Conceived traduction Turc
955 traduction parallèle
And Tymishko conceived, the Cossack intended...
Ve Tymishko müstakbel nişanlısı Kazak'tan gebe.
CONCEIVED A BIG BUSINESS and will glide high.
BÜYÜK BİR İŞ TASARLADIM yüksek kayma olacak
The man who conceived all this, you've made him out to be a bungling ass!
Tüm bunları tasarlayan adamı, beceriksiz birine çevirmişsiniz.
"Ave Maria, conceived without sin."
"Kutsal Meryem, günahsız doğdu."
Can you believe that lovely brow conceived of Frankenstein?
Bu şirin alnın Frankenstein'ı yarattığına inanabiliyor musunuz?
Poe only conceived it.
Poe sadece tasarlamıştı.
Four score and seven years ago our fathers brought forth, on this continent, a new nation, conceived in liberty and dedicated to the proposition that all men are created equal.
87 yıI önce... atalarımız bu kıtada, özgürlük içinde vücut bulmuş... ve bütün insanların eşit yaratıldığı fikrine kendini adamış yeni bir ulus yarattılar.
"conceived in liberty, " and dedicated to the proposition that all men are created equal.
" ve bütün insanların eşit yaratıldığı fikrine kendini adamış...
" testing whether that nation, or any nation so conceived, and so dedicated,
" ve kendini buna adamış herhangi bir ulusun ayakta kalıp kalamayacağını imtihan eden...
This film was conceived and directed by myself.
Bu filmin ortaya çıkartılıp yönetilme işi tamamen bana aittir.
Here, in this very study... the luminous facets of his brilliant mind conceived his outstanding theory... of the source of life.
Burada babam... mücevher değerindeki parlak zekasıyla hayatın kaynağı hakkında... nice teoriler üretti.
I suppose you've had a look at the pro, and he's desperately handsome... and you've conceived a schoolgirl crush on him.
Sanırım, öğretmeni gördün, inanılmaz yakışıklı ve ona liseli âşık kızı oynayacaksın.
Conceived for Susan Alexander Kane, half finished before she divorced him the still unfinished Xanadu.
Susan Alexander Kane için yapılmış, o Kane'i boşamadan önce yarısı tamamlanmıştı. ... Hala tamamlanmamış Xanadu.
And what, my good Mr. Holmes, could you have conceived that would have been so much more colorful?
Ya ne Bay Holmes bundan daha yaratıcı bir fikir olarak sizi tatmin edebilir?
It was Kindler who conceived the theory of genocide, mass depopulation of conquered countries.
Soykırım teorisini uygulayan Kindler'dı. Yendikleri ülkenin halkını yok etmek.
The clue of the dark coat and light hat was slim enough... and the nebulous figure conceived in the minds of the seven witnesses... and brought to life by an artist's pen was hardly much more.
Koyu renk palto ve açık renk şapka ipucu yetersizdi ve yedi tanığın zihninde tasarlanıp bir sanatçının kalemiyle canlandırılan belirsiz şahıs pek iyi değildi.
Joseph, son of David, be not afraid to take Mary as your wife.. because he has been conceived without sin.
Davud'un oğlu Yusuf, Meryem'i eş olarak almaya korkma çünkü o günahsız gebe kaldı.
Man is conceived in sin and born in corruption.
İnsan günahla döllenir, ahlaksızlığa doğar.
Willie was right. "A man is conceived in sin and born in corruption."
Willie haklıydı. "İnsan günahla döllenir, ahlaksızlığa doğar."
But he left them a gift they had not conceived. And he lifted darkness off the earth.
Ama adam onlara, akıllarına gelmeyen bir hediye bırakmış karanlığı yeryüzünden kaldırmıştır.
Many excellently conceived and meticulously planned murders have failed when the moment arrives to do the disappearing trick with the remains.
Çok mükemmel tasarlanmış ve titizlikle planlanmış birçok cinayet kalıntıları iyi temizlenmediğinde başarısız oldu.
I suddenly conceived a brilliant idea.
Birdenbire aklıma mükemmel bir fikir geldi.
- I'd conceived an image of you, Miss Jeffords... but it pales beside the actuality.
- Sizi gıyaben tanıyorum, Bayan Jeffords..... ama ilk kez tanışıyoruz.
Who could have conceived such a miracle?
Böyle bir mucizeyi kim gerçekleştirmiş olabilir?
The third volume of photographs conceived with Lélia.
Fotoğrafların 3. cilti Lelia ile tasarlanmıştı.
When I have conceived a plan, I will send you word.
Bir plan hazırladığımda, size haber göndereceğim.
It was conceived out of memory and half-forgotten impulse, and it emerged from the shadows of abstract emotions, until it was born full-grown from... the mechanical realities of my fingertips.
Anılar ve yarı unutulmuş güdülerden yaratıldı. Ve soyut duyguların.. ... gölgesinden çıkarak, parmak uçlarımın mekanik gerçekliğinde hayat buldu.
Now we're engaged in a civil war to determine whether any nation so conceived can long endure.
Simdi bir ic savas... ile yüz yüzeyiz böylesine tasarruf edilmiş bir ulusun, dayanabileceğini görmek için.
I never conceived the possibility of another man in your life.
Hayatında başka birinin olma ihtimalini bile düşünmemiştim.
But as a military operation, conceived and carried out, it was a farce.
Ama askeri bir harekat olarak tam bir komediydi.
OH, THIS IS A BIG EARTHSHAKING, HIGHLY COMPLICATED AND FANTASTICALLY CONCEIVED PRACTICAL JOKE, ISN'T IT?
Kocaman, yeri yerinden oynatan oldukça karmaşık ve müthiş işe yarar bir şaka, değil mi?
In other words, all of these folks were conceived and brought forth by the normal biological function known as sex?
Diğer bir deyişle bu insanların hepsi akıl edip, seks adıyla da bilinen normal biyolojik fonksiyonlarını yerine getirdiler.
EVERY FINE IDEA EVER THOUGHT, EVERY MARVELOUS INVENTION EVER CONCEIVED.
Neden? İnsanlar kendi kendilerini korkuttukları için korkuyorlar.
The lord's Angel announced to Mary et she conceived by the Holy Spirit.
Tanrının meleği Kutsal Meryem'e... Kutsal Ruh tarafından hamile bırakıldığını bildirdi...
Excitement has been at fever pitch since last night's radio report from the submarine Seaview that the admiral had conceived a plan which hopefully might extinguish the flaming Van Allen Belt.
Heyecan doruklardaydı, çünkü Seaview denizaltısından geçen gece gelen telsiz mesajında onun, yanan Van Allen kuşağını söndürebilecek bir plan geliştirmiş olduğu belirtiliyordu.
Something of benefit to the public or something that could conceivably be conceived as a benefit to the - Well, my job is to see that the public knows it. And what if this x Corporation does something bad?
Halkın yararına olan bir şey ya da halkın gözünde iyiymiş gibi görünen bir şey...
By means of hypnosis a practice that science has but recently freed from the service of black magic... we are able to produce a mental state in the patient. ... similar to that in which his symptoms were conceived.
Bilimsel bir uygulama olan ancak kara büyünün hizmetinden yeni kurtulmuş hipnozun yardımıyla tasarlanmış belirtilere benzer bir psikolojik durum meydana getirebiliyoruz hastada.
He conceived of a river that would go west.
Clinton, batıya akacak bir nehri tasavvur etmeye başlamıştı.
Well conceived, too.
İyi de tasarlanmış.
Do you realize that fluoridation is the most monstrously-conceived Communist plot we've ever faced?
Bu suya fulorid katma işinin canavarca düşünülmüş bir Kominist entrikası olduğunun farkında mısın?
I believe in God, the Father Almighty, creator of heaven and earth... and in Jesus Christ, his only son, our Lord... who was conceived by the Holy Ghost born of the virgin Mary... suffered under Pontius Pilate, was crucified, died and buried.
"Semanın ve yeryüzünün yaratıcısı kadir-i mutlak baba olan Tanrı'ya inanırım." "Ve de Rabbimizin yegâne oğlu olan İsa Mesih'e Kutsal Ruh tarafınca gebe bırakılan Bakire Meryem'in doğurduğu olana, Pontius Pilatus'un egemenliğinde ezilene, çarmıha gerilene, ölen ve gömülene."
Joseph, fear not to take Mary as your wife for she has conceived by the power of the Holy Ghost.
Ey Yusuf, Meryem'i kendine eş olarak almaktan çekinme. Çünkü onun rahminde oluşan, Kutsal Ruh'tandır.
... conceived in liberty, and dedicated to the proposition that all men are created equal.
... özgürlüğü tasavvur edin ve tüm insanlar eşit yaratılmıştır düşüncesine sadık kalın.
... civil war, testing whether that nation, or any nation so conceived and so dedicated, can long endure.
... bir ulusun veya herhangi bir başka ulusun uzun süre ayakta kalıp kalamayacağını sınayan büyük bir sivil savaş içindeyiz.
Without him the universe would be here, but it wouldn't be conceived.
O olmaksızın evren yine burada olurdu, ama kavranamazdı.
This elaborate plan... must have been conceived for some reason, what? Hmm?
Bu dikkatle hazırlanılmış plan, belli bir nedene bağlı olmalı.
And Cain knew his wife, and she conceived and bare a son.
Ve Kain karısını tanıdı, karısı hamile kalıp bir oğul doğurdu.
And Abram went in to Hagar and she conceived... and when it came near the time that she should bear a child...
Ve Abram Hacar'ın yanına girdi ve o gebe kaldı. Ve çocuğu doğurması yaklaşınca hanımı Saray gözünde küçüldü.
Einstein could never have conceived of something like this.
Einstein buna benzeyen bir şeyi hiç bir zaman hayal edemezdi.
Can the inconsistency of humanity be conceived?
İnsanoğlunun uyumsuzluğu önceden tasarlanmış olabilir mi?
Isn't that how I was conceived?
Ben ana rahmine böyle düşmedim mi?