Chatty traduction Turc
471 traduction parallèle
He's getting quite chatty lately isn't he?
Son zamanlarda çok geveze oldu değil mi?
Well we had to have a confession and these egomaniacs are always so much more chatty when they feel they have the upper hand.
Bir itiraf almak zorundaydık ve bu egomanyaklar üstün olduklarını hissettiklerinde her zaman çok daha gevezeler.
- Thanks, and I don't feel chatty.
- Sağol, pek konuşacak havada değilim.
I don't feel quite up to a chatty little lunch.
Öğle yemeğinde çene çalacak kadar kendimi iyi hissetmiyorum.
I say, you are not very chatty are you?
çok hoş sohbet sayılmazsın, değil mi?
Not very chatty, are you, Rosenberg?
Pek konuşkan değilsin, hah Rosenberg?
Well, you're certainly a chatty little fellow, aren't you?
Oldukça konuşkan bir adamsın, değil mi?
Hey, music man, I need to have a little chatty-whatty with you.
Baksana müzisyen, seninle biraz konuşmam lazım.
I'll go, you're not very chatty.
Gideyim bari, sohbetine de doyum olmuyor.
It's like going on a date with a Chatty Cathy doll.
Geveze Cathy bebeği ile çıkmak gibi bir şey.
Maybe I don't mind the list. Maybe I mind him writing her chatty letters.
Liste önemli değil de o süslü laflar hiç hoşuma gitmiyor.
Shush, chatty monkey.
Sus, geveze maymun!
Chatty gal.
Konuşkan kız.
Maybe if you cool your heels in a jail cell... you'll be a little more chatty. Come on, Bob.
Belki birkaç gün parmaklıkların arkasında ayaklarını dondurursan biraz çenen açılabilir
God, you ´ ve just become Mr. Chatty this evening.
Tanrım, Bay. Chatty gibi olmaya başladın bu akşam.
I hate chatty food.
Konuşan yemekleri sevmem.
You're the chatty one.
Sen geveze olansın.
That would be loquacious, verbose, effusive. How about "chatty"?
Çenesi düşük, gereksiz konuşan, Çok laf yapan. "Geveze" ye ne dersin?
Whoa, Chatty Cathy, clip your string.
Dur geveze, kapa çeneni.
They are reptiles with social skills... and American alligators are particularly chatty.
Onlar, sosyal yönleri olan ve fazlasıyla konuşkan Amerikan timsahları.
I don't think he seemed overly chatty.
Pek konuşkan görünmüyordu.
Yeah, well I still feel awfully chatty.
Evet ama benim korkunç bir şekilde çenem düştü.
Rather annoying chatty bloke on the tube
Metrodaki sinir bozucu, geveze adam.
Kalle is not the chatty kind of person.
Kalle konuşarak anlaşabileceğin bir adam değildir.
A very chatty kind.
Sende de var görünüyor.
We talked for a long time... she's uh... kinda chatty, that one.
Andie. Epey konuştuk... Biraz geveze bir kız.
I feel like a mongoose at the mercy of a chatty cobra.
Kendimi geveze bir kobranın merhametine kalmış firavunfaresi gibi hissetim.
HEY, CHATTY CATHY,
Hey, konuşkan Cathy!
My colleague over at Organized Crime Task Force gets chatty after caffeine drinks.
Başka? Organize Suçlar Birimi'nden bir meslektaşım kafeinli içeceklerden sonra gevezeleşiyor.
- All right. don't be too chatty.
- Peki, çok gevezelik etme.
Try to get that from the weatherman, who I notice you've been awfully chatty with these days.
Son zamanlarda oldukça fazla muhabbet ettiğini fark ettiğim hava durumu spikerinden almaya çalış bunları.
Remind me to be more chatty next time.
Hatırlat da bir dahaki sefere daha konuşkan olayım.
I tried passing the time with a little conversation, but, as you've probably noticed, he's not exactly what you'd call chatty.
Konuşarak biraz zaman geçirmeye çalıştım, ama sizinde fark ettiğiniz gibi.. ... o pek konuşkan birisi değildir.
He's from Apokolips. They're all pretty chatty there.
O Apokolips'ten geliyor, orada hepsi çene çalmayı sever...
Kind of a chatty cow, huh, Seekul?
Geveze bir inek, değil mi Seekul?
And they're about to get real chatty.
Ve birazdan bayağı bir gevezelik edecekler.
It's a little chatty up here, so I'm gonna go scry for evil in my room.
Burası biraz gürültülü, o yüzden ben kötü arayışımı odamda yapacağım.
Very chatty.
Pek konuşkanmış.
LOQUACIOUS, CHATTY.
- Geveze, konuşkan.
Listen, if I'm getting too chatty, just, uh-just tell me to shut up.
Eğer çok konuştuğumu düşünüyorsan, bana sus diyebilirsin.
Oh, they're quite chatty once you get them started.
Bir başlayınca bayağı hoşsohbetler.
He's very chatty.
Oldukça geveze.
, my vagina was chatty, can't wait, so much saying
Benim vajinam konuşkandı, tutamaz, söylerdi.
Not very chatty.
Pek konuşkan değil.
Then go back to chatting with your customers, you phony, chatty shit.
Müşterilerle sohbete dön, seni sahtekar sohbet meraklısı serseri.
- Mr. Chatty.
- Bay Sohbetçi.
Hi, Mr. Chatty.
Selam Bay Sohbetçi.
He hasn't talked yet, but I cut off his morphine. He should be chatty in about an hour.
Morfinini kestim, muhtemelen bir saate kadar öter.
They talk about me in the chatty rooms?
Chat odalarında benden mi bahsediyorlarmış?
- Apparently very chatty. That's nice.
- Meğer çok konuşkanmış.
They'll never find the body, but the squash will be especially chatty that year.
Cesedimi asla bulamazlar. Yalnızca o yıl kabaklar çok geveze olur.