Cookware traduction Turc
32 traduction parallèle
They're typical of 2nd-century Marlonian cookware.
2. yüzyıl Marlonia'sının tipik yemek pişirme gereçleri.
We have the down comforter and the cookware you liked.
Sizin beğendiğiniz yorgan ve tencere setinden var.
And I bought a whole new set of cookware and a water pick.
Tam bir tencere seti ve ağız için su pompası aldım.
I'm sure the folks at MIT would be happy to know their million-dollar probe also makes fine cookware.
MIT bu millet kendi milyon dolarlık soruşturmasını bilmekden mutluluk duyacaktır. Ayrıca yemek Pişirme yapar.
Let me answer that question with cookware.
Bu soruya şöyle cevap vereyim... tava!
This is why you always want to use cast-iron cookware.
Bu, pişirme cihazı olarak dökme demirden yapılmış malzeme kullanmamızın sebebidir.
Oh my gosh! It's all new cookware! Oh, sorry.
Tanrım, yeni tencere takımı.
The first time I got the rash was when I was washing the copper cookware.
İlk kızarıklıklar da bakır kap kacağı yıkarken olmuştu.
Ancient traditional cookware.
Eski geleneksel bir yemek aleti.
Cookware?
Yemek aleti mi?
Frozen foods, cookware, a chain of restaurants.
Dondurulmuş yemek. Yemek programları. Restoran zincirleri.
What brings you to cookware?
Buraya hangi rüzgar attı seni?
You know, I'm just trying to sell the cookware.
Biliyorsun, ben sadece tencere satmaya çalışıyorum.
Cookware?
Mutfak ürünleri?
In the cookware department, no less.
Mutfak ürünleri bölümünde, artık değil.
Two hours in traffic with a carload of cookware. - I can cross that off my bucket list. - No, it wasn't.
Çeviri : nazo82 İyi seyirler.
And my nana's cookware is a joke.
Anneannemin aşçılığı şaka gibi.
This is the trace we found on the victim's neck. PFBS is used in food packaging, nonstick cookware, furniture protectorate.
PFBS gıda ambalajlarında, yapışmaz mutfak aletlerinde, mobilyaların muhafaza edilmesinde kullanılıyor.
I'm sure the folks at MIT would be happy to know their million-dollar probe also makes fine cookware.
MIT'dekiler milyon dolarlık sondalarının tencere olarak kullanıldığını öğrendiklerinde mutluluktan havaya uçacaklarına eminim.
- I'll get her some new cookware. And an apron with two fried eggs on the chest and a strip of bacon on her... wow.
Ve ben de ona tencere seti ve göğsünde iki omlet resmi ve altında biftek dilimi olan bir önlük alırım.
- Cookware?
Tencere seti mi?
- I'm still not quite sure how all your cookware ended up at the bottom of the pool, but you're welcome.
Tüm yemek setinin havuzun dibinde ne işi olduğunu anlamış değilim ama, rica ederim.
My cookware guy is going out with a flight attendant.
Tencereleri aldiğim toptanci, bir hostesle çikiyor.
It's important to have the proper cookware.
İyi bir tencereye seti şart!
- I don't think we have the right cookware for that...
- Sanırım bunun için kap kacak almaya...
You sure do have some fine cookware, Mr. Givens.
Çok güzel tencereleriniz var, Bay Givens.
Do you even own any cookware?
Senin evinde yeterli mutfak eşyası yoktur.
Mainly cookware.
Daha ziyade yemek pişirme malzemeleri üzerine.
- Yes! -... all of the cookware...
- Tüm tencere tavayı da?
All right, we'll start with the nine grand in copper-bottom cookware.
- Tamam, harika. Pekâlâ, servise 9 bin dolar değerindeki bakır tencerelerle başlarız.
Buy my cookware!
Tencere setimden alın!
Fornicating with our cookware!
Mutfak eşyamızla zina yapıyorlar!