Corpses traduction Turc
1,552 traduction parallèle
We need you to awaken all of the corpses in Jiang's house.
Jiang'ın evindeki bütün ölüleri uyandırmanız gerekiyor.
We better burn all of these corpses.
Bu cesetleri yakmalıyız.
There may be other corpses, we have to burn them too!
Başka cesetler de olabilir. Onları da yakmalıyız!
We suspect that all these corpses could turn into vampires, then...
Bütün bu cesetlerin vampire dönmesinden şüpheleniyoruz.
We woke up all the corpses.
Ölüleri uyandıracağız.
I want faultless corpses :
Kusursuz ölüler istiyorum!
So they bury him.. And he remains in the belly of the earth.. Among secrets, corpses, bones, skeletons, and darkness.
Onu gömdüler ve o dünyanın göbeğinde yaşamaya devam etti sırların, cesetlerin, kemiklerin, iskeletlerin ve karanlığın arasında...
The Germans distilling glycerine from the corpses.
Almanların cesetlerden gliserin yaptıkları?
A couple of days in a cattle car amidst corpses and shit turned him into an animal.
Birkaç gün boklar ve kadavralar arasında yaşadı. Adeta bir hayvana döndü.
At 6 : 00am today, the corpses of two girls, aged 5 and 6 were found in a subway on line 7 by a custodian.
Bugün saat 6'da biri 5 yaşında diğeri 6 yaşında olan iki kız cesedi 7. metro hattındaki görevli tarafından bulundu.
Punishment for high treason is done by beheading the corpses of ancestors.
Vatana ihanet suçunun cezası ölmüş atalarınızın başları kesilerek verilir.
When I first woke up in that pile of corpses, I was ashamed of myself for not dying with my comrades
O ceset yığınının içinde uyandığım vakit yoldaşlarımla ölmediğim için kendimden utanç duydum.
American troops have discovered the frozen corpses of over 70 fellow Gls, taken prisoner then fiendishly executed by their German captors.
Amerikan askerleri Almanlar tarafından esir alınmış ve sonra da öldürülmüş 70 kadar müttefik askerinin donmuş cesetlerini buldular.
They say you play your flute after your battles, surrounded by corpses.
Savaşlardan sonra cesetlerin etrafında flüt çaldığınızı söylüyorlar.
Soldiers'corpses are wrapped in a bloody people's flag.
# Kanlanmış insanların bayrağına sarılmıştır askerlerin ölüleri #
We even checked unidentified corpses.
Sahipsiz cesetleri bile kontrol ettik.
"There display the corpses, to shame them."
"Cesetler belirecek, onları utandır."
I'll still be around long after your corpses rot.
Cesetleriniz çüdürükten sonra ben buralarda olacağım.
Habeas Corpses
S04xE08
But the last six months, guy was leaving corpses like breadcrumbs.
Ama son altı aydır adamımız cesetleri, ekmek kırıntısı gibi bırakmış.
That what separates the attempts from the corpses.
İntihar teşebbüsleriyle ölümler arasındaki fark bu.
Now, historically, saponified corpses that maintain their physical features were looked upon as, uh, incorruptible, even saintly.
Tarihte sabunlaşmış cesetlere bozulmaz gözüyle bakılırdı. Hatta kutsal sayılırdı.
Then it occurred to me that that's what guys who have sex with corpses do.
İşte o zaman, bunun cesetlerle seks yapan adamların yaptığı şeyle aynı olduğunu farkettim
Cybernetic corpses, digging through frozen remains in the night... why would I be jumpy?
Gecenin bu yarısında sibernetik cesetlerin içinde donmuş kalıntılarla uğraşıyorum. Neden gergin olayım ki?
Nothin here but corpses.
Burada cesetten başka şey yok.
Not that I get flush with corpses or anything
Ceset görünce azıyorum filan gibi bir durum yok ortada.
Using corpses for smuggling is a time-honored repulsive custom
Kaçakçılık için ceset kullanmak nesillerdir uygulanan iğrenç bir gelenektir.
Not that I get flush with corpses or anything.
Ceset görünce azıyorum filan gibi bir durum yok ortada.
Using corpses for smuggling is a time-honoured repulsive custom.
Kaçakçılık için ceset kullanmak nesillerdir uygulanan iğrenç bir gelenektir.
What, with corpses?
Neyle, cesetlerle mi?
THERE'S NO MORE COVERS WITH SNOWYHAIRED GRANDFATHERS PROPPED UP LIKE CORPSES AT THEIR BABY GRANDS, OR CLUTCHING THEIR VIOLINS.
Artık albüm kapaklarında, bir ceset gibi piyanolarının üzerine yatmış ya da kemanlarına sarılmış beyaz saçlı dedeler yok.
Not that I'm not cool with the whole concept... of corpses speaking to me... but if you were going to ask for my help... now would be the time.
Cesetlerin, benimle konuşma kavramından, pek memnun değilim ama yardımımı isteyeceksen şimdi tam zamanı.
We shall meet before the rising sun... at the ancient ruins beyond the Valley of the Corpses.
Güneş doğmadan önce, Cesetler Diyarı'nın ötesindeki eski harabelerde buluşacağız.
And they get turned on by fucking corpses, remember that.
Lanet olası cesetlerle uğraşmaktan zevk alırlar.
I was just wondering, do you mean they're turned on by fucking corpses, - or by fucking corpses?
Cesetlerle uğraşmaktan mı zevk alıyorlar yoksa cesetleri becermekten mi?
'Next, the story of ten-year-old Enrique Ramírez'who fought off the reanimated corpses of his entire family.
Sırada on yaşındaki Enrique Ramirez'in haberi var, tüm ailesinin canlanan cesetlerini savuşturdu.
What about corpses?
Teşekkür ederiz. Efendim, cesetleri ne yapacağız?
The Chinese embassy cremated no corpses, so they find heroin.
Daha da kötüsü Çin elçiliği hata yaptı. Cesetler yakılmadığı için eroini bulacaklar.
We're so weak we can - barely lift our guns - One more day and we'll be eating corpses
Çok zayıfız silahlarımızı ancak bir gün daha kaldırabiliriz ve cesetlerimizi yiyor olacağız veya teslim olmak
Look at the small cross on the corpses.
Cesetler üzerindeki küçük haçlara bakın.
They're moving corpses of suspects and injured officers
Özel timin baskısı sayesinde hırsızlar yerinden oynatıldı.
CID agents came down with the bandits'corpses
Suçlu hala sakinlerin arasında.
- l washed corpses.
- Ceset yıkıyordum.
Then we met their fucking corpses?
Şimdi de cesetleriyle mi karşılaşıyoruz?
Corpses!
Cesetler.
There are twin-beds, identical gold bed spreads on each one, first tucked under the pillows and then pulled back over them, so that they resemble corpses of infants.
Her birinin üzerinde parlak sarı renk örtülerle, çift yatak vardır. Örtüler önce yastıların altından geçirilmiş, sonra üzerinden geri kıvrılmışlardır, bu yüzden, bebeklerin cesetlerine benzerler.
An army of corpses.
Cesetlerden bir ordu.
We won't be able to go out anymore, so if you want, I'll substitute for the corpses.
Artık dışarı çıkamayız, eğer istersen, cesetlerin yerini ben alabilirim.
'One by one I will cut them down...'... until I have built a mountain of corpses.'
Cesetlerden bir dağ oluşturana dek her birini teker teker keseceğim. "
A battle means corpses.
Savaş genelde ölü demektir.
Corpses that honor the regiment.
Rejimin onuruna layık!