Cheese and crackers traduction Turc
89 traduction parallèle
- I'll get cheese and crackers.
- Peynirle kraker getireyim.
I brought some cheese and crackers.
Ben biraz peynirle kraker getirdim.
Cheese and crackers, that's it?
Peynir ve kraker! Hepsi bu mu?
Some cheese and crackers?
Peynirle kraker ister misin?
Cheese and crackers!
Peynir ve kraker!
Cheese and crackers.
Mide bulandırıcı.
- No. That's a lot of cheese and crackers.
O krakerlerin hepsini yemeyeceksin herhalde.
Generally, it's cheese and crackers.
Evet, biliyorum, genelde sadece peynirli krakerler vardır.
I've got cheddar cheese and crackers. Danishes, doughnuts, croissants.
Çedar var, krikkrak, Danimarka bisküvisi ve çörek var.
I think some cheese and crackers might help.
Biraz peynir ve krakerin yardımı olabilir bence.
Don't you think we should put out some cheese and crackers?
Biraz kraker ve peynir koymayı sencede düşünmelimiyiz?
you like crackers... olives... ( man on radio )... right up the middle... run, you gotta run, run, run, run. Cheese and crackers...
- Bu arada o yeter mi?
Cheese and crackers!
Peynir ve kraker aşkına!
Still working on my cheese and crackers.
- Teşekkürler. Hâlâ peynirli krakerlerimle uğraşıyorum.
How'bout you finish those cheese and crackers, honey?
Peynirli krakerlerini bitirsene, tatlım.
Get some cheese and crackers, some of those little cocktail weenies.
Biraz peynir ve kraker al, biraz da şu kokteyl sosislerinden.
OK, so I got enough cheese and crackers for eight people.
Sekiz kişiye yetecek kadar peynir ve kraker aldım.
Cheese and crackers.
Peynir ve kraker.
And you got cheese and crackers and some chocolate milk to wash it all down.
Ve hepsini temizlemek için peynirin krakerin ve çikolatan var.
Cheese and crackers, he's a grouch in the morning.
Sabahları huysuz olur.
I swear, any place with free cheese and crackers, they are there. - You look nice.
Bedava peynir ve kraker buldular mı kaçırmazlar.
Oh, uh, maybe I'll make a nice little plate of cheese and crackers.
Onunla ilgileneceğim.
Ah, cheese and crackers, that smarts!
Canım acıdı!
Hey! Come have some cheese and crackers.
Gelin, peynir ve kraker alın.
Cheese and crackers...
Vay anasını! ...
Connecticut... the cash belt... set up a few end-aisle displays at the APs, away from the other beer, surrounded by cheese and crackers and toothpicks with cellophane tips.
Connecticut... Para bölgesi... Diğer biralardan farklı olarak peynir, krakerler ve kürdanlarla dolu dolu bir görünüm elde ederiz.
Cheese and crackers.
Başımıza gelenler.
Cheese and crackers!
İnanmıyorum sana!
There's cheese and crackers there if you want.
İstersen peynir ve kraker var.
Cheese and crackers!
Peynir ve krakerler!
Cheese and crackers! We're tearing down a parking garage here.
Tanrı aşkına, burada bir otoparkı yıkıyoruz.
Cheese and crackers!
Peynir ve krakerler aşkına!
- Cheese and crackers.
Binlerce köpekbalığı adına.
Cheese and crackers!
Büyük rezalet!
Doesn't even cover your cheese and crackers and omelet every day.
Verdiğin kira yediğin peyniri, krakeri ve omleti karşılamaz.
Cheese and crackers.
Ayyaş ve kafası dumanlılar.
Oh, and whatever happened to those little cheese crackers you used to have?
Bu arada eskiden aldığın şu peynirli krakerlere ne oldu?
When I mentioned a snack, I was thinking more along the lines of a cheese-and-crackers kind of thing.
Yiyecek bir şey dediğimde peynir ve kraker gibi bir şeyler demek istemiştim.
AND LOOK--A LITTLE CRACKERS-AND-CHEESE PACK IN CASE YOU GET STUCK IN A RAVINE.
Bir vadide falan sıkışırsan diye de burada peynir ve kraker paketi var.
HOW ABOUT CHEESE AND CRACKERS?
Senin için hazırlamıştım.
CHEESE AND CRACKERS AREN'T GOING TO CUT IT.
Hadi, kalk da hazırlan.
We have bologna and cheese, apples, and graham crackers.
Salam, peynir ve krakerimiz var!
So then we jumped on a train and headed to Ireland... incredibly beautiful, by the way, and we sat in a bar for two days... and did nothing but eat soda crackers and funky cheese... and he never showed.
- Yine mi o herif? - Trene atladık. İrlanda'ya gittik.
I don't know what works for you but I brought you some black coffee and some stale crackers, egg and cheese sandwich and a Bloody Mary.
Sana koyu kahve, kızarmış ekmek ve peynirli sandviç getirdim.
Dammit, Steve, you forgot to put out the cheese and crackers.
- Lanet olsun Steve, peynirleri ve krakerleri... çıkarmayı unutmuşsun.
"- and the kids over for cheese dip and crackers last Sunday."
"- and the kids over for cheese dip and crackers last Sunday."
Oh, cheese and crackers.
General öldü!
Okay, so we've got crackers and cheese product, half a candy bar, instant coffee and some sort of... cherry breakfast thing.
Pekâlâ, elimizde bisküvimiz, peynirimiz yarım şekerimiz, neskafemiz ve vişneli bir şeyimiz var.
So, I guess that gouda just walked itself right through the door, sliced itself up, and arranged itself in a perfect semi-circle around not three, not four, but five different kinds of sturdy, cheese-bearing crackers?
O zaman Gouda peyniri kapıdan kendi kendine girdi. Kendisini dilimledi ve kendisini kusursuz bir yarım daire şeklinde dizdi. Üç değil, dört değil tam beş çeşit aslanlar gibi peynir yanına iyi giden kraker.
We can dine on three minutes. If you're already getting popular, I crackers, cheese and bruschetta.
Hoşuna gidecek yemek de hazır birazdan..
I got some crackers and cheese and wine.
Gevrek, peynir ve şarap gibi.