English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ C ] / Chinatown

Chinatown traduction Turc

890 traduction parallèle
Chinatown is celebrating a holiday.
" Chinatown bayramı kutluyorlar.
Did you change this film box in Chinatown?
"Sen değiştirdin dime bu filmi ChinaTown'da?"
Take them on a tour of Chinatown.
Çin mahallesinde bir tur attır.
Oh, yes, that day in Chinatown.
Oh, evet, Çin mahallesinde o gün.
Near Chinatown.
Çin mahallesi yakınında.
I bought this in Chinatown.
Çin mahallesinden satın aldım bunları.
Chinatown, My Chinatown
Chinatown, Chinatownım
When it's dreaming, dreaming Chinatown, Chinatown,
Hayal olduğunda Chinatown, Chinatown,
And dreaming, dreaming dreaming, Chinatown,
Ve hayaller, hayaller hayaller, Chinatown,
I want to go to Chinatown.
Çin Mahallesi'ne gitmek istiyorum.
I live right next door to Chinatown.
Çin Mahallesi'nin yanında oturuyorum.
Biggest Chinatown in the world, but I can't go.
Dünyanın en büyük Çin Mahallesi.
- Go to Chinatown.
- Çin Mahallesi'ne git.
I can't walk to Chinatown because of you two.
Sizin yüzünden gidemiyorum.
When he has agreed to meet you, have him come to the Crimson Dragon in Chinatown.
Sizinle buluşmayı kabul edince Çin Mahallesi'ndeki Crimson Dragon'a gelmesini söyleyin.
It is reported that a wall of flames is moving up into the Chinatown area and hampering rescue efforts.
Alevler şu anda Çin Mahallesi bölgesine doğru yayılıyor ve kurtarma çabalarını da aksatıyor.
Yeah, like, furnished in early Chinatown.
Eski Çin mahallesi gibi döşenmiş.
Right down there in Chinatown.
Hemen orada, Çin mahallesinde.
Lee of Chinatown says it goes to the Ogi clan of Kobe.
Çin Mahallesindeki Lee, uyuşturucuların Kobe'deki Ogi Ailesine gittiğini söylüyor.
The Ogi clan is using you women to transport drugs from Lee of Yokohama-Chinatown.
Ogi Ailesi siz kadınları Çin Mahallesindeki Yokohamalı Lee'den uyuşturucu taşımada kullanıyor.
We just went down to Chinatown.
Biraz evvel Çin mahallesindeydik.
- Chinatown, the Hong Kong Restaurant.
- Çin Mahallesi, Hong Kong Restoran'a.
And I'm out of Chinatown.
Ve de artk Chinatown'braktm.
- We worked together, in Chinatown.
- Çin mahallesinde birlikte çalstk.
- The DA used to say that in Chinatown.
- Bir ara savc da aynsn söylemisti.
- In Chinatown.
- Çin mahallesinde.
They do in Chinatown.
Çin mahallesinde öyle.
- Chinatown.
- Çin mahallesi.
- Jesus, that's in Chinatown, aint it?
- Tanrim, Çin mahallesi, degil mi?
It's Chinatown.
Buras Çin mahallesi.
'Most of the fences I knew'wanted to smell my breath when I mentioned Fei Tsui jade,'but one sent me to a joint in Chinatown.'
'Tanıdığım alıcıların çoğu... Fei Tsui yeşiminden bahsedince ağzımı aramak istedi.' 'Ama biri beni Çin Mahallesi'ndeki bir kulübe gönderdi.'
It's like Chinatown, Jim.
Burası Çin Mahallesi gibi.
He took her down to Chinatown
He tookherdown to Chinatown
I met you in Chinatown.
- Çin lokantasında tanıştık.
He's terrified of oriental people, but he lives in Chinatown just to show me.
Asyalılardan ödü kopar ama Çin mahallesinde oturuyor ve sadece benimle görüşüyor.
They dumped the bus in Chinatown.
Otobüsü Çin mahallesinde terk etmişler.
They found the bus down in Chinatown.
- Ama otobüsü orada terk etmişler. - Saçmalıyorsun, ahbap.
- Chinatown?
- Çin mahallesi, ha?
Down in Fourth Sector, Chinatown.
Dördüncü bölgenin asagisinda. Cin Mahallesinde. '
Especially in Chinatown.
Özellikle Chinatown'da.
Didn't know you had Chinatown roped off.
Chinatown'u çevirdiğini bilmiyordum.
Well, it has to do with Chinatown.
Chinatown ile ilgili.
Look, I was trying to write a real story for once, about the slave racket in Chinatown, 12 -, 13-year-old girls, coming right off the boats and into the cribs.
Bak, bir kere için gerçek bir hikaye yazmak istedim, Chinatown'daki köle ticareti ile ilgili, 12 - 13 yaşında kızlar, gemiden inip doğruca kulübelere giden.
Lee, where would you go in Chinatown to find a girl who's run away from the cribs?
Lee, Chinatown'da nereye giderdin - batakhanelerden kaçmış bir kızı bulmak için?
You and he were in Chinatown last night.
Dün gece, sen ve o Chinatown'daydınız.
In Chinatown, you are known as a kind man, a just man.
Chinatown'da, kibar biri olarak tanınıyorsunuz, dürüst biri.
[Without accent] Hey, I remember that movie, Chinatown.
Çin Mahallesi. Su kullanım hakkı.
Acting on a tip, they trace his whereabouts to Chinatown... where, in the rear of a Chinese establishment... a strange-looking Oriental... who fits the description of Leonard Zelig is discovered.
Bir bilgi üzerine, onu Chinatown civarlarında aramaya başlarlar... Çinlilerce işletilen bir şirketin arka tarafında... Leonard Zelig'in tanımına uyan... garip görünümlü bir Asyalı bulunur.
This trip to Chinatown was like a ride on a neon horse.
Çin Mahallesi'ne yapılan bu ziyaret neon at üzerinde yapılan bir gezi gibiydi.
They control everything in Chinatown.
Çin Mahallesi'ndeki her şey onların kontrolünde.
Chinatown.
Kız Çin mahallesinin girişinde kalıyor.
china 345

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]