Clan traduction Turc
2,914 traduction parallèle
We belong to the same clan!
Biz aynı klan ayitiz!
- Let not the jatt ( clan ) have it!
Jatt var!
It keeps one clan from becoming stronger than the others.
Bu yasalar, bir grubun diğerinden güçlü olmasını engelliyor.
You will cull this clan by two-thirds.
Klanının üçte ikisini itlaf edeceksin.
Fitzpatrick MacCorieghan of the Clan Fin Arvin.
Fin Arvin klanından Fitzpatrick MacCroieghan.
But his clan was arranging a marriage for him.
Fakat klanı onun için düğün hazırlıklarına başlıyordu.
Clan Zamora.
Zamora Klanı.
And you wonder why I never aligned myself with a clan- -
Bir de neden hiçbir klana katılmadığımı sorarsın.
This is an ancient scroll from the Udon Dynasty, given to Emperor Sashimi by a ninja clan.
Udon Hanedanlığına ait antik nakış. Ninja klanı tarafından Sashimi imparatorluğuna verilmiş.
The second warrior, Ambi he was call The brave son of the head man of the second clan Swift was his more, like the eagle hunting in flight
ikinci savaş cesur adam ve onun kabilesiydi kartal gibi avlanıyorlar dövüşüyorlardı
Was this a tough sell to the clan?
Bunu ailene pazarlamak zor oldu mu?
Well, I will tell my clan to be on guard for those criminals.
Klanıma suçlulara karşı dikkatli olmalarını söylerim.
Your clan needs to pack up and move on.
Klanının toparlanıp gitmesi gerekiyor.
Your clan, I mean.
Klanını yani.
Lifted high, his clan celebrate his victory.
Yukarı kaldırılıyor ve kabilesi onun zaferini kutluyor.
His clan will be performing at a Sing Sing, where his reputation and the honour of his village will be judged on the quality of his feather collection.
Kabilesi yarinki Sing Sing yarışmasında boy gösterecek. ... köyünün onurunu temsil edecek ve değerlendirilecek. Kuş tüyü koleksiyonunun kalitesi...
Though each clan has its own style almost all wear bird of paradise feathers as their crowning glory.
Yine de her kabilenin kendilerine ait bir tarzlari var neredeyse herkesin tacı kuş tüyüyle süslü.
( SHOUTING ) This clan is building a new house... ( SHOUTING )... but it will be no ordinary one.
Bu kabile yeni bir ev inşa ediyor ama bu bildiğimiz evlerden değil.
As one of the clan's strongest climbers, Wayo is the foreman overseeing the most dangerous jobs.
Kabiledeki en güçlü tırmanıcılardan biri olan Wayo en tehlikeli işlerden biri için gönüllü oluyor.
Pierce, I am Duquesne, of Clan Duquesne.
Pierce, ben Duquesne Klanı'ndan Duquesne.
I am Tyrion, son of Tywin of Clan Lannister.
Ben Lannister Kabilesi'nden Tywin'in oğlu Tyrion.
And if I may, I... I would recommand commencing phase one on the remain of the clan.
İzin verirseniz, ben birinci aşamayı klanın geri kalanında başlatmayı öneriyorum.
And should your heart long for this life in the future, I will try my best to ensure you gain entrance into the clan.
Eğer gelecekte, kalbin bu hayatı arzularsa klana girmen için elimden geleni yapacağım.
This boy is the descendant of the Magatama Clan.
Bu çocuk Magatama Kabilesi soyundan geliyor.
I thought a descendant of the Magatama Clan would be someone scary but you're just a child.
Magatama Kabilesi soyundan gelen birinin ürkütücü olacağını sanırdım ama sen sadece bir çocuksun.
Only a descendant of the Magatama Clan can control Orochi!
Sadece Magatama Kabilesi'nden gelen biri Orochi'yi kontrol edebilir!
Only a descendant of the Magatama Clan of Susanoo blood...
Sadece Magatama Kabilesi soyundan ve Susanoo kanından olan biri...
You have a birthmark that proves you're from the clan, don't you?
Kabileden olduğunu kanıtlayacak bir doğum leken var, değil mi?
All of the Magatama Clan caught by Gen ´ un chose death, refusing to be used for ill deeds.
Gen'un'un yakaladığı tüm Magatama Kabilesi üyeleri ölümü seçti, onun kötülüklerine alet olmayı reddettiler.
Can no one other than a descendant of the Magatama Clan touch the sword?
Magatama Kabilesi'nden gelen biri dışında kimse kılıca dokunamıyor mu?
About a ninja girl whose ninja dad ordered her To kill her ninja boyfriend'cause he was from a rival ninja clan.
Ninja babasının ninja erkek arkadaşını rakip ninja klanında olduğu için öldürmesini emrettiği bir ninja kız hakkındaydı.
My uncle would have protected our clan from the attack but he was taken months ago.
Amcam olsaydı klanımızı ataktan korurdu ama aylar önce götürülmüştü.
That's my clan's savings, you can't just steal it!
Sana çantayı sonra veririm. Bunlar benim klanımın birikimleri, öylece çalamazsın!
The Tian Clan values daughters more than sons.
Şımarık bir kızdan çok, güvenilir bir oğul gibisin.
In the Tian Clan, a daughter is more precious than a son.
Bir kız yetiştirsem de o erkek sorumluluklarını üstlendi.
A swine has one plus point that he is born in his own clan.
Domuzun bile bir artısı var,... kendi türünü doğuruyor.
Jakob Lokoya is chief of the Tienga clan.
Jakob Lokoya, Tienga kabilesinin şefidir.
Clan match against Phi Kappa Gamma tonight.
Fi Kappa Gama'yla savaşıyoruz bu akşam.
Look, as much as 150 years of Memphis history might make you think otherwise, the Murphy clan is not above the law.
Bakın 150 yıllık Memphis tarihi başka türlü düşünmenize sebeb olmuş olabilir, Murphy ailesi kanunun üstünde değildir.
Did you ask her if the shooting was related to the feud between her family and the Harrison clan?
Ona, bu olayın Harrison ailesiyle aralarındaki kan davası ile ilgisi olup olmadığını sordun mu?
We're just trying to figure out if Ella knew you were a part of the Harrison clan.
Biz sadece, Ella'nın senin Harrison ailesinden olduğunu bilip bilmediğini anlamaya çalışıyoruz.
None of my clan would do anything to hurt Ella.
Ailemden hiç kimse Ella'yı incitecek bir şey yapmaz.
You telling me to go out and murder some clan boys?
Git, birkaç klan adamını öldür mü diyorsun?
And why the entire Sutton clan operates on a strictly cash basis.
Ve bu yüzden tüm Sutton aşireti tamamen peşin parayla iş yapar.
He'd become a man of respect. He was from a respectful clan anyway, but now he had the family to back him.
Saygı duyulan bir adamdı, saygı duyulan bir kabilenin mensubuydu ama akrabalarını karşısında bulmuştu.
And in a funny way, he'd risen to the top of his society and had become sort of sickened at what that meant, with the sort of violence of clan society and the way that wealth could buy you anything.
Ve ilginç bir şekilde, toplumunun en üst noktasına çıkmış ve kabile toplumunun zorbalıklarından, zenginliğin her şeyi satın alabilecek oluşundan bir şekilde sıkılmıştır.
In fact, one of the most important people in Muhammad's life, Abu Talib, who was his uncle and the head of his clan, who protected him throughout all his troubles in Mecca, never converted, despite Muhammad's best efforts to persuade him,
Aslında, Hz. Muhammed'in hayatındaki en önemli insan, yani Mekke'de yaşadığı sorunlar boyunca O'nu koruyan amcası ve kabilesinin başı Ebu Talib, Hz. Muhammed'in tüm çabalarına rağmen Müslümanlığı kabul etmediğinden, Hz.
Muhammad's followers, especially those with no clan or tribal protection, such as slaves, women and orphans, were now subjected to brute force.
Muhammed'in destekçileri, özellikle de bir kabilenin koruması altında olmayan köleler, kadınlar, yetimler kaba kuvvete maruz kalıyorlardı.
They instituted a city-wide ban, which basically prevented anyone from having anything to do with Muhammad and his entire clan.
Tüm şehri kapsayacak bir yasak koyarak, hiç kimsenin Hz. Muhammed ve tüm aşiretiyle görüşmesine müsaade etmemişlerdir.
The people of Mecca started to react against the extreme measures imposed on people who had once been their clan relatives.
Mekke halkı, zamanında akrabaları olan insanlara karşı uygulanan aşırı yasaklamalara tepki vermeye başlamıştır.
The leadership of Muhammad's clan now fell into the hands of his most violent opponents.
Hz. Muhammed'in kabilesi artık en azılı düşmanlarının yönetimindedir.