Copenhagen traduction Turc
686 traduction parallèle
One of the Copenhagen Vases, eh?
Kopenhag vazolarından birini?
Then we go on tour - Rome, Vienna, Copenhagen, Stockholm, then America.
- Roma, Viyana, Kopenhag, Stuttgart, sonra da Amerika.
Then meet me at havnegade in copenhagen at 1 : 00am.
Sonra Kopenhag'daki Havnegade'de saat 1'de benimle buluş.
She's going to copenhagen.
Kopenhag'a gidiyor.
- When mum was in copenhagen...
- Annem Kopenhag'dayken...
From copenhagen?
Kopenhaglı?
I understand you're travelling to copenhagen?
Kopenhag'a gittiğin doğru mu?
Do you often travel to copenhagen?
Sık sık gidiyor musun oraya?
I must admit, i'm irritated over your sudden trip to copenhagen.
Kabul etmeliyim ki bu ani Kopenhag yolculuğun beni rahatsız etti.
Spring in copenhagen.
Kopenhag'da bahar mevsimi.
Your flight to copenhagen is a sign of your bad state of mind.
Kopenhag'a gidişlerin, senin de haleti ruhiyenin iyi olmadığına işaret.
- We were to meet in copenhagen.
- Kopenhag'da buluşacaktık.
We met on the train and strange as it sounds, he's also off to copenhagen.
Trende karşılaştık, işe bakın ki o da Kopenhag'a gidiyormuş.
The first nibble I got on that was up in Copenhagen... in a flea circus.
Elde ettiğim ilk bilgi kırıntısı Kopenhag'daydı... pire sirkinde.
Oh, sure, the old ramrod sits in her castle in Copenhagen biting her nails because she's waiting for Sarah Bernhardt here to give her performance.
Tabii ya, yaşlı hanımefendi şimdi Kopenhag'daki sarayında oturmuş, Sarah Bernhardt gelecek ve gösteri yapacak diye heyecandan tırnaklarını yiyiyordur.
That's all the more reason for you to go with me to the empress in Copenhagen.
Bütün bunlar, benimle birlikte Kopenhag'a gitmek için kuvvetli neden sayılırlar.
We'll go to Copenhagen?
Kopenhag'a gidiyor muyuz?
We have it every day the king is here in Copenhagen.
Kralın Kopenhag'da olduğu zamanlar her gün yapılır.
As soon as she is properly introduced to Copenhagen.
Kopenhag'da gereği gibi tanıtılır tanıtılmaz.
Yes. Probably it is Copenhagen all over again.
- Aynı Kopenhag'daki gibi.
Yes. I began to think back in Copenhagen.
Kopenhag'da farkettim.
I was three weeks in Copenhagen, almost all of which I spent with Her Majesty.
Kopenhag'da üç hafta kaldım, hemen her gün majesteleri ile birlikteydim.
For example, who got us out of Copenhagen?
Mesela, kim bizi Kopenhag'tan çıkardı?
Think he'd already booked us to Stockholm and Copenhagen.
Stockholm ile Copenhagen'de yerimizi çoktan ayırtmıştı sanırım.
I'll write to Copenhagen for my birth certificate.
Kopenhagdan doğum belgelerimi isterim.
I'm going home to Copenhagen.
- Kopenhag'a dönüyorum.
"I'm going home to Copenhagen."
- "Kopenhag'a dönüyorum".
I'm Russian... but born in Copenhagen.
Hayır.Rusum... Ama Kophenag'da doğdum.
Oh Nadine, what was it you used to say in Copenhagen?
Oh Nadine, Kopenhag'da ne dediğini söyler misin?
We're delighted to invite our passengers to spend the night in Copenhagen due to a problem with the motor.
Sayın yolcularımızı motordaki bir sorundan dolayı... Kopenhag'da bir gece geçirmeye davet ediyoruz.
Remember those two trips you made for us from Berlin... to Copenhagen and Helsinki?
Berlin'den Kopenhag ve Helsinki'ye yaptığın o iki geziyi hatırlıyor musun?
Copenhagen, the second week in April.
Nisanın ikinci haftası. Sanırım 12.
Very big. $ 50,000 to Copenhagen... 100,000 deutsche marks to Helsinki.
50 bin dolar Kopenhag'a, 100 bin Alman markı Helsinki'ye.
Letters to the banks in Copenhagen and Helsinki... asking for a statement of any recent withdrawals by your two partners.
Kopenhag ve Helsinki'deki bankalara iki ortağın tarafından son zamanlarda yapılan para çekimi raporlarını istemek için mektup gönderilecek.
The Copenhagen letter.
Kopenhag alfabesiyle.
Within a week we should at least know the dates... when Rolling Stone was last in Copenhagen and Helsinki to draw the money.
En az bir hafta içinde Rolling Stone'un en son ne zaman Kopenhag ve Helsinki'de para çekmek için bulunduğunu öğrenmiş olmalıyız.
What about it? The money in Copenhagen.
Para Kopenhag'da.
The date it was drawn coincides with the two-days visit Mundt... paid to Copenhagen in April.
Mundt'un Nisan ayında Kopenhag'a yaptığı iki günlük ziyaretin tarihiyle de uyuşuyor.
Then how'd you make the Copenhagen contact?
O zaman Kopenhag'la nasıl bağlantı kurdunuz?
I was going to get one in Copenhagen, but I just didn't have time.
Kopenhag'dan alacaktım ama vakit olmadı.
Did an operation in Copenhagen just two months ago.
Kopenhag'daki bir ameliyattan yeni döndü.
Two in Hamburg, one in Rotterdam, two in Antwerp, one in Hull, one in Stockholm, one in Copenhagen, and three in the North Sea.
İki tane Hamburg'ta, bir Rotterdam'da iki Antwerp'te, bir Hull'da, bir Stockholm, bir Kopenhag'ta ve üç tane de kuzey denizinde var.
- Gdansk to Danzig, you know, by air to Copenhagen... by air again to London.
- Gdansk'dan Danzig'e, biliyorsunuz, hava yoluyla Kopenhag'a... sonra tekrar hava yoluyla Londra'ya.
If that was... if that was Copenhagen... it's less than an hour and a half to go.
Eğer bu... Eğer bu Kopenhag için olsaydı... gitmek için bir buçuk saatten az bir zaman kalmış olurdu.
What about the long nights spent together in Copenhagen?
Peki ya, Kopenhag'da geçirdiğimiz o uzun geceler?
I've never been to Copenhagen.
Kopenhag'a hiç gitmedim.
Yes, dear doctor, I experienced something quite new in Copenhagen.
Evet, sevgili doktor, Kopenhag'da önceden yaşamadığım yepyeni bir şey yaşadım.
From the time Mr. Helm arrives in Copenhagen... he will have 48 hours to accomplish his mission.
Bay Helm Kopenhag'a geldikten sonra... görevini tamamlamak için 48 saati olacak.
It's a pleasure to welcome you to Copenhagen.
Sizi Kopenhag'da ağırlamak bizim için mutluluk.
However, I've notified Matt that I'm on my way to Copenhagen.
Ancak Matt'e, Kopenhag'a doğru yola çıktığımı bildirdim.
I'm on my way to Copenhagen.
Ben Kopenhag'a gidiyorum.