Combination traduction Turc
2,963 traduction parallèle
We got an extremely rare combination of M.O. and ritual, even for a lust killer.
Son derecede nadir görülen bir M.O ve ritüel kombinasyonumuz var. Normal bir katil bile olabilir.
Rai, what's the combination?
Şifre ne Rai?
There must be some deep combination that we've missed.
Bir açıklaması olmalıydı... İçinde, bizim göremediğimiz... bir bit yeniği olmalı.
So the real issue is what makes people susceptible because it's the combination of a susceptible individual and the potentially addictive substance or behavior that makes for the full flowering of addiction.
Esas mesele, insanları hassas yapan şeyin ne olduğudur çünkü, bağımlılığı yaratan şey potansiyel olarak bağımlılık yapıcı maddeler veya davranışlar ile hassas bir bireyin karışımıdır.
We was on a good combination of meds...
İlaçları işe yarıyor gibiydi.
A combination of antidepressants,
Antidepresan karışımı,
Yes, um, every crime scene had the exact same combination of M.O. and ritual present.
Evet, her olay yerinde M.O.'nun aynı kesinlikte bağdaştırmaları ve hazır adetleri vardır.
No other combination of M.O or ritual is identical to Veronica's.
M.O.'nun diğer kombinasyonları ya da alışkanlık şekli aynı değildir.
Not even the can't-lose combination of boobs and fire can get me going anymore.
Kaybetme ihtimali olmayan meme-ateş kombinasyonu bile beni heyecanlandırmıyor.
It would be awesome to describe the combination.
Şifreyi kırarsak, daha da ilginç olur.
That's why Max wanted your locker combination.
Demek bu yüzden Max dolap şifreni istedi.
So it smells like a combination... of ass, farts, feet... and, um, a hint of balls in there too.
Buradaki koku kıç, osuruk, ayak ve bir miktar taşak kokusunun karışımı gibi olur.
Garcia, what we're looking for is a combination of purchases.
Garcia, sipariş kombinasyonları arıyoruz.
And... these two samples of rope had the same exact combination of components.
Bu iki halat örneğinde birebir aynı maddeler var.
Now that's a bad combination.
İşte bu kötü bir karışım.
No, I read the whole back cover and then I slept on it, and the combination worked.
Hayır, arka kapağın hepsini okudum sonra da üzerinde uyumuşum, ama bu birleşim işe yaradı.
That's a deadlock with a combination.
Açılması zor bir kilitti.
Real easy... it's a combination of everything that is my life.
Gerçekten kolay, bu hayatım olan her şeyin bir kombinasyonu.
A mysterious combination of emotional unawareness and acute intellect.
Duygusal bihaberlik ve keskin zekânın gizemli birleşimi.
The strongboxes were placed in a safe, to which only the rail guard knew the combination.
Kasalar daha büyük bir kasaya konuldu. Şifreyi yalnızca demiryolu bekçisi biliyordu.
I didn't have the combination.
Şifreyi bilmiyordum.
You could have noted the combination, Mr Cheevers.
Şifreyi not edebilirdiniz, Bay Cheevers.
Mr Shanly observed the combination to the safe, as did Cheevers.
Bay Shanly kasa şifresini okudu, Cheevers gibi.
So Don, this isn't a buy, strip and flip, we're offering a simple bootstrap deal, LBO or HLT, with a combination of syndicated loan and high-yield bonds, or a mezzanine arrangement, with floating instruments pegged to the London Interbank Offered Rate.
Şimdi Don, bu bir "al-hisseleri sat-bırak" işi olmayacak, bizim önerimiz.. basit bir hazırlık anlaşması, LBO ya da HLT, ortak kredi ve yüksek verimli bonolarla beraber tabi ; ya da Londra Merkez Bankası'nın faiz oranlarına sabitlenmiş menkul kıymetlerle bir ara anlaşma..
LSO or HRT, with a combination of syndicated loan and high-grain bonds, or a little mezzanine arrangement.
- LSO ya da HRT, ortak kredi ve yüksek gerilimli bonolarla beraber ; ya da küçük bir ara anlaşma...
How'd you know the combination to my safe?
Benim parola kombinasyonumu nereden biliyordun?
The combination was inevitable.
Bunların birleşimi kaçınılmazdı.
And this uniquely human combination of skills has enabled us to conquer the world.
Ve insanın bu eşsiz yeteneklerinin birleşimi, dünyaya hakim olmamızı sağladı.
On the surface we may seem an unlikely combination
Yeryüzünde alışılmadık bir ikiliyizdir belki
I see no combination of "you" and "l" that forms "we."
Seninle hiçbir şekilde birlik olmam ben.
- The public really needs to understand that no combination of alternative miracle fuels, or biodiesel, or ethanol, or nuclear, or sun, or solar, or used french fry potato oil, no combination of these things is going to allow us to keep a happy, motoring society going.
Halkın gerçekten şunu anlamaya ihtiyacı var ; alternatif mucizevi yakıtların, biyodizelin, ethanolün, nükleer veya güneş enerjisinin, trans yağın... tüm bunların mutlu, işleyen bir toplumda yaşamamızla bir alakası yok Bizler, kolay erişilebilir enerji kaynaklarının hepsini tüketmiş bulunuyoruz :
It's a combination of various shots to illustrate your driving style.
Sürüş tarzını göstermek için çeşitli görüntülerin birleşimi.
Or a combination of the two.
Ya da ikisinin birleşimi.
Worked at Blockbuster, Pizza Hut, Taco Bell combination Pizza and Taco Bell.
Blockbuster, Pizza Hut, Taco Bell ; hepsinde çalıştım. Pizza Hut ve Taco Bell karışımı bir yer.
Amazing combination, isn't it?
inanılmaz kombinasyon, öyle değil mi?
Great combination, isn't it?
Harika kombinasyon değil mi?
And he's the only one that knows the combination to the candy safe.
Ayrıca şeker kasasının şifresini bir tek o biliyor.
- It's a combination of...
- Kısaltma olarak... - Sen devam et.
A combination of Miller and Wasserstein.
Miller ve Wasserstein'in bir değişiği.
"And, they said that the only way you could get inside this room " was with the combination to this huge lock.
"Ve dediklerine göre, bu odaya girmenin tek yolu o büyük kilidin şifresini bilmekten geçiyormuş."
She has my combination- -
O benim giyim stilime sahip.
A peculiar combination.
Güzel bir kombinasyon.
Then, around 350 years ago, the truth about light was revealed through a combination of one man's genius and the clockwork orbits of the heavens.
Sonra, 350 yıl önce ışık hakkındaki gerçek, bir adamın dehası ve gökteki mekanik yörüngelerin birleşmesiyle ortaya çıktı.
A combination of 7 elements used to control the mind.
7 elementin kombinasyonu. Zihni kontrol etmek için.
It's this combination of long isolation and varied landscapes that's created the eccentric diversity of wildlife which makes this island so special.
Bu adayı bu kadar özel yapan şaşırtıcı derecedeki yaşam çeşitliliğini yaratan da işte bu uzun süren yalıtım ve tabiat çeşitliliğidir.
The combination is my birthday.
Şifresi doğum tarihim.
Can we get the combination to the safe from the panic room camera?
Sığınak odasındaki kameradan kasanın kombinasyonunu göremez miyiz?
That combination apparently fits the viewer profile of a gay man.
Evdeki bu hâl de eşcinsel bir adamın profilini çizmekte.
Most of these are combination locks.
Bunların çoğu şifreli kilit.
Winning combination.
Hoş birleşim.
That's a deadly combination.
Ölümcül bir birleşim.