English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ C ] / Coded

Coded traduction Turc

814 traduction parallèle
Did he write the secret document containing coded military information known as the bordereau?
Bordro olarak bilinen ve askeri bilgiler içeren gizli belgeyi kendisi mi yazdı?
That was quite risky sending all those coded telegrams.
Bütün o şifreli telgrafları göndermek hayli riskliydi.
Between the lines of an innocent-appearing letter - invisibly coded in an obsolete German shorthand - were important instructions for one group of spies.
Masum görünümlü bir mektubun satìrlarì arasìnda eski bir Alman stenografisiyle bir grup casusa önemli talimatlar verilmisş ti.
Another one of those coded messages from the Denver Rio Grande Railroad.
Denver Rio Grande Demiryolu'ndan bir tane daha kodlu mesaj geldi.
Have this coded and classified as most secret :
Şifrelensin ve'çok gizli'olarak sınıflandırılsın :
- A coded message?
- A kodlu mesaj?
Coded.
Kodlu.
Maj. Kong, you'll think this is crazy, but I just got a message from base coded Wing Attack Plan R.
Binbaşı Kong, bunun çılgınlık olduğunu düşünebilisiniz, ama üsden gelen mesaj Kanat Hücum Planı R olarak deşifre oluyor.
This will block all transmissions not coded with a code prefix.
Buda şifresiz bütün yayınları bloke edecek.
As you may recall, one of the provisions provides that, once the go-code is given, the radios are switched to a coded device, designated CRM 114.
Sizin de hatırlayacağınız gibi, alınan tedbirlerden biri, hücüm emri bir kere verildimi, alıcıların tamamı CRM114 şifre cihazına yönlendiriliyor.
Those container locks are probably sequence-coded and wired to the warheads.
Bu kasalar büyük ihtimalle seri kodlarla şifrelenip savaş başlıklarına bağlanmışlardır.
- Coded locks? - Three.
- Kilitler şifreli mi?
Willy said the warhead locks are colour-coded.
Willy, başlıkların renkli kodlarla kilitlendiğini söyledi.
One of you is supposed to be a secret agent Carrying a coded message for a foreign power.
İçinizden biri, yabancı kuvvetlere şifreli mesaj taşıyan bir gizli ajan.
The assignment is to uncover that secret agent And obtain the coded message.
Göreviniz gizli ajanı açığa çıkarmak ve şifreli mesajı ele geçirmek.
This magazine is coded.
Bu dergi şifrelenmiş.
Captain, we've reached the designated position for scanning the coded directive tape. Good.
Kodlanmış yönerge kasetini tarama pozisyonuna geldik.
Assuming the brain neurons store information on a temporary basis only... let us assume that this information... is subsequently coded into DNA molecules... permitting storage of far more material than the nerves could hold by themselves.
Beyin nöronlarının yalnızca geçici temeller üzerindeki bilgiyi depoladığını göz önüne alırsak, bu bilginin sonradan sinirlerin kendi tuttuğundan çok daha fazla materyalin depolanmasına izin veren DNA moleküllerini kodladığını farzedelim.
And you can make that possible simply by giving us the coded sequence for breaking down the unit.
Patlayıcı üniteyi devre dışı bırakacak sıralı kodu bana vererek sen bunu mümkün kılabilirsin.
Listen, that information is coded and radioed out in a two-second transmission.
Dinle Jason, o bilgiler şifrelenmiş. Ve sadece 2 saniyelik bir şeydi.
The coded material is fed into that machine.
Şifrelenmiş metin makinaya yüklenmektedir.
And this, presumably, is the control bank with the coded tape.
Ve bu da, herhalde, şifreli bantlı kontrol bankası.
All satellites are controlled by a coded tape.
Tüm uyduları şifreli bir bant kontrol ediyor.
You can see the coded medical history on read-out four.
Dört numaralı gösterge panelinde tıbbi kayıtlarını görüyorsunuz.
Please go to your color-coded tram which will take you to the world of your choice.
Lütfen sizi seçtiğiniz dünyaya götürecek renklerinizle kodlanmış vagonlara gidin.
Our EDS is preparing you a hardcover copy to your coded request.
Yani, o içeri giriyor bu eski kamerayı satın alarak bir kaç dolar tasarruf etmeğe çalışıyor, doğru mu?
It's a coded signal.
Bu şifreli bir mesaj.
Have this intercept coded and transmitted to fleet headquarters!
Bu telsiz mesajını şifreleyin ve genel karargaha gönderin!
'Vector coordinates coded and transferred.
Vektör koordinatları hazır ve gönderildi.
Vector coordinates coded and transferred.
Yön koordinatları hesaplandı ve aktarıldı. - Onaylayın.
Vector coordinates coded and transferred.
Vektör koordinatları kodlandı ve transfer edildi.
Anyway, that information isn't coded.
Her neyse, bu bilgi şifrelenmez.
If it isn't coded, I can't pull it out.
Şifrelenmezse, çıkaramam.
Not coded.
Kodlanmamış.
I thought I could reprogram them from long distances using coded laser beams.
Onları tekrar programlayarak uzun mesafeden lazerlerini kodlayabileceğimi düşündüm.
What if, for example, the environment were changing so fast that the pre-coded genetic encyclopedia which may have served us perfectly well in the past is now not perfectly adequate?
Örneğin, çevre şartları çok hızlı değişseydi ve kodlanmış gen ansiklopedimiz geçmişte çok iyi işlemesine rağmen yeni duruma adapte olamasaydı?
You might have this man go on the air, deliver a coded message and possibly 5O people around the country would lose their lives.
Bu adamı canlı yayına alırsanız şifreli bir mesaj verebilir ve ülke çapında en az elli kişi hayatını kaybedebilir.
We got a coded message through from Singapore this morning.
Bu sabah Singapurdan şifreli bir mesaj aldık.
I'm accessing everything that's not coded.
Kodlanmamış her şeye erişiyorum.
The same hypocrisy as in the comic strips, but it's a coded hypocrisy.
Çizgi film seridindekiyle ayni ikiyüzlülük, ama bu kodlanmis bir ikiyüzlülük.
It seems to be a question of trailing, of enigma, of murder, but in truth it's a question of power and freedom, of melancholy and dazzlement, so carefully coded within the spiral that you could miss it, and not discover immediately that this vertigo of space in reality stands for the vertigo of time.
Sanki mesele bir takipmis, muammaymis cinayetmis gibi görünür sarmalin içine itinayla kodlanmis oldugundan, iskalayabilir ya da hemen fark edemeyebilirsiniz kudret ve özgürlüktür, melankoli ve göz kamasmasidir mesele, mekandaymis gibi görünen vertigo zamandadir, zamanin vertigosudur asil söz konusu olan.
What it's doing is translating temperature fluctuations into a colour coded visual pattern.
Algıladığı ısı değişikliklerini renksel kodlarla görüntü haline getiriyor
That's another coded message meaning...
Başka bir şifreli mesaj manasında...
You better tell him the coded message yourself.
Şifreli mesajı kendiniz söyleseniz daha iyi.
ls that another coded message? Exactly.
Bu da başka bir şifreli mesaj mı?
Together with other agents, I have counterfeited banknotes... wrecked industrial machinery, polluted the water supply... guided Eurasian rocket bombs to targets on Airstrip One... by means of coded radio signals.
Diğer ajanlarla birlikte sahte para bastım... Endüstri makinelerine zarar verdim, su kaynaklarını kirlettim... Avrasya roket bombalarına Havaalanı 1 i vurmaları için radyo sinyali kodlarıyla rehberlik ettim.
Communications, send a coded message for Starfleet Commander, priority one.
İletişim subayı, Yıldız Filosu Komutanlığı'na öncelikli bir şifreli mesaj gönder.
Starfleet Command, this is U.S.S. Grissom on subspace coded channel 98.8.
Yıldız Filosu Komutanlığı, burası USS Grissom. Altuzay şifreli kanalı 98,8'deyiz.
Yesterday, near the front gate, I found the calling card that he left, a coded sign advising his fellow travelers of a charitable welcome.
Dün ön kapının yakınlarında zeminde gezgin arkadaşı için hazırladığı iyi niyet göstergesi olan hoş geldin yazısını buldum.
Is it possible for a musician to vary the music just enough to pass a coded message?
Bir müzisyenin müziği biraz değiştirip şifreli bir mesaj vermesi mümkün mü?
We have a coded message that you have until noon today.
Bugün öğleden sonraya kadar vaktiniz olduğuna dair şifreli mesaj aldık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]