Could i have a word traduction Turc
361 traduction parallèle
I'm in love too Hello, Mrs. Cardes Could I have a word with you?
Biraz konuşabilir miyiz?
- Could I have a word with you, please?
- Bir şey söyleyebilir miyim?
Could I have a word with you?
Peki, sizinle biraz konuşabilir miyim?
- Could I have a word with you in confidence?
- Sizinle gizli bir şey konuşabilir miyim?
Miss Cole, Miss Cole, Miss Cole, please, could I have a word with you?
Bayan Cole, Bayan Cole, Bayan Cole, sizinle iki dakika konuşabilir miyim?
Could I have a word?
Size bir şey söyleyebilir miyim?
- Could I have a word with you, Mrs Savage?
- Bayan Savage, biraz konuşabilir miyiz?
- Could I have a word with you, please?
- Seninle bir şey konuşabilir miyim lütfen?
- Could I have a word with you, please?
- Size bir şey sorabilir miyim?
C - could-could I have a word with you, please, miss?
Lütfen sizinle biraz konuşabilir miyim, bayan?
- Could I have a word with you?
- Sizinle konuşabilir miyim?
Mrs. Lloyd, could I have a word with you?
Bayan Lloyd, sizinle konuşabilir miyim?
Could I have a word with you, Basil?
Konuşabilir miyiz Basil?
Could I have a word with you?
Sana bir şey söyleyebilir miyim?
- Could I have a word with you, sir?
- Sizinle biraz konuşabilir miyim, efendim?
Could I have a word with you?
Bir şey söyleyebilir miyim?
Could I have a word with Mr Long?
Bay Long'la konuşma fırsatı bulabildiniz mi?
could I have a word with you?
Biraz konuşabilir miyiz?
Could I have a word?
Konuşabilir miyim?
Mr. Magee, could I have a word with you for a moment, please?
Bay Magee, seninle konuşabilir miyim, bir dakika?
Ben, could I have a word with you?
Ben, seninle konuşabilir miyim?
Doc, could I have a word with you?
Dok, biraz konuşabilir miyiz?
- Yes? Could I have a word with you for a moment, please?
- Seninle konuşabilir miyiz?
- Could I have a word?
- Konuşabilir miyim?
- Excuse me. Could I have a word?
Konuşabilir miyiz?
Charlie, could I have a word with you?
Charlie, seninle biraz konuşabilir miyim?
Balki, could I have a word with you?
Balki, seninle biraz konuşabilir miyiz?
Could I have a word with you, Monty?
Sana bir şey sorabilir miyim Monty?
Colonel, sir, could I have a word with you one moment, uh, alone, sir? - Certainly.
- Albay, sizinle biraz yalnız görüşebilir miyiz efendim?
- Holmes, could I have a word?
- Holmes, bir dakika konuşabilir miyiz?
Oh, Mr. Robinson, could I have a word with you, please?
Bay Robinson, sizinle biraz konuşabilir miyiz acaba?
Could I have a word with you?
Konuşabilir miyiz?
Excuse me, Mr Thurmont, you tiny, little, worm-like, infinitesimal prick, could I have a word with my wife, please?
Affedersiniz, Bay Thurmont, sizi ufacık, küçük, solucan tipli, küçük ahmak, karımla kısa bir konuşma yapabilir miyim, lütfen?
Alice? Could I have a word with you?
Alice, seninle konuşabilir miyim?
With the aid of a rope I could leave the club, return, and with the hall porter's word to back me up, never seem to have left the club at all.
İpin yardımıyla kulübü terkedebilir, geri dönebilir, ve hol bekçisinin beni destekleyecek sözü ile, kulübü hiç terk etmemiş görünebilirim
The superintendent said I could have a word with you before the committee meeting.
Yönetici, komite toplantısından önce sizinle konuşabileceğim söylemişti.
Could I have a private word with Dame Beatrice?
Bayan Beatrice ile özel bir şey konuşabilir miyim?
Maybe I could have a word with you.
Belki sizinle biraz konuşabilirim.
Because I could easily have a word with George Swine.
Çünkü isterseniz Bay Swine'la konuşabilirim.
He's a really normal, nice sort of guy and I've only got to have a normal word in his ear and you'd be surprised what things could happen.
Sahiden normal, tatlı biridir... ve kulağına normal bir şey fısıldarsam... neler olacağını görseniz şaşarsınız.
If you left, perhaps I could have a word or two directly with those men.
Hatta izin verirseniz, belki şu adamlara 2 çift laf ederim.
I just wondered if we could have a word with you... about your son, Paul.
Mahsuru yoksa oğlunuz Paul hakkında sizinle biraz konuşmak istiyoruz.
Miss Spencer... I wonder if I could have a word with you.
Bayan Spencer acaba biraz konuşabilir miyiz?
- I, I'd like to have a word with you if I could.
- Sizinle konuşmak istediğim bir konu var.
I just wanted to have a word with you if I could.
Mümkünse sizinle biraz konuşmak istiyordum.
If I could just have a word.
Benim size sadece bir kaç kelime sözüm var.
Mr. And Mrs. Kincaid have asked that I say a word of comfort to you, if I could.
Bay ve bayan Brady, teselli edecek şeyler söylememi istediler.
George, if I could have a word with you before the Carson Show calls.
George, Carson Show'u aramadan önce seninle biraz konuşabiliriz.
Could I just have a quick word with you?
Seninle bir dakika konuşabilir miyiz?
I was wondering if I could have a word.
Bir şey söyleyecektim...
I wondered if I could have a word with you.
- Sizinle biraz konuşabilir miyiz?