English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ C ] / Course he does

Course he does traduction Turc

390 traduction parallèle
Of course he does.
Tabii ki seviyor.
- Of course he does.
- Tabi ki öyle diyor.
Of course he does.
Tabiki biliyor.
Of course he does. It's just as well.
Elbette var.
- Of course he does!
- Tabii bayılır!
Of course he does.
Elbette yenebilir.
Of course he does.
Elbette biliyor.
Of course he does, don't you, honey?
Tabiiki tanıyor, öyle değil mi tatlım?
- Of course he does.
- Elbette biliyor.
of course he does.
Şüphesiz merhametlidir.
He still plans to make John king. Of course he does.
- Hâlâ John'u kral yapma planları peşinde.
- Of course he does, darling.
- Elbette biliyor hayatım.
Of course he does. They must have exchanged pictures.
Ama, şüphesiz fotoğraf değiş tokuşu yapmış olmalılar.
Of course he does! And I've got proof!
Tabi öyle düşünüyordur!
"Stefan loves me, whatever you may think." Of course he does.
"Sen ne düşünüyorsan düşün Stefan beni seviyor" Tabi ki seviyor.
Of course he does.
Ama nasıl olur?
Of course he does.
Elbette vardır.
Of course he does.
Elbette, hakediyor.
Goddamn it, of course he does!
Kahretsin, tabi ki biliyor!
- Course he does.
- Tabii ki farkında.
- Of course he does!
- Elbette ki!
Of course he does.
Tabi ki biliyor.
Of course he does.
Tabii ki de biliyor.
Of course He does.
Elbette yapar.
'Course he does. Probably on a tenner a day, and I know what for.
Tabii ki kapar, günde 10 sterlin alıyordur, ben sebebini biliyorum.
- Well of course he does.
Tabii ki, istiyor.
Of course he does.
Tabi ki burada olacak.
Of course he does.
İstifra etti.
'Course he does.
Elbette biliyor.
Of course he does.
Tabiki öyle.
Of course he does.
Elbette olacak.
Of course he does.
Elbette hoşuna gitti.
Of course he does!
Elbette seviyor!
He never stops here. Of course he does, sometimes.
Öyle ama yine de arada bir gelir.
Of course he does.
Eminim o da bilmiyor.
Of course he does.
Yapar elbette.
Of course He does.
Evet, kesinlikle.
Of course, he does.
Elbette duyuyor.
Of course, I ain't for Alvin doing like he does.
Elbette ki, Alvin'in yaptıklarını onaylamıyorum.
Mum, Pop don't want to lie, does he? Of course not
Tommy, babanın bizim için harıl harıl çalışması gerektiğini biliyorsun değil mi?
But if he does not turn parallel to our course, what can we do?
Ama... Ya bizim rotamıza paralel gitmezse tekrar? Ne yapacağız?
That is, of course, if he ever does find us.
Tabii, eğer bizi bulabilirse.
- Of course, he does have a nurse.
- Tabii bir de hemşiresi var. - Evet.
Of course. Chief Hung always does Besides, he needs the help of you two
Tabii ki. şef Hung sözünden dönmez üstelik, sizlere ihtiyacı var
Of course, he does!
Elbette var!
Of course, he does.
Tabii.
And I find myself hoping that the next man won't come in. But, of course, he does. In a few hours, the ceremony will begin, and she will...
Sonra kendimi gelmesi gereken keşke gelmese derken buluyorum ama elbette gelecek ve bir kaç saat içinde merasim başlayacak ve o kendisini anlaşmanın şartları kadar bile umursamayan bir adamla evlenecek.
Well, of course he does, Odo.
Tabi öyle hisseder, Odo.
Of course, Mickey's crew does the game because he's the best.
Elbette Mickey'in ekibi maçı yönetiyor çünkü o en iyisi!
Course he bloody does!
Hoşlanıyor tabii ki! Kendisine sorsana!
Of course he does.
Elbette gerekiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]