Cottage traduction Turc
1,468 traduction parallèle
She and Dorothy had bought a weekend cottage on the Suffolk coast.
Haftasonları gitmek için Suffolk kıyısında Dorothy ile bir yazlık satın almışlardı.
To Sawyer's cottage.
Sawyer'ın köyüne.
You will live at Sawyer's cottage, and I am going to the bishop's daughters.
Sawyer'ın köyünde yaşayacağız ve ben de papazın kızlarının yanına gideceğim.
Perhaps tomorrow, I'll come by the cottage.
Belki yarın, kulübeye gelirim.
I helped him get a little cottage on the outskirts and he lives their quietly with his gin.
Şehrin kenar semtlerinde küçük bir ev yapması için ona yardım ettim ve ciniyle birlikte sessiz sedasız bir yaşam sürüyor.
He has several of them, and they've all taken up residence in Victor Fox's family cottage
Bir sürü var ve Victor Fox'un aile yadigarı çiftliğini ele geçirdiler.
We grew up in this cottage, with our loving mother and father.
Biz bu çiftlikte büyüdük. Sevgi dolu anne ve babamızla birlikte.
Behold, glorious gifts from God and above... a toilet paper rosette for a true lady of the evening, and an Italian cottage made of international cheeses.
Tanrı bana yukarıdan hediyeler yağdırıyor. Akşamın leydisi için gerçek bir tuvalet kağıdı ve ve uluslararası peynirlerden yapılmış bir ltalian kulübesi. Vaav
So, it was just me, all alone... up in the mountains in this cottage, with my parents, all summer.
Bütün yazı dağdaki bu kulübede ailemle ama tamamen yalnız geçiririm.
I am too. I rented a cottage.
Bende, ufak bir ev kiraladım.
There's a cottage hospital at Biryuchi.
Beryuchi'de bir köy hastanesinde olmaları gerekiyor.
We had a little cottage by the lake at the edge of forest
Ormanın kenarındaki gölün yanında bir kulübemiz vardı.
They only kept lucy downtown for four hours but, for an armstead, that was enough and she went to recover at her country cottage.
Ama bir Armstead için o kadarı yeterdi ve toparlanmak için taşradaki kulübesine gitti. Bebeğini, hemşiresini, hizmetçisini, aşçısını ve beni de götürdü.
As soon as i knew the facts, i headed for the cottage.
Hem de çok zor. O kadar olasılık var.
Look, I do not have cottage cheese.
Ben de portakal kabuğu yok.
Cottage - cheese bad?
Ekşimiş peynir mi?
Basically, we have this beautiful cottage in the new forest.
Kısa geçeyim. Bizim New Forest'ta bir kır evimiz var.
Hi. The wait staff is to change in the guest cottage near the entrance.
Garsonlar üstlerini misafir kulübelerinde değiştirecek.
- In a terraced cottage in the Wirral.
Wirral'da sıralı küçük evlerden birinde saklanmakta.
- Johnny's looking in the cottage.
Johnny kulübeyi arıyor.
There'll be no dream retirement cottage with garden.
Emeklilik ve bahçeli bir ev falan yok zaten.
Maybe I should just tear it all down, build a cottage.
Belki de konağı yıktırıp, küçük bir ev yaptırmalıyım.
Two hundred thousand acres of prime Sahara wasteland, put up a cottage.
200 bin dönümlük en iyi Sahra arazisinden alabilirsiniz. Bir kulube inşa edin.
We can't stay at my old place, but I'll find an empty cottage.
Eski evimde kalamayız, ama boş bir kulübe bulurum.
Get into your little cottage ; you'll be warm there in winter.
Kır evinize girin, kışın orada ısınırsınız.
Isn't there where Sally Schmidt bought her cottage?
Orası, Sally Schmidt'in kır evini aldığı yer değil mi?
I'm transferring you to the "cottage."
Sizi kulübeye geçiriyorum.
THE COTTAGE
KULÜBE
I think we should just go back to the cottage.
Sanırım, eve gitsek daha iyi olacak. Sadece bir göz atmak istiyorum.
We're not far from the cottage anyways.
Nasılsa evden fazla uzakta değiliz.
Mr. Shipley, Ylva will help you get settled in the guest cottage.
Bay Shipley, Ylva misafir evine yerleşmeniz için size yardım edecek.
The first girl he ever hooked up with was at my party, at my cottage!
İlk becerdiği kızı kulübemde verdiğim partide buldu!
We named the cottage "peaceful pond cottage"
Evimize huzurlu göl kulübesi adını verdik.
Georgie - - go back to the cottage.
Georgie, eve git.
It must be understood that any visitors, either coming here to the cottage orjust walking in the garden, no visitors at all must be allowed to see him.
Hiçbir ziyaretçinin bu kır evine gelmeyeceği, veya bahçede gezinmeyeceği açık mı? Onu hiç kimse görmemeli.
We walked all the way to York Cottage - a charming view, as always.
Kır evinize doğru yürüdük. Çok hoş bir manzarası var.
Good Lord, why is he out of the cottage?
- Kır evinden niye çıkmış?
- We have to reach York Cottage.
Lalla, York'daki sayfiyeye yetişmek zorundayız.
Well... so this is the summer cottage, the... for weekend getaways.
Vay... Burası yazlığınız mı? Hafta sonu kaçamaklarınız için.
Notice how they lead to the cottage window... then reverse direction and head off towards the hotel?
Otele doğru giden yoldaki izlerin kulübeyle ters olduğunu far ettiniz mi?
The footprints leading away from the cottage... suggested El Chupacabra was scared off once Shaggy alerted the rest of us.
Kulübenin yanındaki El Chupacabra'nın ayak izleri Shaggy korkutulmadan önce oluşturulmuştu.
And that poor creature at Ivy Cottage could have some of the night things.
Ivy Cottage'de oturan ama pek görünmeyen o zavallı da bu gece giysilerini alır.
Because we obtained a search warrant, and we entered the cottage that you rented, and we now know that you came up with the ideas while others paid for the pleasure.
Çünkü izin çıkartıp senin tuttuğun sahil evine girdik. Öğrendik ki fikirler senden çıkarken parayı diğerleri ödüyormuş.
This is not small curd cottage cheese.
Bu az kaymaklı süzme peyniri değil.
I like things the way I like them and I despise big fat globules of cottage cheese.
Kendimce sevdiğim şeyler vardır ve çok yağlı süzme peynirden de nefret ederim.
This cottage cheese is all I'm allowed.
Bir tek süzme peynir yeme iznim var.
I saw a very nice cottage, but that's another story!
Hoş bir kulübe gördüm ama o başka hikaye! ( İngiltere'de çok gay takılan tuvaletlere kulübe deniyor )
After conferring with the local sage, i found aunt ellen's cottage off the beaten path.
Mahalli bir bilgeye danıştıktan sonra Ellen Teyze'nin kulübesini bozuk bir yolda buldum.
It was a modest little cottage it was a modest for the russian army. Ust e nough room
Rus ordusuna yetecek kadar odası olan mütevazı bir kulübeydi.
- Look, it's- - No. Look, I do not have cottage cheese.
Evlendiğinizde, kocanızın, aşık olduğu bir kadınla her gün yan yana çalışıyor olmasını sorun etmeyecek misiniz?
13, 00 : 38 : 25 : 14, Yet when they arrive in Los Angeles, 00, 00 : 38 : 30 : 13, they immediately take up residence in a spacious Malibu beach cottage.
Yine de Los Angeles'a vardıklarında, hemen Malibu sahilinde havadar bir konut kiralarlar.