Come and look at this traduction Turc
238 traduction parallèle
Just come and look at this bread!
gel de şu ekmeğe bir bak!
Come and look at this!
Gel de şuna bak.
Doctor, come and look at this.
Doktor, şunu görmelisin.
Sir. Would you come and look at this. Please?
Efendim gelip buna bir bakar mısınız lütfen?
Come and look at this one.
Gel de şuna bak.
Hazel, come and look at this.
Hazel, gel ve şuna bir bak.
Come and look at this.
Gel de şuna bir bak.
Could you come and look at this?
- Gelip bakabilir misiniz?
Albert, you gotta come and look at this!
Albert, gelip buna bakmalısın!
Come and look at this.
Şuna bir baksana.
- Come and look at this.
- Gel de şuna bak.
Come and look at this!
Gel de şuna bak!
Come and look at the view from this window.
Gelip şu pencereden manzaraya bakın.
Come and look at this
Gelin ve buna bakın.
Come on, let's go up and take a look at this big, important man.
Haydi gidip şu büyük, önemli adama bir bakalım.
Come and have a look at this!
Gel de şuna bak.
Come and look at this.
Gel şuna bak.
Hey Doctor? Mmm? Come here and have a look at this.
Doktor, gelip de şuna bak.
I look at this fiery swastika and cannot but wonder how could it happen that in Germany, a country with great cultural traditions, a mass of semi-literate, self-complacent and narrow-minded people that made every effort to turn human beings into raging barbarians had come to power.
Gamalı haç çizen bu insan seline bakıyor. ... ve Almanya gibi yüksek kültür seviyesine ulaşmış bir ülkenin, nasıl olupta bu yarı buçuk eğitim görmüş ve insanları herşeyi yapmaya hazır hale getiren fanatik barbarlara çevirdiğini anlayamıyorum.
Here, come and have a look at this a minute.
Şuna bir bakın.
Hey, come and look at this.
Hey, gel de şuna bir bak.
Come and take a look at this, O'Dreary.
Gel de şuna bir bak, O'Dreary!
Freddie, I want you to come outside and look at this goddamn view.
Freddie, dışarı gel de şu müthiş manzaraya bak.
I'll do this twice, and then I'll come and look at you and correct you.
Bunu iki kere yapacağım, ve sonra gelip varsa hatanızı düzelteceğim.
Come and take a look at this.
Gel de şuna bir bak.
Oh, yeah. Hey, Zaph, come and have a look at this.
Hey, Zaph, şuna bir bak.
Could you please come here and look at this?
Lütfen buraya gelip şuna bir bakar mısınız?
Didn't expect that kind of work in here. Hey, you guys, come over here and take a look at this.
Burada böyle bir şeyin olması mümkün değil. #
But we'd better have a look at HARP and come up with something pretty soon... or we will have to vacate this office.
Ama ya HARP konusunda çok yakında bir gelişme sağlayacağız... Ya da bu ofisi boşaltacağız..
Want to come in and take a look at this place?
Gelip bir göz atmak ister misin?
Jeffrey, come over here and look at this.
Jeffrey, buraya gel de şuna bak.
I know this will sound crazy... but would you come outside and look at my car?
Kulağa çılgınca geleceğini biliyorum ama dışarı çıkıp arabama bakmak ister misin?
Come here and look at this.
Gel de suna bir bak.
Lieutenant, you wanna come over and take a look at this?
Teğmen buraya gelip şuna bir göz atmak ister misiniz?
You'd better come and look at this.
Gelip, buna baksanız iyi olur.
Hey, darl, come and have a look at this.
Hey sevgilim, gel de şunu seyret.
Waycross, why don't you come up here and take a look at this?
Waycross, buraya gelip şunlara bir baksana.
This is just a place where people can come... where people who care... can come and see what he did, look at his paintings.
Burası sadece insanların gelebileceği, önemseyen insanların gelebileceği ve onun yaptığı eserlere bakabileceği bir yer.
Data... come here and take a look at this, would you?
Data, buraya gelip şuna bakar mısın?
Gar, come and take a look at this.
Gary, gelip şuna bir bak!
Come with me and look at this I've brought the thief you were looking for!
Gelin benimle ve şuraya bir bakın size aradıığınız hırsızı getirdim!
I'm glad you're enjoying this. Come up and take a look at Betty.
Buraya gel ve Betty'ye göz at.
You come in and look at this little house, then after a while you get used to it.
Gelip bu küçük eve bakıyorsun, bir süre sonra alışıyorsun.
Come here and look at this view.
Gel ve şu manzaraya bak.
Captain, you wanna come down here and take a look at this?
Hey Yüzbaşı, gelip buna bakmalısınız. Bir şeyler oluyor.
Come and have a look at this.
Gelip şuna bir baksana.
Captain, do you want to come and take a look at this?
Amirim, gelip buna bir bakmak ister misiniz?
You better come here and look at this.
- Ne var? Buraya gelsen iyi olacak. Şuna bir bak.
You must come here and look at this stuff.
Gelip şu giysilere bak. Korkutucu.
But I'd come up the big steps to the museum, and I'd come round the back here down to this room and look up at this angel.
Ama müzenin merdivenlerini çıkar, hemen bu odaya gelir bu meleğe bakardım.
[Ned] Okay, come on in... and look at this!
Peki, içeri gelin ve şuna bakın!