Coma traduction Turc
3,912 traduction parallèle
The guy who'd been in a coma who woke up thinking he had invented pie.
Yıllardır komada yatan ve turtayı icat ettiğini düşünen adam.
Do you remember anything about the night you went into the coma?
Komaya girdiğin geceyle ilgili bir şey hatırlıyor musun?
Well, yes, that is correct, but also, I know this is the last place I was before I went into a coma.
Evet, doğru tabii, ama ayrıca komaya girmeden önce bulunduğum son yer burası olduğu için geldim.
I sort of went into a coma that night.
O gece komaya girdim.
The doctors don't know why I went into a coma, and they don't know why I came out of it.
Doktorlar neden komaya girdiğimi ya da neden çıktığımı bilmiyorlar.
The crappy food, the bedsores... It's bad enough being stuck with coma boy drooling all day, but every time I see your face,
Berbat yiyecekler, yatak yaraları komadaki bu adamla buraya tıkılıp kalmak yeterince kötü zaten bütün gün salyaları akıyor.
Daddy! Sir--you've been in a coma, sir.
Bayım komadaydınız.
He was in a car accident that put him in a coma for over a year.
Geçirdiği araba kazası ile bir yıl önce komaya girmiş.
Like some kind of coma or something neurological.
Koma veya o türde nörolojik bir şey.
You were in a coma.
Komaya girdin.
The person who injured your face... His wife. She's now in a coma.
Sana vuran adamın karısı şu an komada.
Pain increasing daily before I lapse into an irreversible coma.
Acı, beni geri dönüşü olmayan bir komaya sokmadan önce, gün geçtikçe artıyor.
It's called coma-toes.
His kaybı deniyor..
Oh, coma-toes, huh?
- His kaybı?
— Well, now he's in a coma. We'll try it when he wakes up. If I wakes up.
- Şimdi komada olduğuna göre uyandığı zaman deneyeceğiz, eğer uyanırsa.
I know you said he shot five people, I know he's in a coma, I know there's a bus station three miles away, and I can walk there in 24 minutes.
Beş kişiyi vurduğunu söylediğini biliyorum, onun komada olduğunu biliyorum 5 km ötede bir otobüs durağı olduğunu ve oraya 24 dakikada gidebileceğimi biliyorum.
We weren't talking to your client, he is a coma, for Christ sakes.
Müvekkilinle konuşmuyorduk, adam komada İsa aşkına!
You never even spoke to your client before he wound up in a coma.
Komaya girmeden önce müvekkilinle konuşamadın bile.
Or put me in the coma... right next to their patsy.
Veya beni komaya sokup, kurbanlarının yanına göndermek istedi.
Been in a coma for two years.
İki yıldır komada.
That could put her into a coma.
Bu onu komaya sokar.
I'm sorry, but I got a best friend who's in a coma and he might not wake up.
Affedersin ama komada olup belki de hiç uyanamayacak olan bir en iyi arkadaşım var.
Keep him in an induced coma.
Onu komada tut.
She's gone into a coma.
Komaya girdi.
I don't know! He could be dead or in a coma.
Bilmiyorum belki ölmüştür yada komadadır.
No, he's not OK, Miller. He could be in a coma.
- İyi falan değil Miller, komada olabilir.
You tied one on Saturday night, induced yourself into a junior coma, and you lost an entire day.
Cumartesi gecesi fazla kaçırmışsın ufak çaplı bir koma yaşayıp bir günü tamamen pas geçmişsin.
Something about a coma.
Koma ile ilgili bir şeyler vardı.
And it's uh, very likely this coma is temporary.
Ayrıca bu komanın geçici olabileceğini belirttiler.
He's stable, but he's in a level three coma.
- Durumu sabit ama üçüncü seviye komada.
Nancy Brown woke from her coma, so that's some good news.
Nancy Brown komadan çıktı. Bu iyi haber.
My men are still in a coma.
Adamlarım hala komada.
How can you hit him in a coma by running after a thief?
Kovaladığın bir hırsızı nasıl komaya sokarsın?
Herbert Love is discovered in a coma.
Herbert Love'ın komaya girdiği öğrenilir.
The eye characteristic a grade 2 on the Glasgow Coma Scale.
Göz karakteristiği, Glasgow Coma ölçüsüne göre ikinci seviyede.
Shock therapy on coma patients?
Komadaki hastalara şok terapisi mi?
So she was there when people were coming out of their coma.
Komadan çıkanların yanında oluyordu.
You're coming out of a coma.
"Komadan çıkıyorsunuz."
Eventually, we just took him home, still in his coma.
Sonunda onu eve götürdük, hala komadaydı.
Literally, it could result in convulsions, coma, severe brain damage, and in some cases, mental retardation.
Kasılmalara, komaya, ağır beyin hasarına ve bazı durumlarda zihinsel geriliğe sebep olabilir.
Complicated, as in walking coma.
Yürüyen komadalar gibi karışık.
To wake her up from this deep coma your emotional strength is essential.
Onu bu derin komadan uyandırmak için duygusal açıdan güçlü olman çok önemli.
Thank God, your life is saved, but since then you're lying on a hospital bed in a state of coma.
- Tanrıya şükür, hayatını kurtardılar ama o zamandan beri hastanede koma halinde yatıyorsun.
I was drawing day and night my new comic to be able to publish it as soon as I wake up from coma!
Komadan çıktığım zaman yayınlansın diye gece gündüz çizim yapıyorum.
In a coma.
- Komada.
I thought that you are in coma.
Senin komada olduğunu sanmıştım.
I was in coma and he wanted to help me to regain consciousness.
Komada olduğumu ve bilincimin yerine gelmesi için bana yardım ettiğini sanıyordu.
Although he's in coma, he might have understood the meaning of this process.
Komada olmasına rağmen, içinde bulunduğu süreci kavrayabilmiş olabilir.
So he came to the conclusion, that you are in coma, and he's trying to save you with this method.
Komada olduğun kanısına vardı ve bu yöntemle seni kurtarmaya çalışıyordu.
We have no idea why they're attacking, and the guy with the answers is in a coma.
Neden saldırdıklarını hiç bilmiyoruz. Bilen adam da zaten komada.
He's in a coma.
- Komada.