Cites traduction Turc
57 traduction parallèle
" Mr. Craig cites Wellington's observation concerning Waterloo.
Bay Craig, Wellington'ın Waterloo hakkındaki gözlemini alıntılamış.
This Committee cites witness for contempt of Congress.
Tanık mahkemeye itaatsizlikten suçlandı.
Committee cites this witness for contempt.
Komite, tanığı hakaretten suçluyor.
Well, now, it cites here President Andrew Johnson's Indian Treaty of 1 868.
Evet, burada Başkanın 1 868 Kızılderili Anlaşması'na atıfta bulunuyor.
- He cites 14 other specific instances of exchanges of heroin between Ciello and himself and other perpetrators and says he bought you three automobiles.
- Ayrıca 14 iddiası daha var. Bunlar da yine... Dedektif Ciello, kendisi ve birkaç başka isim arasında geçen eroin alışverişleriyle ilgili.
The abrasions would be consistent with her claims, as would be the medical report..... which cites the kind of injury associated with sexual trauma.
Vücudundaki izler bu iddiasını destekliyor, kendi aldığı tıbbi raporunda da bir tür cinsel saldırıya maruz kaldığı belirtiliyor.
The report cites the sale of small farms, deterioration of family life... and the allure of the urban economy as the primary causes.
Rapor, küçük çiftliklerin satışı, aile hayatındaki bozulma... ve kentsel ekonominin cezbetmesini... temel gerekçeler olarak gösteriyor.
And use the right cites.
Sadece kitaptan alıntılar kullan.
Use book cites, not Lexis.
Özel jargon kullanma.
Many people want blue fin tuna listed as CITES Appendix I, in other words, a total ban on all fishing of them.
Birçok kişi mavi yüzgeçli tonbalığının CITES Ek 1 listesine girmesini yani avlanmalarının tamamen yasaklanmasını istiyor.
Ms. Calgrove also cites... Mr. Dawson's mental delays which raise serious questions... about his ability to properly parent.
Bayan Calgrove aynı zamanda Bay Dawson'un akli yetersizliğinin ebeveyn olması konuşunda ciddi problemlerin ortaya çıkabileceğini savunuyor.
Sub-inspector Jatin ShukIa cites that the reason for ousting Sadhu Agashe... was the pressure on JCP Suchak from the underworld
Müfettiş Yardımcısı Jatin ShukIa, yeraltı dünyasından JCP Suchak'a... gelen baskı Sadhu Agashe'nin defedilmesinin nedeni oldu
It is eight days along the route, he cites the non Morsby.
Rotamızdaki 8. gün, Öğle vakti Morsby'de olmaktan bahsediyor.
Last week, I got the inspector walking around, and she cites me for cheap materials.
Geçen hafta, bir müfettiş geldi ve beni ucuz malzeme kullandığım için mahkemeye çağırdı.
Mom leaves, cites spousal abuse.
Anne evi terk ediyor, koca dayağından şikayetçi.
Coroner's initial report cites a heart attack.
Adli Tıp raporuna göre kalp krizi geçirmiş.
- Yes. - Who bomb our cites But would be moved by your particular tears?
- Şehirlerimizi bombalayan insanlar, senin gözyaşlarından etkilenecekler.
Florence is one of my favourite cites.
Florence favori şehirlerimden birisidir.
He gets there, finds the area chief sightseeing his scene, asks him to back off, cites the G.O.
Oraya ulaştığında, bölge şefinin olay mahallini izlediğini görüyor ona çekilmesini söyleyip kuralları hatırlatıyor.
Maybe he thinks I have more to offer than traffic cites.
Belki de benim trafikteki bir şeylerden daha fazlasını yapabileceğimi düşünmüştür.
And now she cites her inability
Ve şimdi acizliğini mahkemeye aktarıyor.
One example he cites centers on the prestigious national academy of sciences.
Bir örnek olarak, prestijli Ulusal Bilim Akademisi'nin merkezlerinden bahsediyor.
In the cites, maybe.
Şehirde belki.
I can lose my cites
Şehirlerimi kaybedebilirim,...
Management cites market conditions to justify extending the closure indefinitely.
Yönetim, halen üretime başlanmamasına bahane olarak piyasa koşullarını gösteriyor.
Your Honor, the University of Maryland cites Plessy v. Ferguson and the doctrine of separate but equal to justify its segregation policy.
Sayın Hâkim, Maryland Üniversitesi Plessy - Ferguson davasını ve ayrı tutma politikasını meşrulaştırmak için ayrı ama eşit doktrinini referans almaktadır.
That nothing ex cites me.
Hiçbişey ilgimi çekmiyordu
One of us cites pickles, the other cites irritable bowel, and we're gone.
Tamam turşu olsun. Birimiz turşudan bahsederse öteki bağırsaklarının bozulduğunu söyleyecek ve kalkacağız. Anlaştık mı?
Cites the American model as inspirational.
Amerikan modelini örnek gösteriyor. Nükleer yanlısı.
And now he cites crime rates as a reason to evict poor families?
Ve şimdi bu yoksul aileleri tahliye etmek için suç oranlarını mı öne sürüyorsunuz?
The report also cites that you were disrespectful and uncooperative at the time of your arrest.
Raporda tutuklandığınız sırada saygısız ve uyumsuz davrandığınız söyleniyor.
The lawsuit cites wrongful termination.
Dava ikamesi haksız işten çıkarma olarak karar vermiş. *
The Batcomputer cites 129 streets.
- Bat-bilgisayar 129 sokak adı önerdi...
Marcelle has nearly 100 years and cites Bob Marley.
Marcelle nerdeyse 100 yaşında ve Bob Marley'den alıntı yapıyor.
The article cites evidence about the detonator used in the bomb That killed prince abboud.
Makale Prens Abboud'un ölümüne sebep olan bombanın ateşleyicisi hakkında bir kanıttan bahsetmiş.
He has been undercover for 14 months as Leon, working his way up the ranks of an organisation - ~ the Caids des Cites.
14 aydır Leon kimliği altında çalışıp Caids des Cites örgütünde üst kademelere yükseliyordu.
These Caids des Cites, there are not many who would speak about their activities.
Caids de Cites'in faaliyetleri hakkında konuşacak fazla kişi yok. Sonlarının Antoine gibi olmasından korkuyorlar.
Yes, and cites intake interviews, but all the important documents on him are missing.
Evet ve de yapılan görüşme kayıtlarını ama onun hakkındaki tüm önemli dosyaların hepsi kayıp.
The treaty which established this reservation defines the easternmost border as the Spotswood River and cites this very map as its source.
Bu ayrılan alanla ilgili anlaşma Spotswood Nehri'nin doğu sınırını tanımlıyor. Ve sözleşmenin kaynağı bu harita.
The only law that we really had to protect endangered species is CITES.
Nesli tükenmekte olan türleri koruyan tek kanun CITES.
CITES is the convention for international trade of endangered species.
CITES, nesli tükenmekte olan türlerin uluslararası ticaretini düzenleyen anlaşma.
And part of the reason is because the people that control CITES are actually in the trade of selling them.
Bunun bir sebebi de CITES'ı kontrol etmesi gereken kişilerin bu işin ticaretiyle uğraşmaları.
Ahead of this CITES conference, a new decision-making mechanism to set up a centralized system... for the resumption of the international trade in elephant ivory.
CITES konferansının başında uluslararası fil dişi ticaretinin devam etmesini sağlayacak merkezi bir sistem kurulması için karar alma mekanizmaları harekete geçti.
After a four-year campaign, we finally managed to get mantas on the docket at the 201 3 CITES meeting.
4 yıllık kampanyadan sonra manta meselesini 2013 CITES toplantısında gündeme aldırmayı sonunda başardık.
With the CITES victory, we succeeded in getting manta rays listed for protection, which led to a national ban on all fisheries for manta rays throughout all of Indonesia.
Manta vatozlarını CITES'da listeye aldırarak Endonezya'daki balıkçıların bu konuda avlamalarını ulusal bazda yasaklayan koruma sağlamış olduk.
He cites Freud's theory of pre-language communication and suggests the psychic synaptic field would explain a lot of things.
Freud'un lisan öncesi iletişim teorisinden bahsediyor ve psişik sinaptik alanın çok şey anlattığını söylüyor.
She cites you as one of her greatest influences.
Herhangi biri gibi onun büyük etkilerine atıf yapıyor.
One of them cites "the extremely callous, deceitful way the experiments were carried out."
Eleştirilerden biri, deneylerin son derece duygusuz, hilekâr olduğu yönündeydi.
And the idiot goes and posts a video online and cites Fo-Fo as his biggest inspiration.
Bu salak da gidip videoyu internete koymuş ve demiş ki "Fo-Fo en büyük ilham kaynağımdı."
16, 00 : 05 : 51 : 16, The Van Der Lip Dam disaster, 04, 00 : 05 : 56 : 16, which Hollis Mulwray cites to explain his opposition to the proposed dam,
Owens Vadisi sakinlerinin dublörlüğünü yapıyordu. Hollis Mulwray'in itirazını gerekçeleriyle açıkladığı...
He's alert for danger.
Birçok kişi mavi yüzgeçli tonbalığının CITES Ek 1 listesine girmesini yani avlanmalarının tamamen yasaklanmasını istiyor.