Conscience traduction Turc
4,246 traduction parallèle
So which one of you human beings has a conscience?
Hangi insan böyle bir vicdana sahiptir?
For your dying wife and kids... you can ignore your conscience and principles for once.
Ölmek üzere olan eşin için, çocukların için bir kereliğine vicdanına ve ilkelerine sırtını dönebilirsin.
At that moment when I betrayed my conscience and used black magic.
Şimdi kendime ihanet ettim ve kara büyüyü kullandım.
Do you really have no conscience?
Sen de cidden hiç vicdan yok mu?
Does not give you a clear conscience inviting me.
Beni de davet ederek vicdanını rahatlatmaya çalışma.
I have a conscience too.
Benim de bir vicdanım var.
I could not live with that on my conscience.
Vicdanım yaşamama izin vermezdi.
What happened to your conscience?
Vicdanına ne oldu?
I've thrown away all my pride and conscience just so that I could scout you.
Seni izleyebilmek için, tüm gurur ve değerlerimden vazgeçtim.
Here was this young actor that we knew from some of his early work and Social Network who, when he auditioned, just literally embodied Peter, and the conscience and the hunger and the wisdom and the wit of this kid.
Önceki işlerinden ve Social Network'ten tanıdığımız genç bir oyuncu vardı. Deneme çekimi yapıldığında kelimenin tam anlamıyla Peter'ı ve bu çocuğun bilincini, açlığını bilgeliğini zekasını içine barındırıyordu.
This could be you... deviant sociopath with clear lack of conscience.
Bu sen olmalısın bilinç eksikliğine dayalı cinsel sosyopat.
His conscience will not let him sleep.
Vicdanı uyumasına izin vermeyecek.
I surrendered to you because, despite your attempt to convince me otherwise, you seem to have a conscience, Mr. Kirk.
Ben sana teslim oldum çünkü beni aksine ikna etmeye çalışsan da, vicdanlı birine benziyorsun, Bay Kirk.
Some would say Chomsky is just true to his conscience.
Bazıları Chomsky'nin vicdanına doğru geleni yaptığını söylüyor.
You're gonna forget everything, so your conscience will be clear. But don't worry.
Ama endişelenme.
Well, he grew a conscience.
Vicdan yaptı.
We're vulnerable to qualms of conscience like anyone else.
Herkes gibi bizlerde vicdani çekincelere karşı savunmasızız.
That will stop your conscience bothering you.
Bu, seni rahatsız eden vicdanını durduracak.
Your dad must have a guilty fucking conscience
Babanın vicdanı baya rahatsız olmalı.
I don't know Maybe he's got a guilty conscience
Bilmiyorum. Belki vicdanı rahatsızdır.
He's a tonicless hack without a brain or a conscience who doesn't give a damn about you or your novel!
O ne sana ne de romanına değer vermeyen beyinsiz vicdansız, yeteneksiz bir asalak!
I just want to tell you : by doing that, you will be releasing your conscience as well, and your conscience will devour you.
Bu şekilde yaptığınızda, vicdanınızı da bir gün pazara çıkartacağınızı ve vicdanınızın da mahvınız olacağını söylemek istiyorum.
No need for a bad... how would you say mauvaise conscience?
Kötüye gerek yok...'kötü vijdan'ı nasıl söylüyorsun?
- Conscience?
- Vicdan?
- Conscience.
- Vicdan.
We say conscience and you say...
Biz vijdan diyoruz siz de...
- Conscience. - Conscience.
-'Vicdan'. -'Vicdan'.
Does your conscience bother you?
Vicdanın seni rahatsız etmiyor mu?
My conscience is clean.
Benim vicdanım temiz.
You wouldn't want to give your father a guilty conscience now, would you?
Babanın vicdan yapmasını istemezsin şimdi, değil mi?
I see her, and my conscience screams at me.
Onu görebiliyorum, ve vicdanım bana bağırıp duruyor.
I n... maybe I'm just growing a conscience about this whole thing.
Ben... belki de biraz vicdanımı rahatlatıyorum gibi geliyor bana.
You're not really a conscience kind of guy, kip.
Vicdan mı, senin vicdanla pek işin olmaz Kip.
You waltz in here like a fucking clown, you tell me how to raise my kid, the kid that you pick up once a month and decide you have a fucking conscience about. You know what?
Burada gelip palyaço gibi tepiniyorsun bana kızımı nasıl büyüteceğimi söylüyorsun hem de şu ayda bir gelip aldığın kızını ve bunun hakkında bilinçli olduğuna karar veriyorsun.
How can you live and breathe with such a crime on the conscience?
Böyle bir suçla vicdanen nasıl yaşayıp nefes alabiliyorsunuz?
and with your conscience.
Ben sadece olup olmadığını... görmek istiyoruz.
He gave up almost 3 years in his prime, millions of dollars so that he could stand up for what his conscience told him was right.
En iyi zamanında üç yıla yakın ara verdi. Vicdanının doğru bildiği şey için gerekli milyonlarca doları reddetti.
His belief's a matter of conscience, Warren.
Adamın inancı vicdan meselesi.
Does someone have a guilty conscience?
Acaba birimiz suçlu bir vicdana mı sahip?
Make sure that you have the right of conscience.
Vicdanınızın temiz olduğuna emin olun.
There are lots of people I'd like to kill without my conscience being too much troubled.
Vicdanım pek fazla sızlamadan öldürmek isteyeceğim bir çok insan var.
She said something about the dictates of her conscience.
Vicdan hakkında birşeyler söylemişti.
His weakness was his conscience.
Zayıflığı vicdanıydı.
Yeah? You appreciate how heavily it'll weigh on my conscience if you do die?
Eğer ölürsen vicdanımda ne kadar büyük bir yük olacağının farkında mısın?
A reminder she's human. She has a conscience.
İnsan olduğunu, bir vicdanı olduğunu hatırlatmak istedim.
"Though in the trade of war I have slain men, " yet do I hold it very stuff o'the conscience
" Savaş sanatında insanlar katletmeme rağmen uydurma bir cinayet işlememek için vicdanımı tutuyorum.
Poor, tragic Lucky Dyson, who'd turned to drugs to obliterate her guilty conscience.
Zavallı, acınası Lucky Dyson, suçlu vicdanını rahatlatmak için kendini uyuşturuculara vermişti.
And I, in good conscience, cannot allow such an abuse of your position to go unnoticed.
Ve benim vicdanım, böyle birşeyi görmezden gelmeme müsade etmiyor.
It's a matter of conscience, sir.
Bu bir vicdan meselesi, efendim.
I find it tends to cleanse my conscience, like a Catholic, you know, saying those Hail Marys.
Bu şekilde davranıp, vicdanımı temizliyorum.
We don't always need the law be-cause we have our guilt and our conscience..
Her zaman kanuna ihtiyacımız yok.