Challenges traduction Turc
1,225 traduction parallèle
Exciting challenges as part of a team...
Bir ekibin parçası olarak, mücadeleye hazır olmak...
And you've given up to the challenges of life at such a young age?
Sense hayatının baharında intihar mı etmeye çalışıyorsun?
Sadly, the majority of humans, don't know how to face the big challenges In life,
Maalesef, insanların çoğu hayattaki büyük sorunlarla nasıl yüzleşeceklerini bilmezler.
Learn to confront challenges, stop being chicken!
Meydan okumalarla yüzleşmeyi öğren ve korkak tavuk gibi davranmayı kes.
We could make such a beautiful couple and fight hand-in-hand, together against all challenges.
Çok güzel bir çift olabilir ve tüm zorluklara birlikte, el ele göğüs gerebilirdik.
You'll have to find new goals, new challenges.
Kendinize yeni uğraşlar, yeni amaçlar bulmalısınız.
I Love these challenges.
Değişikliğe bayılırım.
Challenges all sorts of received bourgeois crap.
Burjuva zırvalarının önündeki engeller.
He challenges me, and he has a huge...
Beni zorluyor, ve kocaman bir...
So neither he nor Gob were prepared... for the challenges of using cats to catch a seal.
Ne Gob ne de kaptan kedi kullanarak fok yakalamanın zorluklarına kendini hazırlamamıştı.
He believed it created a competitive spirit, which equipped them for the challenges of life.
George Sr. bunun, yaşamın güçlüklerine karşı donanımlı ve rekabetçi bir ruh yaratacağına inanıyordu.
And the resources we've sacrificed... will present new challenges for all of us.
Ve kaybettiğimiz kaynaklar nedeniyle yeni zorluklarla karşı karşıya kalacağız.
I envied them... unaware as they were of the... wider complexities, challenges of life.
Onlara özenirdim. Hayatın zorlukları ve güçlüklerini ifade ettiklerinden habersiz bir şekilde.
You're not the one he challenges everyday.
Onunla her gün uğraşan sen değilsin.
I had so many challenges in my life.
Hayatımda oldukça meydan okumalar var
And then he challenges them to an arm-wrestling contest.
Sonra da bilek güreşinde meydan okur.
No cause or peremptory challenges here.
İtiraz eden yok.
It'll give me more time to think up some challenges for Reese. Do you think hot coals would set off the sprinkler system?
Sınırsız zenginlit yaratarak hayalleri gerçeğe dönüştürüyoruz.
And according to my records, the prosecution has exhausted all of its challenges.
Kayıtlarıma göre, kovuşturma meydan okumalarla bitirilmiş.
The greatest security challenges.
En büyük güvenlik çabaları.
I know the challenges that this county is up against.
Yani bu eyaletin nelerle yüzyüze olduğunu da biliyorum.
I'll admit the vow of celibacy is one of our sterner challenges.
Bekarlık yeminin bizi en çok zorlayan şeylerden biri olduğunu itiraf edeyim.
I don't think I was ready for something real, Like something with challenges.
Galiba zorlukları olan gerçek bir ilişkiye hazır değildim.
This victory will present us with new challenges that will require your wisdom.
Bu zafer senin bilgeliğini gerektirecek birçok zorlukların bir başlangıcı olacak.
- Just looking for some new challenges.
- Hayır. Yeni zorluklar arıyordum. Anlıyorum.
The first few challenges weren't so bad.
İlk bir kaç sınav zor değildi.
She challenges me to crazy eights every night.
Her gece iskambil oynayalım diye tutturur.
And guide us through our challenges, fears, and dreams.
Bize hayallerimizde, korkularımızda ve zorluklarda yol göster.
Tomorrow the Avatar will face three deadly challenges.
Yarın Avatar... üç ölümcül görevle karşılaşacak.
I wonder what these challenges are gonna be.
Şu görevleri merak ediyorum.
The King will free them if you complete your challenges.
Eğer görevlerinizi başarırsanız, Kralımız onları serbest bırakacak.
The real challenges are much more... challenging.
Şimdiki sınavların daha.... zor olacak.
Think about the challenges, maybe it's some kind of riddle.
Sınavları düşün. Belki bir çeşit bilmecedir.
Okay, so back to the challenges.
Pekala, sınavları düşünelim.
I solved the question the same way I solved the challenges.
Sorunun cevabını, sınavlarını geçtiğim şekilde buldum.
He is dogged about pushing his view of how nature is, and he thereby challenges all of his colleagues to prove him wrong.
Doğanın nasıl olduğu konusunda kendi bakış açısını dayatmakta inatçı olduğu için bütün meslektaşlarına hatasını kanıtlamaları için meydan okuyor.
funny... i can look back on a life of achievement, challenges met, competitors bested, obstacles overcome.
Komik. Geriye dönüp baktığımda başarılı bir hayat kazanılan müsabakalar, yenilen rakipler üstesinden gelinen engeller görüyorum.
In a series of daring adventures, Gilgamesh defeats monsters and challenges the gods before returning home to his beloved Uruk,
Bir dizi yiğitlik öyküsünde, Gılgamış Uruk şehrine dönmeden önce canavarları altederek tanrılarla meydan okuyor,
We do not back down from challenges by heretics.
Biz, kafirler ile mücadeleden kaçmayız.
Vicunas face constant challenges from each other... but rivalry is key to their survival.
Dükkan sahibine danışma sorumluluğu bize ait. Ve eğer danışmazsanız sadece birkaç hafta sonra süs balığınız üzerinden geldiği resif kadar ölü olacaktır.
Vicunas not only face challenges from each other... they face a direct challenge from the sun.
Birleşmiş Milletler bize yılda 30 milyon tona varan miktarda avlandığını sonra ölüyken veya can çekişirken denize atıldığını söylüyor.
They've evolved ways of coping with the challenges that living at altitude brings.
Eğer bunu umursarsak o zaman, kesinlikle onlarla daha iyi bakarız.
Despite efforts to curb the problems the challenges keep on growing
Sorunları engellemeye yönelik çabalara rağmen mücadele daha da büyümekte.
And how will her bewildered soul react to these new and unfamiliar challenges?
Ve onun şaşkın ruhu nasıl tepki verecekti bu yeni ve şaşkın duruşlara?
I think we all agree that this is a sensitive occasion, which presents us with tremendous challenges - logistically, constitutionally, practically, diplomatically and procedurally.
Herhalde bunun son derece hassas bir durum olduğunda hepimiz hemfikiriz. Lojistik, anayasal, pratik, diplomatik ve resmi bakımdan ciddi zorluklar var.
If by that you're asking am I the great patriarch, the father-giver, who fulfills wishes and challenges dreams and brings merriment to those who are suffering, well, then yes, Augusten, I am Santa Claus.
Dilekleri yerine getiren, insanlara cesaret veren... ve acı çekenleri neşelendiren... büyük reis olup olmadığımı soruyorsan... evet Augusten, ben Noel Baba'yım.
challenges all Chinese fighters.
Tüm Çinli dövüşçülere meydan okuyor.
He's not taking challenges.
Bir şey yapamaz.
There will be challenges.
Çözülmesi gereken sorunlar olacak.
There's always a battle here, between equatorial heat and mountain cold. Every day the creatures of the paramo and the cloud forest face the challenges of four seasons.
Bu basit bir düşünce ve Roberts, halkın yardımıyla, bunun mümkün olacağına inanıyor.
I've had tougher challenges.
Daha zor işleri de başardım ben.