Cooperate traduction Turc
3,012 traduction parallèle
See if they'll cooperate and give us a name.
Bakalım bizle işbirliği yapıp isim verecekler mi?
I expect your constabularies to cooperate in the future.
Gelecekte işbirliği yapabilmek için polis ekibini bekliyoruz.
Tell An Shigeng that for the right price, I'm willing to cooperate.
Doğru fiyatlandırma için bunu An Shieng'e söyle, işbirliği yapmaya hazırım.
They're willing to cooperate on a very limited basis.
Çok sınırlı şartlar altında iş birliği yapmayı kabul ettiler.
What happens if I don't cooperate?
İşbirliği yapmazsam ne olur?
But every minute that you stall, every minute that you don't cooperate to help us find where your son is, he's getting into deeper and deeper trouble.
Ama oğlunuzun nerede olduğunu bulmamıza yardım etmediğiniz her an oğlunuzun başı biraz daha fazla derde gidiyor.
- We'd like a list of your clients. - Oh, I'm happy to cooperate.
- Müşterilerinizin bir listesini alabilir miyiz?
However, should you cooperate with the murder investigation, we would guarantee suspended sentences on the vandalism charges and your clients will ride away free men on their bikes.
Öte yandan, cinayet soruşturmasında işbirliği yaparsanız vandalizm cezalarını ertelemeyi garanti ediyoruz. Müvekkilleriniz de motorlarına binip özgürce gidebilirler.
So if I were you, I'd cooperate.
O yüzden senin yerinde olsam, işbirliği yapardım.
Cooperate with what?
Neyle işbirliği yapsın?
Sir, if you cooperate, we can make that clear to the people who want to kill Diego.
İş birliği yaparsanız, Diego'yu öldürmek isteyenler de bunu anlayacak.
We cooperate. That's the fastest way to get Debbie medical care.
Debbie'yi en hızlı şekilde hastaneye ulaştırmamız için tek yol bu.
Well, you do have that legal right- - this is strictly voluntary- - but I would like to ask you all to refrain from spreading false rumors about any classmates who refuse to cooperate.
Yasal olarak buna hakkınız var. Bu tamamen gönüllüğe dayanıyor. Ama sizden işbirliğini reddeden arkadaşlarınızla ilgili kesinlikle etrafta yalan yanlış haberler, bilgiler vermenizi istemiyorum.
Unless you want that mission to be suddenly very much on the books... I suggest you cooperate.
Görevin birden kayıtlara geçmesini istemiyorsan işbirliği yapmanı öneririm.
We will not cooperate with the enemy in service, sir.
Biz herhangi bir konuda düşmanla işbirliği yapmayacağız, efendim.
Then cooperate by filing the proper paperwork.
O zaman formaları doldurarak işbirliği yapın.
If your partners have any brains at all, they'll go outside, surrender themselves, take the ride in and cooperate.
Ortaklarının birazcık aklı varsa teslim olur, arabaya binip, işbirliği yaparlar.
Listen, the sooner you cooperate, the sooner you'll get help.
Ne kadar erken iş birliği yaparsan, o kadar erken yardım alırsın.
She's says she's going to cooperate with me on my book.
Kitabım için benimle işbirliği yapacağını söylüyor.
Cooperate with the police and the military and be advised to evacuate immediately.
Polis ve askeri birlikler işbirliği içinde acilen halkı tahliye etmek için emir almışlardır.
We are determined to cooperate with any friend of Uganda To ensure that this mindless killing and slaughter is ended
Akılsızca işlenen cinayetlerin ve katliamın bitmesini sağlamak için Uganda'dan kim olursa olsun işbirliği yapmaya kararlıyız.
Yeah, they all want us to cooperate.
Elbette, zaten tek yapmamızı istediğiniz şey işbirliği.
I gave you a lot of chances to cooperate.
Sana işbirliği yapman için çok fırsat tanıdım.
Agent Cameron, letting me know that hes been in contact with your commander, Mr. Esher, and that I am to... cooperate fully from here on in with Section Six...
Şefiniz Bay Esher'la konuştuğunu söyledi bana ve Altıncı Bölüm'le tam bir iş birliği içerisindeyim.
But if you don't cooperate, you're gonna be absolutely dead.
Ama işbirliği yapmazsan, kesinlikle öleceksin.
I'm here to see if you can cooperate on this- -
Benimle işbirliği yapmanız için buraya geldim...
They said, you cooperate with me, your brother's sentence will be reduced to time served, and both of you get a free ride into WITSEC.
Dediklerine göre benimle anlaşırsan kardeşinin cezası düşürülecek ve ve ikinizde tanık koruma programına alınacaksınız.
We'll cooperate. Just tell me what you need.
Bana ne istediğinizi söyleyin.
Uh, I'll cooperate.
İşbirliği yapacağım.
Let me cooperate, please.
İzin verin işbirliği yapayım, lütfen.
And Chief Johnson refuses to cooperate.
Ve Amir Johnson işbirliğini reddediyor.
Do you know what's gonna happen if you don't cooperate?
Biliyor musun eğer anlaşmazsan neler olacak?
Well, it's not like people are exactly rushing to cooperate with someone investigating the commissioner's pal.
Bu dava insanların Emniyet Müdürü'nün dostuna karşı yapılan bir soruşturmada işbirliği için can atacağı bir durum gibi görünmüyor.
If you want him to cooperate, we need to treat him with respect.
İşbirliği yapmasını istiyorsanız ona saygıyla yaklaşmamız gerekecek.
If you agree to testify and cooperate, you'll be put back in contact with your sister, who's already agreed and been relocated with a new identity.
İfade vermeyi kabul edip işbirliği yaparsan kız kardeşinle bağlantı kurabileceksin, o kabul etti ve yeni bir kimlikle yeni bir yere yerleştirildi.
When Mr. Ostrovsky still refused to cooperate, the defendant put that gun to the head of Irina Ostrovsky and pulled the trigger.
Bay Ostrovsky gene de kabul etmeyince sanık silahı Irina Ostrovsky'nın başına dayadı ve tetiği çekti.
Feel free to shoot him in the head if he doesn't cooperate, Corky.
İşbirliği yapmazsa kafasına sıkabilirsin Corky.
Your friends want me to convince you to cooperate, so the doctor will sign your release papers.
Arkadaşların, doktorlardan çıkış izni alman için seni ikna edeyim istediler.
Well, I'd be a little more excited if I could get this damn thing to cooperate.
Şunu bir takabilsem, bende daha heyecanlı olacağım.
So if you want to stay here and use this facility to decode Pelant's handiwork, you'll cooperate with Dr. Edison.
Eğer burada kalıp, Pelant'ın şifresini bu tesisi kullanarak çözmek istiyorsan, Dr. Edison ile işbirliği yapacaksın.
That's why you should cooperate with us!
Bu yüzden bizimle iş birliği yapmalısınız!
Cooperate, now, okay?
Dediklerimi yap, tamam mı?
Cooperate.
Böyle devam et.
All I need from you is to cooperate.
Senden istediğim tek şey işbirliği yapman.
But I think if she saw the information we're seeing, she could be convinced to cooperate.
Ama bence elimizdeki bilgileri o da görürse işbirliği yapmaya ikna olacaktır.
So we sure that you're gonna cooperate as well. "
"Sizin de işbirliği yapacağınızdan eminiz."
You need to cooperate.
- İşbirliği yapman lazım.
So please say whatever you have to say. Cooperate.
O yüzden ne söylemen gerekiyorsa söyle ve işbirliği yap.
Did Violet send you to tell me to cooperate?
İşbirliği için Violet seni mi yolladı?
And if you cooperate, the judge might spare you the chair.
Eğer işbirliği yaparsan, elektrikli sandalyeden yırtabilirsin.
I'm very happy to cooperate with your investigation, but as this is a commercially sensitive area,
Soruşturmanıza yardımcı olmayı çok isterim ama burası ticari bakımdan hassas bir bölge.