar zinciri hakkında tabi ki oldukça endişeliyim.
Half-inch diameter rebar, reinforced steel chain-link mesh.
1,27 cm çaplı demir, çelik zincirle örülüp kuvvetlendirilmiş.
I'll call mailchain and ask them for a password.
Mail Chain şirketini arayıp şifreyi öğreneceğim.
Everything in this mail chain account is to or from the three couples and about their adoption stuff.
Mail Chain hesabında sadece bu üç çift ve evlat edinmeyle ilgili şeyler var.
- Then I used the chain, guys.
Bagajdaki zincirler nihayet bir işe yarayacak.
A TERRIBLE CHAIN OF EVENTS UNFOLD
Korkunç bir olaylar zinciri meydana geldi.
# I've got a silver spoon on a chain
Bir gümüş kaşığım, takılı zincirine.
With the chain-link fence from Dodger's Stadium?
Dodger Stadyumundaki çitlerden mi?
You had him killed him to make sure he didn't report what he knew up his chain of command.
Bildiklerini üstüne rapor etmediğinden emin olmak için onu öldürttün.
Oh, funny story, I'm filming a reality show later, so I thought I'd drop by with the old tennis ball and chain.
Uzun hikaye, bir reality şov çekeceğim o yüzden bir uğrayayım diye düşündüm.
He prefers chain hotels.
Otel zincirlerini tercih ediyor.
I can't protect you outside of my chain of command.
Emir komuta zincirimin dışından seni koruyamam.
A subatomic chain reaction is taking place.
Bir atom altı zincir reaksiyonu yaşanıyor.
I know there's no more chain of command, no more Guard, no more government.
Artık bir emir komuta zinciri olmadığını biliyorum. Güvenlikmiş, hükümetmiş... hiçbir şey yok.
The families are pretty much at the bottom of the food chain.
Aileleri besin zincirinin en dibinde oluyor.
You cannot send this report up the chain.
Bu raporu yukarıya gönderemezsin.
When I was made acting captain, I issued a state of emergency freezing the chain of command.
Komutanlık yaparken emir komuta zincirini donduran bir karar aldım.
Well, I think someone is pulling your chain, gumdrop.
Pekala, sanırım birisi seninle dalga geçiyor, sakızlı şeker.
They had a deal in place With a major chain.
Büyük biz şirket zinciriyle anlaşma yapılmış.
I forgot my chain.
Kolyemi unuttum.
[Laughter] The old ball and chain.
Eski tas, eski hamam.
It's a chain reaction.
Zincirleme tepki.
I can't find the chain.
- Kolyemi bulamıyorum.