Confidential traduction Turc
2,013 traduction parallèle
- Why? It's highly confidential.
- Bu, son derece gizlidir.
Someone stole the confidential files about Time Travel developed by many countries.
Birçok ülkeden zamanda seyahat etme kağıtları satıldı
In this confidential information is a sound recording of a survivor... performed prior of this study.
- Şimdi duyacağınız bant kaydı tek başına hayatta kalmayı başaran bir kişiye aittir.
- That's confidential, sir.
- Bu gizlidir efendim.
- If it's confidential, how the hell am I supposed to know if I see one?
- Gizliyse onu görünce nasıl tanıyacağım?
That information is confidential.
O bilgiler gizlidir.
Is there not any confidential male guy stuff anymore?
Erkek erkeğe bir şey konuşamayacak mıyız artık?
If you're not a relative, that's confidential information.
Akrabası değilseniz bilgi veremeyiz.
That list is confidential.
Bu liste gizlidir.
Begging your pardon, I'm entrusted with confidential items every day...
Affedersiniz ama her gün gizli saklı işler yapıyorum zaten.
Now, do you know what a confidential informant is?
Gizli muhbirin ne olduğunu biliyor musunuz?
Not a PI. It's confidential.
Polis olmaz, gizli bilgi.
" Confidential.
" Gizli.
Tommy, that s a confidential file.
Tommy, o gizli bir dosya.
It's confidential.
Bu gizli bilgidir.
You know, I'm sorry, buddy, it's spy stuff ; it's confidential.
Bak, üzgünüm dostum. Ajanlık olayı, gizli bilgi.
Confidential. Hmm.
Gizli bilgi.
General, are you suggesting that I exploit my sister and / or brother-in-law to acquire confidential medical records for governmental use?
General, gizli tıbbi kayıtları hükümet adına kullanmak için ele geçirmek için kız kardeşimden veya eniştemden yararlanmam gerektiğini mi ima ediyorsunuz?
- The C stands for "confidential." Oh.
"G" harfi gizlilik anlamına geliyor.
It contains confidential data of our clients.
İçinde müşterilemizin gizli verileri var.
I mean, he was a clearinghouse for confidential information.
Adam tamamen gizli bilgiler yuvası.
Mr. Roscoe, you may keep your sources confidential.
Bay Roscoe, kaynaklarınızı gizli tutabilirsiniz.
If it affects NCIS, it's my job to speak up. But as far as the innermost thoughts of the field agents are concerned, it's my job to make sure that they stay confidential.
NCIS'i etkileyen bir şey olursa anlatmak zorunda kalırım ama ajanların en gizli düşüncelerini gizli tutmak benim görevim.
So you had access to confidential patient records, addresses, paperwork.
Yani, hasta kayıtlarına erişim imkanın vardı. Adresler, kağıt işleri.
- This mission is confidential.
- Gizli bir görevdeyiz.
This is a confidential mission.
Bu gizli bir görev.
Well, Paul, you know that that conversation is confidential, but listen, this girl came to me.
Paul, aslında bu özel bir konuşmaydı ama dinle, kız kendisi bana geldi.
It's totally confidential.
- Çok gizli bilgiler bunlar.
You know that those are confidential.
Biliyorsun ki bunlar gizli dosyalar.
I'm sorry, but that's confidential.
Üzgünüm ama bu bilgi gizlidir.
Interesting, but could you walk away now, because I'm on confidential police business here?
Çok ilginç, ama lütfen uzaklaşır mısınız? Polisle ilgili gizli bir konu görüşüyordum.
So, who's this confidential witness that's got gibbs So gung-ho about taking this guy down?
Şu gizli tanık kim ki Gibbs, katili yakalamak için bu kadar hevesli?
Confidential.
Gizli.
I know it's been a while, But it's, uh, still my job To dig up confidential information.
Biraz zaman geçti biliyorum ama, işim hâlâ gizli bilgileri ortaya çıkarmak.
Group therapy is confidential.
Grup terapileri gizlidir.
My conversations with the kids are confidential.
Çocuklarla olan konuşmalarım özel.
I know it's called Confidential Informant, but I ain't got no time for confidential.
"Gizli muhbir" diye geçtiğimi biliyorum ama gizliliğe ayıracak vaktim yok.
The ones used to cover something confidential.
Önemli bilgilerin olduğu kısımlar.
I'm going to have to admit I have a confidential informant in the Willow house.
Willow evine gizli bir muhbirimin olduğunu itiraf etmem gerecek.
You lost a confidential informant.
Güvenilir bir muhbiri kaybettin.
He's a former confidential informant.
Adam eski bir gizli muhbir.
I need you to fill out this form indicating that you won't disclose any confidential information except as a means of locating Mr. Brooks.
Bay Brooks'un nerede olduğunu bulmaya çalışmak hariç tüm gizli bilgileri ifşa etmeyeceğine dair bir form doldurman gerek.
There's no way an IA officer is gonna give up the name of a confidential informant.
Bir T.S memurunun, gizli bir muhbirin ismini söylemesine imkan yok.
Well, according to the victim's father, there was a confidential business file on this desk that's gone missing.
Kurbanın babasının dediğine bakılırsa, masanın üzerinden kaybolan gizli bir iş dosyası varmış.
A confidential source.
Gizli bir kaynak.
You're the West coast head of media operations, and you tell an employee about a confidential layoff list?
Siz, Batı sahilinin medya etkinliklerinin liderisiniz ve çalışanlardan birine gizli bir işten çıkarılma listesini mi söylüyorsunuz?
Father, I'm not trying to tell you how to do your business, but aren't those things supposed to be confidential?
Peder, size işinizi öğretmeye çalışacak değilim ama böyle şeylerin gizli kalması gerekmez mi?
Forcefully intimidating a witness is a serious and confidential accusation.
Bir tanığı güçlüü bir şekilde tehdit etmek oldukça ciddi ve gizli kalması gereken bir ithamdır.
This is her basic information, and everything else is confidential.
Bu onun temel bilgileri, geri kalan her şey gizlidir.
And everything you say in this room is completely confidential.
Söylediğin herşey kesinlikle aramızda kalacak. Bu konuda seni temin ederim.
Confidential things, yeah.
Gizli şeyler hakkında. Evet.
confidentiality 20
confidentially 27
confidence 170
confirmation 25
confident 138
confirmed 302
confirm 89
confiscated 16
confirm it 18
confirming 16
confidentially 27
confidence 170
confirmation 25
confident 138
confirmed 302
confirm 89
confiscated 16
confirm it 18
confirming 16