Commerce traduction Turc
856 traduction parallèle
I can assure you, Barb has a very keen sense of commerce.
Sizi temin ederim, Barb'ın ticaret anlayışı çok keskindir.
In view of your marvelous achievement on the new Stevens Bridge... the Chamber of Commerce would like you as their principal speaker at their banquet.
Yeni Stevens Köprüsü'nün yapımındaki harikulade başarınızın ışığında Ticaret Odası, vereceği yemekte sizin baş konuşmacı olmanızı dilemektedir.
We were discussing down at the Chamber of Commerce luncheon...
Ticaret Odasının yemeğinde...
Now, is that the way for one gentleman to talk to his colleague in commerce?
Bir beyefendi meslektaşlarıyla hiç böyle konuşur mu?
I hate to say this, but in a war of commerce, the North must win.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bu ticaret savaşını Kuzey kazanmalı.
Who's going to pay for all those buildings in Washington and interstate commerce?
Washington'daki binalar ve eyaletler arası ticaret için parayı kim verecek?
And as for interstate commerce...
Eyaletler arası ticarete gelince...
What is interstate commerce anyway?
Eyaletler arası ticaret de nedir kuzum?
If it wasn't for the interstate commerce nothing could go from one state to another, see?
Eyaletler arası ticaret olmasa... bir eyaletten diğerine hiçbir şey gitmezdi, anladınız mı?
I work for the Chamber of Commerce when I'm not on my regular...
Ticaret odasında çalışıyorum, eğer vaktim...
And the Chamber of Commerce... is sending me around to everybody to tell them.
Ve Ticaret Odası, bunu herkese bildirmem için beni gönderdi.
But along this lane of commerce... lie the shark-like teeth of the Florida Keys... where savage hurricanes come screaming out of the Caribbean... to drive tail ships onto the destroying shoals.
Ama bu ticari rota boyunca, Florida'nın keskin dişli köpekbalıkları var. Karayip'lerden gelen şiddetli fırtınalar tüm gemileri yıkıcı sahillere sürüklüyor.
We must know whether any group of men can endanger the safety of our seas... by preying upon American commerce.
Amerika'nın ticaretine balta vuran, hangi adamlar karşısında denizlerimizin tehlikede olduğunu bilmeliyiz.
Scientists, leaders of commerce, and industry, artists... even priests of God!
Bilim adamları, endüstri ve ticaret liderleri, sanatçılar... hatta Tanrının rahipleri!
Café du Commerce, Reims.
Café du Commerce, Reims.
The message says that only one of the two of us is to go the Café du Commerce.
Mesaja göre, sadece birimiz Café du Commerce'e gidecekmiş.
He was the one who went to the Café de Commerce in Reims.
Reims'ta Café de Commerce'e giden oydu.
No, Café de Commerce.
Hayır, Café de Commerce.
Ah, Café du Commerce?
Demek, Café du Commerce?
You will also remember that Stéphane had a meeting with the Resistance at the Café du Commerce.
Stéphane'ın Café du Commerce'de Direniş'le toplantısı olduğunu da hatırlayacaksındır.
But in Reims, the Resistance had identified them both and if Stéphane had gone to the Café du Commerce it's possible he may not have come out alive.
Lakin, Reims'ta Direniş ikisini de teşhis etti eğer Stéphane Café du Commerce'e gitmiş olsaydı muhtemel ki, dışarı sağ çıkamayabilirdi.
That's why he took Stéphane, not to the Café du Commerce but to the Café des Maronniers.
İşte bu yüzden Stéphane'ı Café du Commerce'e değil Café des Maronniers'ye götürdü.
Café du Commerce.
Café du Commerce.
I shall use force to stop these treacherous neighbors from throttling our commerce.
Ticaretimizi engellediklerinden, bu zengin komşularımızı durdurmak için güç kullanacağım.
And remind her that Tsar Ivan in Moscow is solely in charge of negotiations. That he orders and controls all commerce.
Ve ona, Moskova'da bulunan Çar Ivan'ın bütün ticareti kontrol ve düzenleme yetkisine sahip olduğunu hatırlatın.
Check the chamber of commerce, talk to the mayor.
Ticaret Odasına bak, Belediyeye git.
Two or three times a week, Max would haul up that enormous painting... that had been presented to her by some Nevada chamber of commerce... and we'd see a movie, right in her living room.
Haftada üç gün Max duvarda duran Nevada ticaret odasından hediye edilen tabloyu kaldırırdı. Oturma odasında film izlerdik.
Department of Commerce.
Annem sekreterdir.
We're not proposing him for the chamber of commerce.
Adamı Ticaret Odası'na kayıt etmiyoruz.
We're gonna have to watch all expenditures much more closely but by eliminating scholarships, adding a School of Commerce streamlining all the way down the line- -
Harcamaları daha yakından takip etmek zorunda kalacağız... Ama bursları ortadan kaldırıp ticaret okulu eklemek yolu biraz daha kolaylaştıracaktır.
Far out of the way of human commerce.
Ticaret için kullanılan yoldan oldukça uzaklaşmıştık.
But let us not descend to commerce until my story's done.
Ama lütfen hikayemi bitirinceye kadar kimse almak istemesin.
If you don't do it, I'm gonna report you to the Chamber of Commerce and have your license revoked.
Yapmazsan seni Ticaret Odası'na şikâyet ederim lisansın iptal olur.
If you don't look out, the Chamber of Commerce... is going to list you in their publicity with the local attractions.
Eğer Ticaret Odası'na dikkat etmezsen seni, yerli kişilerin dikkatini çektiğin için kendilerinin reklam panosuna alacaklardır.
They say you've had Commerce with the Devil.
Şeytan'la anlaşman olduğunu söylüyorlar.
According to Mr. Takanashi his grandfather was once the president of the Yokohama Chamber of Commerce.
Bay Takanashi'ye bakılırsa çocuğun dedesi Yokohama Ticaret Odası'nın eski başkanlarındanmış.
You know a fleet of Macedonian galleys has been raiding Roman commerce.
Bir Makedonya kadırga filosu Roma ticaret gemilerine saldırıyor.
Commerce
Ticaret.
I could talk on the hard, practical dollars-and-cents value of Christ in commerce.
Ticarette İsa'nın parasal değerinden..... bahsedebilirim.
Zenith Chamber of Commerce, Chairman of the Church Board. "
"... Zenith Ticaret Odası, Kilise Komitesi Başkanı. "
As far as I can see, she still wears the necklace from the secretary of commerce.
Yanlış görmüyorsam hala ticaret bakanın verdiği kolyeyi takıyor.
Pirates have cut off our Egyptian grain supply... and Spartacus raids the commerce of all south Italy.
Korsanlar Mısır'dan tahıl ikmalini kestiler... ve Spartacus tüm Güney İtalya'da ticareti yağmalıyor.
Minister of Commerce, Midas Papos.
Ticaret Bakanı, Midas Papos.
But the pressure of modern commerce... Is gradually pushing the independent trades out of existence.
Ama modern ticaret baskısı, varlığının dışındaki bağımsız ticareti yavaş yavaş bastırıyor.
Jingye Yidai in Commerce Department.
- Miyoko lnoue.
We respect your grief, but we must carry on our commerce... or Seriphos will fall under the domination of Argos.
Kadere saygılıyız, ama işimizi yapmak zorundayız... yoksa Seriphos, Argos'un egemenliği altına girecek.
Here, we join the Old Silk Road, along which the commerce and culture of a thousand years has travelled to and from Cathay.
Burada, Çin'den gelen ve binlerce yıldır birçok kültürün ve ticaretin seyahat ettiği eski ipek yoluna katılacağız.
Only the president of the Junior Chamber of Commerce.
Küçük Ticaret Meclisi'nin tek başkanıydı.
I'm very much afraid all the commerce from Burma for one year, sire.
Ben... Ben çok üzgünüm ki, Burma'dan bir yıl boyunca gelecek ticarî mallar, efendim.
The story of Jim begins when Queen Victoria's fleet of merchant ships served a vast empire of trade and commerce.
Jim'in hikayesi, Kraliçe Victoria'nın ticaret filosunun engin bir ticaret imparatorluğuna hizmet ettiği yıllarda başladı.
They're articles of commerce.
" Onlar ticari malzeme!
commence 20
comment 95
commercial 41
comments 39
commendatore 26
commercials 22
commentary 19
commence firing 19
comment 95
commercial 41
comments 39
commendatore 26
commercials 22
commentary 19
commence firing 19