Could i talk to you for a second traduction Turc
102 traduction parallèle
Could I talk to you for a second?
Seninle biraz konuşabilir miyim?
- Amy, could I talk to you for a second?
- Amy, seninle biraz konuşabilir miyiz? - Tabii.
Could I talk to you for a second?
Bir dakika seninle konuşabilir miyim?
Could I talk to you for a second, please?
Sizinle biraz konuşabilir miyim lütfen?
Could I talk to you for a second?
Biraz konuşabilir miyiz?
Could I talk to you for a second?
Sizinle biraz konuşabilir miyim?
- Could I talk to you for a second?
- Biraz konuşabilir miyiz?
Could I, um- - Could I talk to you for a second?
Konuşabilir miyiz?
Could I talk to you for a second?
Chandler, seninle konuşabilir miyiz?
Could I talk to you for a second?
Bir saniye konuşabilir miyiz?
- Could I talk to you for a second?
- Bir saniye konuşabilir miyiz?
Could I talk to you for a second Vincent?
Biraz konuşabilir miyiz Vincent?
- Could I talk to you for a second?
- Seninle konuşabilir miyim?
- Could I talk to you for a second?
- Birkaç saniye konuşabilirmiyiz?
Could I talk to you for a second?
- Merhaba. - Bir saniye konuşabilir miyiz?
Could I talk to you for a second?
Konuşabilir miyiz?
Could I talk to you for a second?
Bir saniye gelir misin?
Devon, could I talk to you for a second?
Devon, bir saniye gelir misin?
Listen, could I talk to you for a second about the...
Seninle bir saniye konuşabilir miyiz?
Could I talk to you for a second?
Seninle biraz konuşmam mümkün mü?
Lois, could I talk to you for a second?
Lois, seninle bir saniye konuşabilir miyim?
- Could I talk to you for a second?
- Bir şey söyleyebilir miyim sana?
Tim, could I talk to you for a second?
Tim, seninle biraz konuşabilir miyim?
Hi, anna.I'm so sorry to bother you, but could I talk to you for a second?
Merhaba, anne.Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama seninle biraz konuşabilir miyiz?
Could I talk to you for a second?
Savaş muhabirleri üzerine bir hikaye yazıyorum. Seninle bir dakikalığına konuşabilir miyim?
Could I talk to you for a second?
- Senle bi'saniye konuşabilir miyim?
Could I talk to you for a second?
Seninle bir dakika konuşabilir miyim?
- Could I talk to you for a second? - Oh!
Biraz konuşabilir miyiz?
Hey. look, could i, uh, could I talk to you for a second?
- Seninle biraz konuşabilir miyim?
Excuse me could I talk to you for a second?
Affedersiniz. Sizinle biraz konuşabilir miyim?
Wendy, could I talk to you for a second?
Wendy, seninle az konuşabilir miyiz?
Could I just talk to you for a second?
Seninle bir saniye konuşabilir miyim?
Could I talk to you just for a second?
Seninle biraz konuşabilir miyim?
I'd like to talk to you for a second, if I could.
Sizinle bir saniye konuşabilir miyiz
Could I talk to you just for a second?
Biraz konuşabilir miyiz?
Abby, could I, um, talk to you for a second?
Abby, biraz konuşabilir miyiz?
Could I talk to you outside for a second?
Bir saniye dışarıda konuşabilir miyiz?
Maybe I could talk to you for a second.
Belki de seninle biraz konuşabiliriz.
Excuse me. Could I talk to you just for a second? - Me?
Biraz konuşabilir miyiz?
- If I could just talk to you for a quick second...
- Sizinle biraz konuşabilir miyim? - Bana yolu göster.
- You know what? Could I just talk to you for a second?
Seninle bir dakika konuşabilir miyiz?
I was wondering if I could talk to you for a second.
- Merak ediyordum, acaba biraz konuşabilir miyiz?
I was wondering if I could just talk to you... for a second?
Acaba sizinle biraz konuşmam mümkün mü? Bir saniyeliğine.
Could I talk to you in private for a second?
Seninle özel birşey konuşabilir miyim?
- Do you think maybe I could talk to you in the kitchen for a second?
- Acaba mutfakta 1 saniyeliğine konuşabilir miyim seninle?
Dad, could I talk to you for a second?
Affedersiniz, 45 dakikadır bekliyorum.
Mom, could I just talk to you for a second?
Anne, seninle bir saniye konuşabilir miyiz?
You know what? Could I just talk to you for a second, please?
Seninle bir dakika konuşabilir miyiz?
Could I talk to you guys for a second?
Sizinle bir iki dakika konuşabilir miyim?
I was wondering if I could talk to you for a second.
Biraz konuşabilir miyiz?
Excuse me, sir, if I could just talk to you for a second, I gotta get back in there.
Bayım, affedersiniz. Sizinle biraz konuşmak istiyorum. Oraya tekrar geri dönmem gerekecek.